Türk dünyası şehirleri serimizde bu hafta; 28 yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılan, Azerbaycanlıların aziz şehri, kültür başkenti Şuşa’yı anlattık.
“Şuşa bizimdir, Karabağ bizimdir, Karabağ Azerbaycan’dır.”
Şuşa, Karabağ Hanı Penahali tarafından 1752’de kuruldu.
Şuşa, Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra bölgeye hakim coğrafi konumu sayesinde stratejik öneme sahip şehir.
Türklerin kadim yurtlarını anlattığımız “Türk dünyası şehirleri” serimizin son şehrinde, 28 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan aziz şehir, aziz kale Şuşa’yı anlattık.
“Azerbaycan müziğinin beşiği”
Şuşa, hem çok sayıda tarihi anıta sahip hem de çok sayıda seçkin bilim ve kültür adamının burada doğması dolayısıyla sadece Şuşalılar için değil, tüm Azerbaycanlılar için önemli bir kent.
Tarihi ve kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri nedeniyle Karabağ’ın sembol şehri olarak kabul edilen Şuşa, ünlü besteci ve müzisyenleri nedeniyle “Azerbaycan müziğinin beşiği” diye de nitelendiriliyor.
Şehir, asırlar boyunca Güney Kafkasya’nın siyasi ve kültürel merkezlerinden biriydi.
“Aziz şehir, aziz kale, aziz anıt”
Kent, 1977’de tarihi ve mimari koruma alanı ilan edildi.
Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Şuşa’yı şu sözlerle anlatmıştı:
“Şuşa, sadece Şuşa halkı için değil, tüm Azerbaycanlılar için aziz şehir, aziz kale, aziz anıttır.”
8 Mayıs 1992’de işgal edildi
Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını hayata geçirmek için saldırıya geçen Ermenilerin başlıca hedeflerinden biri de Şuşa’ydı.
Ermeniler, 1991’de başlattıkları saldırılarla önce Hankendi şehrini işgal etti. Ardından 26 Şubat 1992’de Hocalı kasabası Ermenistan ordusunun eline geçti.
Hocalı’da aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 613 sivili katlederek yüzyılın en büyük katliamlarından birine imza atan Ermenistan güçleri 8 Mayıs 1992’de de Şuşa’yı işgal etti.
22 binden fazla Azerbaycanlı vatanından gitmek zorunda kaldı
Yüzlerce Azerbaycanlı hayatını kaybetti, çok sayıda Azerbaycanlı esir düştü veya kendilerinden haber alınamadı.
22 binden fazla Azerbaycanlı vatan toprağından göç etmek zorunda kaldı.
Azerbaycanlılara ait 300’den fazla tarihi anıt tahrip edildi. İşgalden sonra Şuşa’ya Ermeniler yerleştirildi.
Yüzyıllardır Şuşa’nın gerçek sahibi olan Azerbaycanlılar 28 yıl boyunca Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde yaşamak zorunda kaldı.
8 Kasım 2020: Şuşa artık özgür
Karabağ’ın sembol şehri Şuşa 28 yıllık işgalden kurtarıldı.
Azerbaycan ordusunun Şuşa’ya girmesi, Ermenistan ordusunun dağılmasına neden oldu.
“Şuşa” belgeseli
Azerbaycan Kültür Bakanlığının desteğiyle “Şuşa, Sen Azadsın!” isimli bir belgesel çekildi.
Şuşa operasyonunun öne çıkan kısımları, ilk olarak bu belgeselde yer aldı.
Karabağ şehitlerinin anısı, Şuşa’nın sembolü: Har-ı Bülbül çiçeği
Harı-ı bülbül çiçeği, sadece Şuşa’da Çıdır Ovasında yetişen endemik bir bitki.
Efsaneye göre, Har-ı Bülbül, dalına konan bülbülü sever ve okşar. Alt dallara konan arı ise bülbülü kıskanır, sokar ve öldürür.
Har-ı Bülbül Azerbaycan’da 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nda şehit olan askerlerin anısının sembolü olarak kabul edildi.
Şuşa Kalesi
Kalenin yapımına 1753 yılında başlandı.
Gence kapısı olarak da bilinen kale, Batı ile Doğu’yu birleştiren Dağlık Karabağ’ın en stratejik noktalarından biri.
28 yıl Ermeni işgalinde kalan tarihi kale restore edildi ve kalenin üzerine “Şuşa” yazısı eklendi.
28 yıllık esaretinden kurulan Şuşa; imar, inşaat ve restorasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırılıyor.
Şehir, 2023 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti adayı.
Kaynak: İslam Ansiklopedisi, AA, TRT Haber, Azerbaycan medyası, makaleler