Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri hareketliliği bu yıl 2’nci kez gündemde. Washington-Moskova hattında yeni bir görüşme de oldu. Peki Biden-Putin zirvesinden ne çıktı? Akıllardaki bir diğer soru da şu; “Ukrayna, Rusya için ne kadar önemli?”
Rusya, geçen mart ayı ortasından beri Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesine askeri sevkiyat yapıyor.
Sınırdaki bu hareketlilik, “Rusya, Kırım’ın ardından Ukrayna’yı da işgal edecek mi?” sorusunu getiriyor.
Kremlin, bu beklentilerin doğru olmadığı konusunda ısrarcı. Aksine, Ukrayna ve Batılı destekçilerinin farklı planları olduğu yönünde görüşleri var.
Liderler görüştü
Son olarak, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin video konferans yoluyla konuyu görüştü.
2 saat süren görüşmenin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD ve Avrupalı ortaklarının, Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmasından duyulan “derin endişe” dile getirilerek, “Biden, Rusya’nın Ukrayna’da askeri gerilimi artırması durumunda ABD ve müttefiklerinin güçlü ekonomik ve diğer önlemlerle yanıt vereceğini açık şekilde dile getirdi” ifadesi kullanıldı.
Ayrıca Biden’ın, Kiev’in egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğini vurguladığı belirtilen açıklamada, ABD Başkanı’nın “gerginliğin azaltılması ve diplomasiye dönülmesi” çağrısı yaptığı aktarıldı.
Görüşmenin ardından, her iki lider de ekiplerine görüşmenin takibini yapma emri verdi.
“Ukrayna’yı işgal ederlerse askeri destek artar, ekonomik yaptırımlar gelir”
Öte yandan, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Ukrayna’yı işgal etmeleri durumunda, ABD’nin Ukrayna’ya ve bölgedeki NATO müttefiklerine askeri desteğini artıracağını söylediğini vurguladı.
Görüşmede, Rusya Ukrayna’yı işgal ederse ABD’nin getireceği ekonomik yaptırımlar olacağı da hatırlatıldı.
Sullivan, “Biden Putin’e, (Ukrayna’yı işgal etmeleri) bu durumda şu anda yaptığımızın üstünde ve ilerisinde Ukrayna’ya savunma mühimmatı desteği vereceğimizi ve NATO’nun doğu cephesindeki müttefiklerimize askeri desteği artıracağımızı söyledi” bilgisini verdi.
Biden, Ukrayna Devlet Başkanı ile de görüşecek
Biden’ın Putin ile konuşmasının ardından Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere liderleri ile bir görüşme gerçekleştirdiği de paylaşıldı.
Sullivan, Biden’ın ayrıca perşembe günü Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky ile telefonda görüşeceğini söyledi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda Polonya ve Romanya gibi bölgedeki müttefiklerinin kendilerini güvensiz hissedeceklerini, bu nedenle bu ülkelere ek asker gönderebileceklerini dile getiren Sullivan, “Biden, Putin’in gözlerinin içine baktı ve 2014’te atmadığımız adımları şimdi atabileceğimizi söyledi” bilgisini paylaştı.
Sullivan, görüşmede Putin’in tutumu konusunda bir yorum yapmayacağını ancak Putin’in Ukrayna’yı işgal kararı alıp almadığını henüz bilmediklerini anlattı.
İki ülke ilişkileri ne durumda?
Hem görüşmenin yansımalarını hem de Rusya’nın Ukrayna hamlesini Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Kaan Kutlu Ataç, TRT Haber’de değerlendirdi.
Ataç, Ukrayna meselesinin iki türlü yapısı olduğunu belirterek, ikili ilişkilerden de çok taraflı ilişkilerden de bahsetti.
“Bu konu, Amerika ve Rusya arasında zaten çok gergin ve dinamik bir sürecin devamı. Obama, başkanlığı devredeceği zaman çok sayıda Rus diplomatı ülkeden sınır dışı etmişti. Dönemin başkan yardımcısı da Biden idi. Ve Trump’ın da azil sürecinin nedeninin de aslında Ukrayna olduğunu hatırlamak gerekir.”
“Ukrayna, Rusya için hayati önemde değil, sadece önemli”
Rus lider Putin görüşmede, NATO’nun doğuya doğru ilerlemesiyle ilgili verilen sözün, yasaya dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Sovyetler Birliği dağılırken, NATO’nun doğuya genişlemeyeceğine dair verdiği sözü hatırlatan Ataç, görüşmenin ardından bu sözün hukuki boyuta taşınması yönünde Putin tarafından dile getirilen öneriye dikkat çekti.
“Ukrayna, Rusya için hayati öneme sahip değil ancak önemli bir ülke. Rusya için hayati olan yani Rusya’nın geleneksel olarak gördüğü, güvenliğiyle ilgili konuları, güvenlik alanlarını genişletme yoluyla milli güvenliğini sağlama süreci. Ukrayna sürecinde de bu çok net görünüyor. Rusya’nın bu hassasiyetini gören devletler de bu konuyu kaldıraç etkisi ile kullanmak istiyor. Son yıllardaki NATO zirvelerine de baktığımızda, Avrupa ile ilgili olarak jeopolitik ve jeostratejik konularında Rusya birinci maddede. NATO’nun Soğuk Savaş’tan sonraki genişleme süreci de doğuya doğru. Bu da teknik anlamda, Rusya’nın güvenlik anlamında en çok korktuğu konu. Fakat, Sovyet Birliği dağılırken, dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Baker’ın Sovyet lideri Michael Gorbaçov’a verdiği bir söz vardı. Bu söz de NATO’nun 1 milim bile doğuya genişlemeyeceğine dairdi. Fakat bu söz tutulmadı. Genişleyen NATO’nun dayandığı sınır da Rusya’nın gücünün önemli kısmını oluşturan coğrafi hinterlant doğrudan tehdit edebilecek bir noktada. Bu da Rusya’nın güvenlik endişelerinin artmasına neden oluyor. Geleneksel Moskova güvenlik kompleksi bu anlamda harekete geçiyor. Ancak hatırlamak gerekir, Putin’in güvenlik anlayışına verdiği bu önemin nedenlerin birisi de Rus kamuoyunda ciddi bir karşılığının olması.”
“NATO’nun doğuya yayılmamasıyla ilgili garanti istendi”
“Çok güçlü ifadelerle hem güvenilir hem de hukuki anlamda bağlayıcı bir anlaşma sürecine gidilsin ve NATO’nun doğuya yayılmasıyla ilgili bize garanti verilsin diyerek, Rusya’nın endişesinin altı çizildi. Dolayısıyla Rusya’ya komşu ülkelere yerleştirilen silah sistemlerinin kurulmasıyla ilgili Rusya’nın endişesi var. Bu da uluslararası ilişkilerdeki en önemli sorunlardan biri olan nükleer silahların karşılıklı konuşlandırılması. Yani Polonya’ya konuşlandırılacak silah sistemleri ve Rusya’nın da Belarus’taki karşılığı.”
Görüşme ne anlama geliyor?
Ataç, Biden-Putin görüşmesinin iş birliği vurgusuna ise şöyle bir yorum getirdi:
“Biden ve Putin arasındaki görüşmeden de şunu anlıyoruz: Kremlin’in basını bilgilendirme notunda 2 konu var: 7 Aralık, Pearl Harbor’ın da yıl dönümüydü. Kremlin de buna vurgu yaparak, iki ülkenin ortak hareket tarzının yeniden canlandırılması gerektiğiyle başlıyor. Bu vurgu da önemli. Yani, Rusya iş birliğine dikkat çekiyor.”
Tarafların yazılı açıklamasının sembolik anlamı
Ataç’ın görüşmenin ardından yapılan yazılı basın açıklamalarıyla alakalı verdiği bilgi de dikkat çekici.
“ABD’nin basın açıklaması 136 kelimeden oluşurken, Rusya’nınki 562 kelimeyle ve daha detaylı.”
Ukrayna’yı işgal eder mi?
Peki Rusya’dan işgal hamlesi gelir mi? Kaan Kutlu Ataç’a göre, uluslararası krizlerde bilinen tek şey karşı tarafın niyetiyle alakalı hiçbir şeyin bilinemeyeceği…
“Geleceğe dair bilebileceğimiz tek şey gelecekte ne olacağını bilmememiz. Dolayısıyla, Rusya’nın niyetini bilmiyoruz. Ama Sullivan görüşmeye dair yaptığı açıklamada, ‘Rusya, Ukrayna’yı işgal ettiği zaman…’ diye başlayan bir cümleyle giriş yaptı. Buradan anlaşılan da ABD’nin işgalle ilgili bir süreci belki de kabul edebileceğine dair anlayış olarak yorumlamak mümkün. Akla şu soru geliyor o zaman, ABD’nin Ukrayna konusunda Rusya’ya yönelik ciddi bir caydırıcı etkisi olmayabilir mi? Bu yöndeki bir gelişme karşısındaki uygulayabileceği caydırıcılık acaba sadece kuvvetli ekonomik yaptırımlardan mı ibaret?”
Teknik istihbarat kararı ne demek?
Görüşmenin bir diğer önemli maddesi ise teknik istihbaratla ilgili alınan karar… Ataç, bunu da şöyle değerlendiriyor:
“Siber güvenlik, ABD için çok önemli bir konu. 2016 ve 2020 Başkanlık seçimlerinde yaşanan süreçler, ABD’li resmi ve özel kurumlara yönelik siber saldırıların yanı sıra saldırılarda artık fidye süreçlerinin de olması önemli. Bu konuyla ilgili de iki ülke beraber çalışmaya hazır olduklarını vurguladı. Çünkü, ABD’de 2020 Kongre ara seçimi ve 2024’te başkanlık seçimi olacak. Bu yüzden siber suçlarla ortak mücadele kararlılığın bildirilmesi çok önemli. Niyet beyanı olarak iki lider de bunu belirtmiş oldu. Kremlin’in açıklamasındaki bu tür suçlarla mücadele ve ‘teknik istihbarat’ta iş birliği vurgusunun altının çizilmesi önemli.”
“Rusya’nın stratejik sabrı yüksektir”
Son olarak Ataç, Rusya için Ukrayna’nın hayati bir öneminin olmadığının altını çizerek, Rusya’nın stratejik sabrının yüksek olduğunu söyledi.
“Rusya’nın stratejik sabrı yüksektir. Bozkır insanı oldukları için dayanıklı yapıya sahiplerdir. Mesela, Kırım’daki süreci hazmettirebilmiştir. Dolayısıyla Rusya bu stratejik sabır içerisinde, stratejik belirsizlik yaratabilir. Çünkü dünya, Rusya’nın niyeti saldırmak mı yoksa işgal etmek mi diye konuşuyor. Örneğin Sullivan dahi ‘Rusya’nın niyetini bilemiyoruz’ diyor. Bu da hem stratejik sabır hem de stratejik muğlaklıktır. Bu yüzden de Rusya’nın eli güçlü diyebiliriz. Rusya’nın niyetinin ne olduğunu anlayabilmek adına ABD istihbaratının Rusya’nın niyeti, askeri yığınakları gibi konularda değerlendirmelerinin basın yoluyla dünya kamuoyuyla paylaşmasını bir ölçüde de, Rusya’nın niyetinin ortaya çıkarılması anlamında değerlendirmek gerekir. Fakat, Rusya’dan bu konu hakkında “saldırı olmayacak” yönündeki açıklamalar dışında bir cevap da gelmiyor.”
Ataç, iki liderin görüşülen konular hakkında mekanizma kurulmasına ilişkin bir mutabakata vardığının, görüşmenin sonucu olduğunu da ekledi.