Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra AB – NATO sürecine başlayan Ukrayna, hem fiziki hem de siyasi olarak Rusya ve Avrupa’nın çekişme alanında yer alıyor.
Ukrayna, Sovyetler Birliği’nden 1991’de ayrılmasından sonra stratejik hedefini, Avrupa Atlantik toplumuna entegrasyon olarak belirleyerek, AB ile 1994’te siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda ortaklık ve iş birliği anlaşmasını imzaladı.
AB ile Ukrayna arasındaki ilişkiler Doğu Ortaklığı Programı ile 2009’da daha da gelişti.
Yanukoviç’in AB anlaşmasını imzalamaması ülkeyi ikiye bölmüştü
Dönemin Batı yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamamasıyla 21 Kasım 2013’te ülke, Rusya ve Batı yanlıları olarak ikiye bölündü ve “Meydan Olayları” adı verilen gösteriler başladı.
Meydan Olayları, Rusya’nın Kırım’ı yasa dışı ilhakı ve Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde yer alan Donetsk ve Lugansk şehirlerinde Rusya yanlısı ayrılıkçıların sözde devletlerini ilan etmesiyle sonuçlandı.
NATO yolunda Ukrayna
Eski Varşova Paktı üyesi Ukrayna’nın Avrupa Atlantik toplumu yolunda AB ile NATO süreci de başladı. Ukrayna 1994’te Barış için Partnerlik programına katıldı ve bu programa katılan ilk eski Sovyet ülkesi oldu.
Yuşçenko’nun döneminde Batı’yla daha da hızlanan ilişkilerle, Ukrayna 2008’de Üyelik Eylem Planı (MAP) için başvuruda bulundu. Gürcistan ve Ukrayna’nın 2008 NATO Bükreş Zirvesi’nde NATO üyesi olacağı duyuruldu.
NATO, 2020’de Ukrayna’yı “Geliştirilmiş Fırsatlar Ortağı” olarak tanısa da MAP vermedi.
Putin’den ABD’ye NATO garantisi talebi
NATO’nun sınırlarına doğru genişlediği gerekçesiyle Rusya’nın tekrar Ukrayna sınırlarına yığınak yaptığı ve saldırı hazırlığında olduğuna ilişkin istihbarat raporlarının kısa süre önce ortaya çıkması bölgedeki gerginliği yükseltti.
Bölgedeki tansiyonu düşürmek için yapılan çevrim içi görüşmede, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’li mevkidaşı Joe Biden’dan Ukrayna’nın NATO üyesi olmayacağına dair garanti istedi.
Görüşmeden bir gün sonra Putin, NATO’nun doğuya yönelik genişlemesi olasılığına ilişkin, “Ukrayna’nın NATO’ya katılma ihtimalinden endişe duymamamız mümkün değil. Ukrayna NATO’ya girerse, ardından Ukrayna’ya bizim için tehdit oluşturacak silah sevkiyatları başlar.” açıklamasında bulundu.
“Amerikan füzeleri Moskova’ya 10 dakikada ulaşacak”
Ayrıca Putin nisanda Polonya ve Romanya’daki Amerikan füzelerinin Rusya’nın merkezine 15 dakikada varabileceğini hatırlatarak, “Ukrayna’nın NATO üyesi olduğunu farz edelim. Amerikan füzelerinin Harkiv veya Dnipro kentlerinden Moskova’ya uçuş süresi 7-10 dakikaya düşecek.” ifadesini kullandı.
Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Ukrayna’nın NATO üyesi olup olmamasıyla ilgili kararın bu ülkeye ait olduğunu söyledi.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba da Rusya’ya verilecek garantilerin ancak “Putin’in iştahını artıracağı” değerlendirmesinde bulundu.