Yaşamımızın bir tarafı artık algoritmalarla çevrili. Çevrimiçi attığımız her adımı takip ediyorlar. İlgi alanlarımızı belirleyip sınıflandırıyorlar. Profil oluşturuyorlar ve yönlendirmeye başlıyorlar. Bilmediğimiz şeyse nasıl yönlendirileceğimiz.
İnterneti kullanırken her hareketiniz yeni bir veri oluşturuyor. Bir gönderiye kaç saniye baktınız? Hangi sayfaları ziyaret ettiniz? Önerilenlere tıkladınız mı? Tıklamadıysanız farklı bir şekilde gösterildiğinde tıklayacak mısınız? Bu ve benzeri onlarca veri sizi tanımlamak, kategorize etmek ve bazen de yönlendirmek için kullanılabiliyor.
Nedir bu algoritma?
Şirketler, verileri toplamak ve kullanabilmek için internetin arka planında farklı algoritmalar çalıştırıyor. Size ‘bunu mu demek istediniz?’ diye soran da bir algoritma. ‘Bunu alan bunu da aldı’ diyen de… Aslında nereye baksanız karşınıza bir algoritma çıkıyor.
Şirketlerin algoritmalarla hangi verileri topladığı ve nasıl kullandığıysa her zaman şeffaf değil. Evet, algoritmalar işleri kolaylaştırmak ve daha iyi bir yapı inşa etmek için kullanılabilir. Aradığınız şeyi daha kolay bulabilirsiniz, ilgilendiğiniz konuda daha çok bilgiye ulaşabilirsiniz, ilginizi çekecek reklamlar görebilirsiniz… Ama kötü niyetli algoritmalar da var. Uzmanlara göre bu algoritmalar yıkıcı olabilir.
Algoritmalar hakkındaki sorularımızı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Sefa Sütçü’ye sorduk.
Bir sonraki adımınız ne olacak?
Sütçü, algoritmaların önceden oluşturduğumuz verilere dayandığını söylüyor. Yani algoritmalar önceki davranışlarınıza göre bir sonraki adımınızı tahmin edecek hesaplamalar yapabiliyor.
Örneğin bir kez ‘bilim’ videosu izlediyseniz artık daha fazla bilimsel içerik görmeniz olası. Size bilimle ilgili üyelikler, hediyelik eşyalar sunulabilir. Ancak her zaman bu kadar masum değil. Ya bir komplo teorisi videosu izlediyseniz ve daha çok komplo teorisi içeriği tüketmeye sevk edilirseniz?
Ya da algoritma sizi ‘alışverişe düşkün’ kategorisine aldıysa ve önünüze sürekli sizi aşırı alışverişe yönlendirecek içerikler çıkıyorsa… Evcil hayvan sahibi, haber okumayı seven, üniversite mezunu… Benzeri onlarca kategoriden bazılarına dâhilsiniz. Tam olarak neden ve hangi kategorilere dâhil olduğunuzsa şüpheli.
Algoritmalar insanları yönlendiriyor mu?
Sütçü, algoritmaların insanları yönlendirdiği hep tartışılan bir konuydu diyor. Cambridge Analytica skandalından sonraysa iyice belirginleşmiş. Bu skandalla algoritmaların insanların kararlarını etkileyebildiği gerçeği ortaya çıkmıştı.
Sütçü, bu skandaldan önce büyük teknoloji şirketlerinin insanları yönlendirmek üzere çalışan algoritmaları kabul etmediğini anlatıyor.
Ya çok sınırlı ya da sadece iyi niyetle kullanıldığı iddiasındalarmış. Bu skandal ve sonrasında ortaya çıkanlarsa durumu değiştirdi. Artık algoritmaların insanları yönlendirmek için kullanılabileceği biliniyor.
Sütçü, “Dolayısıyla biz diyebiliriz ki evet gerçekten böyle bir durum var. Algoritmalar insanları yönlendirmek amacıyla kullanılıyor. Hatta algokrasi diye bir tanım da getiriyorlar bu duruma. Yani, demokrasinin algoritmalar tarafından yönetildiği diye bir ifade” diyor.
Algoritmalar şeffaf mı?
Bu algoritmaları veri sahipleri, büyük teknoloji şirketleri tasarlıyor. Algoritmalar sadece size bazı içerikler göstermekle de sınırlı kalmıyor. Size gösterilenler propagandaya dönüşebiliyor, ruh halinizi, fikirlerinizi değiştirmek için kullanılabiliyor.
Mesela, Facebook’un geçmişte kullanıcılar üzerinde deneyler yaptığı biliniyor. Bu deneylere yüzbinlerce bazen milyonlarca insan haberi olmadan katıldı.
O deneylerden birinde Facebook, bir algoritmayla bazı kullanıcılara daha pozitif haberler gösterirken bazılarına daha negatif haberler gösterdi. Kullanıcıların nasıl etkilendiğini ölçtü.
Sütçü şunları söylüyor: “Facebook’un gösterdiği birtakım haberler nedeniyle ana sayfasında, bazı insanlar intihara teşebbüs ediyorlar veya bir başkasını tehdit etmeye varan şeyler yapıyorlar. O algoritmanın o açıdan değişmesi insani açıdan çok önemli. Yani burada insan hayatı söz konusu.”
Algoritmalar ticari sır kapsamında
Şirketler rekabet avantajını kaybetmemek için algoritmaları nasıl kullandığını açıklamıyor.
Sütçü, “Algoritmaların hangi konularla ilgilendiği ve bize neler önerdiği konusu maalesef kesin olarak bildiğimiz bir şey değil. Bu çünkü o algoritmaları kullanan firmaların, o teknoloji şirketlerinin ticari sırları kapsamına giriyor” diyor. Bunun yanlış olduğunun da altını çiziyor.
Veri benim verim
“Bizim buna çözüm olarak birtakım regülatif tedbirler almak yönünde çalışmalar yapmamız lazım” diyen Sütçü, “Sonuçta veri benim verim ve ona ne yapılacağına benim karar vermem lazım” diye ekliyor.
Kişisel verilerin korunması, şirketlerin kullanıcı verileriyle ne yapabileceklerine sınırlama getirilmesi Avrupa Birliği’nin öncelikli konularından. Türkiye’de de bu konuda çalışmalar yürütülüyor. Sütçü’ye göre kanunların uygulanmaya konulması, düzenlemelerin yapılması oldukça önemli. En az onlar kadar önemli bir konu daha var. O da insanların paylaştıkları veriler ve algoritmalar hakkında bilinçlenmesi, veri sahiplerinden şeffaf olmalarını talep etmeleri.