Moldova Cumhuriyeti’ne bağlı Gagauz Özerk Yeri’nin kuruluşunun 27’nci yıl dönümü nedeniyle tören düzenlendi.
Gagauz Özerk Yeri başkenti Komrat’ta düzenlenen törene, Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah’ın yanı sıra Türkiye’nin Kişinev Büyükelçisi Gürol Sökmensüer, Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Hasan Akdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Kişinev Program Koordinatörü Selda Özdenoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Vlah, burada yaptığı konuşmada, günün önemine işaret ederek, “27 yıl önce Moldova merkez ile yaşanan anlaşmazlığın barış yoluyla çözülmesinin ve Gagauz Özerk Yeri’nin oluşturulmasının, saygıya dayalı diyalog ve uzlaşmanın bulunması yönündeki samimi arzu sayesinde mümkün olduğunu hatırlamanın ve anlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Bölgenin geleceğinin halk arasındaki “dayanışmaya” bağlı olduğunu belirten Vlah, gençlerin Gagauz Özerk Yeri’nde çalışması için imkanların yaratılacağı inancını dile getirdi.
“Gagauz Özerk Yeri’nin 1994’te doğuşu tarihi bir dönüm noktası oldu”
Türkiye’nin Kişinev Büyükelçisi Sökmensüer de Gagauz Özerk Yeri’nin özel hukuki statü tanıyan yasanın Moldova Parlamentosu’nda kabul edilmesinin üzerinden 27 yıl geçtiğine dikkati çekerek, “Gagauz Özerk Yeri’nin 1994 yılında doğuşu tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Gagauz ve Moldova halkları 27 yıl önce çatışma yerine barışı, istikrarı, huzuru ve kardeşliği seçmişlerdir.” dedi.
Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in Moldova ile Gagauz Özerk Yeri arasında ara bulucu rolü üstlendiğinin altını çizen Sökmensüer, bunun Türkiye için gurur kaynağı olduğunu vurguladı.
Sökmensüer, “Demirel, hem Gagauz soydaşlarımız hem de Moldova makamları ile kurduğu kişisel dostluklar sayesinde ara buluculuk yapmış ve kanlı bir çatışmaya dönüşme riski taşıyan ihtilafın barışçıl bir şekilde sona ermesine çok önemli bir katkıda bulunmuştur. Dönemin Moldova Cumhurbaşkanı Mircea Snegur ile Gagauzların önderi olan merhum Stepan Topal’ın sağduyulu kişilikleri de bu tarihi uzlaşıya varılmasında kilit rol oynamıştır.” diye konuştu.
Gagauz Özerk Yeri yönetimi ile merkez yönetimi arasında diyaloğun sürdürüldüğüne dikkati çeken Sökmensüer, şunları kaydetti:
“Merkezi yönetim ile özerk yönetim arasındaki diyaloğun, barış ve huzurun bugüne kadar devam etmiş olması, özerklik kararının ne kadar isabetli olduğunu ispatlamaktadır. Birçok akademik çalışmada, ihtilafların çözümünde Gagauzya modeli örnek olarak gösterilmektedir.”
Sökmensüer, bölgenin özerklik statüsüne işlerlik kazandırılması için hazırlanan 3 yasa tasarısına dair çalışmaların devam ettiğini aktararak, “Geçtiğimiz yıl Aralık ayında iki tasarının yasalaşmasını büyük memnuniyetle karşıladık. Üçüncü tasarının da mümkün olan en kısa sürede yasalaşmasını temenni ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“Güçlü bir özerklik, Moldova’yı daha da güçlü kılacak”
Özerkliğin tam ve layıkıyla işlemesi için Kişinev ile Komrat arasındaki karşılıklı güven ve diyalogun güçlü ve sürekli olmasının önemli olduğunu vurgulayan Sökmensüer, şöyle devam etti:
“Güçlü bir özerklik, hem Gagauzya (Gagauz Özerk Yeri) ve Moldova arasındaki bağları hem de Moldova’yı daha da güçlü kılacaktır. Bu anlayışla gereken adımların atılacağına inanıyorum. Güçlü bir Moldova’da güçlü bir Gagauzya görmek, Türkiye olarak bizim en büyük arzumuzdur. Daha fazla soydaşımız resmi devlet dilini öğrenmelidir. Böylece soydaşlarımız vatandaşı oldukları Moldova Cumhuriyeti ile her alandaki bütünleşmelerini daha da derinleştirebileceklerdir. Daha fazla soydaşımız devlet kademesinde önemli görevler üstlenebileceklerdir.”
Halk Meclisi (Halk Topluşu) yönetim organlarının teşkil edebilmesinin önemine işaret eden Sökmensüer, “35 kişilik Halk Topluşu’nun hala kendi başkanını, yöneticilerini seçememesi, en çok ihtiyaç duyulan Gagauzya’daki birlik beraberlik ruhu imajına zarar vermektedir. Şahsi beklenti ve siyasi hesapların bir kenara bırakılıp, Gagauzların 27 yıllık özerklik tarihine yakışır bir tutum benimsenerek, Halk Topluşu’nun saygınlığının korunması Gagauzya için önemlidir.” diye konuştu.
“Gagauz Özerk Yeri Moldova ile ilişkilerimize güç ve zenginlik katıyor”
Büyükelçi Sökmensüer, Moldova ve Türkiye arasındaki ilişkilerine değinerek, “Moldova, Türkiye’nin stratejik ortağı ve dostudur. Gagauz Özerk Yeri ise Moldova ile ilişkilerimize güç ve zenginlik katan bir dostluk köprüsüdür. Sizler bizim kardeşimizsiniz. Sizin de bizi kardeşiniz olarak gördüğünüzü gayet iyi biliyorum.” ifadelerini kullandı.
Gagauz Türklerini her zaman desteklediklerini belirten Sökmensüer, Türkiye’nin Başkonsolosluğunun, Gagauz Özerk Yeri’nin başkenti Komrat’ta Ağustos 2020’de açıldığını anımsattı.
Sökmensüer, Türkiye’nin Gagauz Özerk Yeri’nde birçok proje hayata geçirdiğini dile getirdi.
Gagauz Özerk Yeri’nin kuruluşu
Moldova’nın güneyinde “Bucak” olarak adlandırılan bölgede yaşayan Gagauz Türkleri, Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde 19 Ağustos 1990’da Gagauz Cumhuriyeti’ni ilan etmişti.
Herhangi bir ülke tarafından tanınmayan cumhuriyet, kendi varlığını 1994’e kadar sürdürmüştü.
Gagauz Özerk Yeri ise 23 Aralık 1994 tarihinde Moldova Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulmuştu.
Toprak bütünlüğü olmayan Gagauz Özerk Yeri, Başkent Komrat, Çadır Lunga ve Valkaneş olmak üzere üç şehir ile yaklaşık 25 köyden oluşuyor.
Gagauzlar, 1994’te Türkiye’nin de katkısıyla kazandığı özerklik haklarını zamanla kaybetme endişesi yaşıyor.
Oğuz boyundan gelen Hristiyan Gagauz Türkleri, stratejik ortaklık düzeyine taşınan Türkiye ve Moldova arasındaki ilişkilerde önemli bağ vazifesi görüyor.