Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Hakikat TV’de Güven Arıklı’nın sunduğu “Günaydın Hakikat” isimli programa konuk olarak yaklaşan erken genel seçimler ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
DP’nin aday adaylığı müracaat sürecinde 87 kişinin müracaat ettiğini, 50 kişinin aday adayı olarak belirlenmesine karşın aday adaylığına müracaat eden her ismin ayrı ayrı değerli olduğunu ifade eden Ataoğlu, liste dışı kalan isimlerle geçtiğimiz günlerde buluştuklarını ifade ederek şöyle devam etti:
“Liste dışı kalan isimlerle sohbet etme şansı bulduk. En mutlu olduğum nokta, arkadaşlarımızın ‘elimizi taşın altına koymak için müracaat ettik. Yapmamız gereken ne varsa tümümüz de yapmaya hazırız. Bize verilecek görev ne ise yapmaya hazırız. Aramızda küskünlük yok’ demeleriydi. Çalışmalarımız birlik ve beraberlik içinde devam ediyor. Herkes çok mutlu. Mutlulukla çalışıyorlar. Bu bizi heyecanlandırıyor.”
“ORTAKLAR KURULTAYLA UĞRAŞIRKEN, DP ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN ÇALIŞTI”
Bir yıllık Hükümet sürecini tamamladıklarını, bu süreçte hem küçük hem de büyük ortağın kurultay süreçleri yaşadığını, DP’nin ise aynı süreçte sabahtan akşama kadar ülke ekonomisine yönelik çalışmalar yürütmeye devam ettiğini belirten DP lideri, “Esas talebimiz, bu çalışmaların hayata geçmesiydi” dedi.
“MİK’E YAPILAN BASKI NEDENİYLE, YAT LİMANI PROJEMİZ, İHALEYE ÇIKAMADI”
Mağusa’daki liman içerisinde bulunan iskelenin yıkılmasının ardından hızlı bir şekilde askerle irtibata geçtiklerini ve teknelerin herhangi bir fırtınaya maruz kalıp zarar görmemesi için askerin kontrolündeki laguna bölgesinden alan talep ettiklerini belirten Ataoğlu askerin kendilerini kırmadığını, balıkçı barınağı olarak kullanmaya başladıklarını belirtti.
Söz konusu alanın yanındaki bölgeyi de turizme kazandırmak ve yat limanı yapmak adına askerden talep ettiklerini ifade eden Ataoğlu, ilgili çalışmaları sonlandırıp ihaleye çıkmak adına konuyu Merkezi İhale Komisyonu’na (MİK) taşıdıklarını, MİK’in ise baskı görmesi nedeniyle ihaleye çıkmadığını kaydetti.
“MİK İHALEYİ DURDURMUŞ DURUMDA”
“Bu doğru bir yaklaşım değil” diyen Ataoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Bakanlar Kurulu’nda dedik ki parti olarak, bakanlık olarak oturduk çalışma yaptık. Projenin hayata geçmesi için gerekirse Bakanlar Kurulu kararıymış gibi, Bakanlar Kurulu’nun başı, Başbakan çıksın açıklasın dedik. İllaki DP’nin ya da Ataoğlu’nun projesidir, böyle lanse edilsin gibi bir talebimiz ya da gailemiz yok. Tüm bunlar konuşulmasına rağmen MİK’e göndermiş olduğumuz ihaleye çıkılmasına engel olundu. İhaleye çıkılmadı. Neden önüne geçildiğini sorduk, ‘seçim yasaklarını’ bahane ettiler. Hâlbuki biz YSK’ya, bu konuda yazımızı yazmıştı. Memlekete, ekonomiye, istihdama dokunacak olan projelerin hayata geçmesinin söz konusu olduğunu aktarmıştık. Ama MİK şu an ihaleyi durdurmuş durumda…”
“GİRNE ANTİK LİMANI İÇİN DE AYNI DURUM SÖZ KONUSU”
Girne Antik Yat Limanı’nda da aynı durumun yaşandığını ifade eden Ataoğlu, 4 etaplı bir proje hazırlamalarına karşın, bir şekilde adım atılmasının engellendiğini ifade etti.
“GAİLESİ GELECEK OLAN VATANDAŞ, DP’YE MÜHÜR VURMALI”
Ataoğlu, “Eğer vatandaşın gailesi ekonomik kalkınmaysa, gençlikse, gelecekse, DP’ye mühür vurmalılar. Mühür vurmalılar ki, DP de daha güçlü bir şekilde hükümete gelsin, projelerini çok daha rahat bir şekilde hayata geçirsin” dedi.
“DEŞİFRE EDİLEN BAZI ÜYELER BAŞKA PARTİLER TARAFINDAN RAHATSIZ EDİLİYOR”
DP’ye olan katılımların ciddi oranda arttığını, katılımların bazılarını kamuoyu ile paylaştıklarını, bir kısmını “deşifre olmak istememelerinden” ötürü paylaşmadıklarını belirten Ataoğlu, “Deşifre edilen bazı üyeler, başka partiler tarafından rahatsız ediliyor. Bu nedenle bir kısmın katılımlarını deşifre etmiyoruz” şeklinde konuştu.
“BU AKŞAM 300 KİŞİ DAHA DP’YE KATILACAK”
Bu akşam 300 civarı kişinin daha DP’ye katılacağını söyleyen Ataoğlu, yarın akşam da aday tanıtımı etkinliği düzenleyeceklerini, önümüzdeki hafta içerisinde de katılımların sürmesin beklediklerini söyledi.
“DP’YE ÇOK KISA BİR SÜREDE 7 BİN CİVARI KİŞİ KATILDI”
DP’nin çok kısa sürede 7 bin civarı katılım aldığını açıklayan Ataoğlu, “Bu katılımlar devam ediyor. Biz artık kilit değil, kitle partisiyiz. Hedeflerimiz belli, adaylarımız ortaya çıktı, katılanlar ortaya çıktı, çıkmaya da devam ediyor. Katılanlar sahada, bizimle çalışıyorlar. Her adayımızın kendi içindeki gücü ortada. DP’nin gücünü artık herkes görebiliyor” dedi.
Halkın gördüğü tek kamuoyu yoklamasının basında çıkan anketler olduğunu söyleyen Ataoğlu, “O anket, adaylarımız belli olmadan, projelerimiz ortaya çıkmadan, manifestomuzu duyurmadan yapılan bir anketti” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEYE GİRİŞ ÇIKIŞLARI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN ALTERNATİFLER ÜRETİYORUZ”
Ülkeye giriş çıkışların daha da kolaylaştırılması için Turizm ve Çevre Bakanlığı olarak çeşitli alternatifler ürettiklerini kaydeden Ataoğlu, havaalanına 4 personel yerleştirdiklerini, bu sayede turistlerden gelen şikâyetlerin anlık olarak çözüldüğünü belirtti.
“AKARYAKIT KRİZİNDE, BAŞBAKAN’IN YAPMIŞ OLDUĞU AÇIKLAMALAR TALİHSİZDİ”
Akaryakıt krizi sürecinde, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun talihsiz bir açıklama yaparak, “Güney Kıbrıs’tan gelen araçlara yakıt verilmemesi” çağrısında bulunduğunu, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Ataoğlu, “Güney’den gelenler yakıt alıyor, arastada geziyor, otelde konaklıyor, restoranlarda yemek yiyor… Para bırakıyor. Her yere dokunuşları olurken, kısıtlayıcı adımlar atmak yanlış. Akaryakıtta sorun mu var? Çağırırsın ithalatçıları, sorunu örenip alternatif çözüm yolları üretirsin. Köklü bir çözüm bulursun. Olayı baştan çözersin, sonundan değil. Bunu yapmamız gerekiyordu” şeklinde konuştu.
“KABİNEDEKİ ‘İYİ NİYETLİ’ BAKANLAR, YENİ BELİRLENEN ASGARİ ÜCRET İÇİN ‘AZ BİLE’ DEMİŞTİ”
Yeni belirlenen asgari ücretle ilgili söylemleri de değerlendiren Ataoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman’ın, Bakanlar Kurulu’nda bu konuyu diğer kabine üyeleriyle de görüştüğünü, olması gereken rakamın ne olduğunu açıkça telaffuz ettiğini, bazı iyi niyetli bakanların bu rakamın bile yeterli olmadığını dile getirdiğini anlattı.
“ÇALIŞANA DOKUNURKEN, İŞVERENİ DE UNUTMADIK”
Çalışana dokunurken, işveren kesimini de unutmadıklarını, bu kapsamda Ocak ayında sona erecek olan prim desteğini bir yıl daha uzatma konusunu da gündeme getirdiklerini belirten Ataoğlu, bu adımların “seçim yatırımı” olduğu yönünde bir algı yaratılmaya çalışıldığını ama bunun yanlış olduğunu kaydetti.
Ataoğlu, “Seçim Nisan ayında da olabilirdi. Ama her hâlükârda asgari ücreti yine konuşacaktık” diyerek, işveren tarafın mahkemeye gitme durumunun söz konusu olduğunu ama neye dayanarak hukuki sürecin başlatılacağının merak konusu olduğunu vurguladı.