Baş döndürücü bir hızla ilerleyen uzay çalışmalarında ismi öne çıkan Elon Musk, hem başarıları hem de kendisine yöneltilen eleştirilerle sürekli gündemde. Son olarak uzayda uydu tekelleşmesi ile suçlanan Musk, hâkim güç haline mi geliyor?
Elon musk…
Kimilerine göre milyarder bir uzayperest, kimilerine göre de realist bir uzay tutkunu.
Görüşler farklı olsa da çeşitli projelerle uzayla olan bağını güçlendiren Musk, daha uzun süreler bu tartışmaların içerisinde olacak gibi.
Peki, kimdir Elon Musk ve yöneltilen eleştirilerde haklılık payı var mı?
Musk, lisansını uzay üzerine yapmadı
Güney Afrika’da 1971 yılında doğan Elon Musk, Pennsylvania Üniversitesi’nde işletme ve fizik okudu.
Yani, Musk aslında uzayla ilgili bir eğitime sahip değil. Roketleri sadece istediği için fırlatıyor.
İlk girişimci olduğu iş ise çok farklı. PayPal’ın kurucu ortaklığını yapan Musk, Tesla Motors ve SolarCity (güneş enerjisi) şirketlerini de kurdu.
2000’lerin başında da yaşanan büyük bir gelişmeyi Musk fırsata çevirdi. NASA’nın uzay aracını dünya yörüngesine fırlatma işinden çekilmesi Space Exploration Technologies Corporation’ın (veya SpaceX) kurulmasının nedeni oldu.
Musk’ın SpaceX’i kurması daha köklü şirketlerle rekabete girmesine de vesile olmuştu.
Hedeflerini hep daha üste koydu
2010’da SpaceX, ilk büyük başarısını kaydetti. 4 Haziran 2010’da şirket, yeni nesil roketinin ilk deneme ateşlemesini yaptı. O günkü başarı SpaceX’in uzay yolculuğunun ilk adımıydı. Aslında, Musk, bu başarıyla rakiplerine ve dünyaya ciddiyetini ispatlamış oldu.
Takvim Aralık 2010’u gösterdiğinde ise insansız uzay kapsülü olan Dragon, sahneye çıktı ve 3 saatlik süren uçuşunun ardından paraşütle okyanusa indi. SpaceX, özel firma unvanıyla yine bir ilke imza atmış oldu.
Elon Musk’ın SpaceX’i ilk kez yaptığı denemelerde başarılarını ard arda kazandı. Musk için bu durum yeni projeler belirlemek için bir motivasyon sağladı ki yeni hedefler koymaya devam etti.
Musk’ın en çok gerçekleştirmek istediği hayali ise insanları Mars’a götürmek. Bu hayal ne kadar zamanda gerçekleşir bilinmez fakat Musk’ın başka bir hedefi olan Starlink projesi de hayli ilgi çekici.
Starlink projesi nedir?
Teknik olarak SpaceX’in bir bölümü olan Starlink, aynı zamanda uzay uçuşu şirketinin büyüyen yörünge uyduları ağının veya “takımyıldızının” adı. Bu ağın gelişimi 2015’te başladı ve ilk prototip uydular 2018’de yörüngeye fırlatıldı.
Starlink aslında bir internet sağlayıcı. Yörüngenin belli bölümlerinde duran uydularla hedeflenen şey interneti dünyanın her nokttasına ulaştırmak. Yani internete ulaşım, geleneksek kablolu ağ bağlantısından direkt uzaydan alınan sinyalle olacak. Sinyaller için küçük bir uydu yeterli.
Şu anda Starlink’in hizmeti yalnızca ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde mevcut. Fakat, bu internet ağı için daha fazla uydu takımyıldıza girdikçe kapsama haritası büyümeye devam edecek. Zira, hedef 42 bin uydu. Önümüzdeki birkaç yıl içinde 12 bin uydunun yörüngeye yerleştirilmesi bekleniyor.
Elon Musk uzayda tekelleşiyor mu?
Bu durum Avrupa Uzay Ajansı’nın yeni direktörü Josef Aschbacher’a şu yorumu yaptırdı: “Aktif uyduların yarısı bir kişiye ait. Kuralları o koyuyor. Uzay frekans ve yörüngeler açısından kısıtlayıcı hale geliyor.”
Çin ise Musk’ın Starlink uydularının, Çin’in uzay istasyonuyla bu yıl iki kez “neredeyse çarpışacak kadar” yakınlaştığını söylemişti.
“Kimseyi engellemedik, engellemeyi de düşünmüyoruz”
Ancak, Elon Musk, Financial Times’a yaptığı açıklamalarda, hakkındaki iddiaları yalanlayarak, “Uzay müthiş derecede büyük. Uydular ise çok küçük. Diğerlerini engellediğimiz bir durum söz konusu değil. Kimseyi engellemedik, engellemeyi de düşünmüyoruz. Birkaç bin uydu hiçbir şey. Bu biraz, “‘Hey bak burada, dünyada birkaç bin tane araba var’ demek gibi. Bu hiçbir şey” dedi.
Peki, Elon Musk gerçekten uzayda tekelleşmeye giden bir güç mü?
İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Sinan Aliş, uzaydaki uyduların yörüngede oluşturduğu kirliliğe dikkat çekiyor.
“Elon Musk’ın uzaydan geniş alanlı internete ulaşabilmek için hedefleri var. Bunlar uzay işgali değil ama Dünya alçak yörüngesinin kirletilmesi ya da uyduların çarpışma riski gibi durumlara neden olabilir. Aslında oranladığımızda ihtimaller çok düşük. Milyonda bir gibi oranlar. Fakat uzaydaki operasyonlara bakıldığında ciddiye alınması gereken bir konu.”
“Uyduların kontrol edilemezliği sıkıntı”
Dr. Aliş’e göre esas tartışılması gereken, Musk’ın tekelleşmesinden çok uzaydaki uyduların kontrol edilmez olması.
“Uzaya ne kadar uydu koysanız da dolmasıyla ilgili bir problem olamaz. Burada sadece kontrol edilebilirlik konusu sıkıntı. Çünkü bunlar küçük uydular, kontrolleri kaybedilebilir. Çoğunlukla da Dünya’ya düşecekler zaten alçak yörüngede oldukları için. Düşseler bile önemli olan başka bir uyduya çarpmadan düşebilmeleri. Kendi aralarında çarpışmamaları da bizim için çok önemli. Çünkü bu çarpışmalar kalıntı sayısını ve tehlike yaratacak parça sayısını artırıyor. Uzayda bir vida bile önemli çünkü çok hızlı şekilde dolanıyor. Bu yüzden uydu küçük olsa da çarpışmalarından kaynaklanacak parça sayıları çok daha büyük risk oluşturuyor.”
“Uydular, yaklaşmakta olan bir göktaşının gözlemini engelleyebilir”
Uzaydaki uyduların bir de bilimsel gözlemler ve astronomi için oluşturduğu riskler var. Dr. Aliş, uyduların parlaması nedeniyle yaklaşan bir göktaşının gözlemenin bile riske girebileceğini söylüyor.
“Binlerce uydu yörüngeye oturduğunda oldukça parlak oluyorlar. Elon Musk’ın şimdi bu konuyla ilgili çalışması var. SpaceX, parlak uyduları sönük yapmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Astronomi camiasıyla da iletişim halindeler. Yine de başlangıçta bunları planlamadığı için yama çözümler oluşuyor şu an. Yani, gökyüzünde uydular hep bir iz bırakıyor ve teleskopların hep önündeler. Bir gözlem yapılmak istendiğinde ya da cisme bakılmak istendiğinde uydular engel oluşturuyor. Bu da bilime zarar veriyor.
Ayrıca, uzayda on bilerce uydu olacak. Radyo yayın dalgasıyla yere sürekli bir frekans gönderiyorlar. Dünya üzerindeki radyo teleskop evleri ve gözlemlerini de etkiliyor bu yayınlar. Hem optik astronomiyi hem radyo astronomiyi etkiliyorlar. Etkilemeye yönelik gözlerimiz de var. En çarpıcı şey, uydular özellikle güneşe yakınken daha parlaklar. Bu da ufka yakın olduklarında daha etkili olacakları anlamına geliyor. Handikap da şu, eğer biz Dünya’daki teleskoplardan göktaşlarını bulmayı hedefliyorsak, ufka yakın olduklarında belirgin oldukları için bu zamanda yapacakken uyduların da o anda parlak olmasından dolayı yaklaşmakta olan bir göktaşını kaçırabiliriz. Dolayısıyla, bazı göktaşlarının kaçırılmasına neden olabilirler.”
“Elon Musk’ta suç değil sorumluk aranması gerekiyor”
Uzay çalışmaları için alınan kararlar 1967’de belirlenmiş ve bugün karşılaşılan sorunlar öngörülememiş. Bu yüzden, uzaya uydu fırlatmak isteyenler için bir engel yok.
“Uzay çalışmalarında paradigma değişimindeyiz”
Bu konu BM’de de tartışılıyor. Ancak henüz alınan bir karar yok.
“Elon Musk’ta suç değil sorumluk aranması gerekiyor. Problem yasal mevzuatların çok eski tarihli olması. Birleşmiş Milletler anlaşmaları 1967 yılına dayanıyor. 5 tane anlaşma var Türkiye’nin de tarafı olduğu. Bu anlaşmaların hiçbirinde uzaydaki şu anki durumlar öngörülmüş değil. 1957’deki ilk uydu Sputnik’ten 2018’lere kadar toplam 9 bin tane uydu gönderildi ve bu tarih itibarıyla 2 bin tanesi çalışıyordu. SpaceX ise 2 yılda çalışan uydu sayısı kadar uydu fırlattı. Yani, insanlık çok daha hızlı ilerliyor şu anda. Fakat, Musk için engellenebilir bir durum yok, mevzuat açık. Bu konuda da sadece ülkelerin kendi otoriteleri izin verebiliyorlar. Ne yazık ki ABD’deki otorite de sıkıyor ama izin veriyor. Ama bunun diğer ülkelerin çalışmalarına etkisini kimse sorgulamıyor maalesef. Ciddi bir mevzuat açıklığı var. Dünyadaki önemli astronomi birlikleriyle 2 yıldır Birleşmiş Millet’lerde konuyu gündeme getirmeye çalışıyoruz. Ortak yok için çaba sarfediyoruz. SpaceX ile de görüşüyoruz, onlar da çözüm geliştirmeye çalışıyorlar ama şu an bir sonuç alamadık.
Dolayısıyla, şu an uzaya uydu fırlatmak suç değil, ilerleyen bir mekanizma yok. Belli başlı bazı sorumlulukları aldıktan sonra herkes, her ülke uzaya istediğini yapmakta özgür. Ama şu an bir paradigma değişimindeyiz. İlerde bunlar ciddi şekilde konuşulacaktır.”
“Uzayda dolaşan parçaların toplanması mümkün olmuyor”
BM’deki mevzuata göre uyduların çarpışması sonucu ancak tazminat cezası verilebiliyor. Ama parçalar boşlukta kalıyor.
“Tanzimat ödeme var fakat uzayda çalışma hakları elinden alınmıyor. Uzaydaki bir kazadan sonra dolaşan parçaların da toplanması mümkün olmuyor. Bu parçaların başka uydulara çarptıktan sonra oluşturduğu tahribat sadece ödenen tazminatla sonuçlanıyor.”
Grafik: Şeyma Özkaynak