Konya’da, parkurlarda “Dede” lakabıyla tanınan 74 yaşındaki milli koşucu Ali Demirhan, antrenörlüğünü de yapan eşi Gülizar’ın desteğiyle başarıdan başarıya koşuyor.
Emekli astsubay 74 yaşındaki koşucu Ali Demirhan, atletizme 1965’te girdiği askeri lisede 3 bin metre koşusunda kazandığı birincilikle başladı.
Askerlik hayatı boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerinin spor kulübü Karagücü’nde koşan ve madalyalar kazanan Demirhan, emekliliğinden sonra da atletizmden kopmadı.
Demirhan, 57 yıllık atletizm hayatında ulusal ve uluslararası turnuvalarda 100’e yakın madalya kazandı, 4 kez Türkiye, 1 kez Balkan rekoru kırdı.
2013’te Türkiye Masterler Turnuvası’nda 2 bin metre engelli koşuda şampiyonluğu kazanıp kategorisinde rekor kıran Demirhan, 2014’te de Romanya’daki Balkan Turnuvası’nda yine aynı kategoride Balkan rekorunun sahibi oldu.
2019’da İstanbul’daki Kapalı Salon Atletizm Masterler Şampiyonası’nda ise 70 yaş gurubunda 400, 800, 1500 ve 3 bin metrede şampiyon olan Demirhan, 800, 1500, 3 bin metrede Türkiye rekoru kırdı.
Milli sporcu, en son eylülde İtalya’daki Avrupa Masterler Şampiyonası’nda da 800 metrede birinci, 1500 metrede üçüncü, 3 bin metrede ikinci oldu. Demirhan, şimdi ise şubatta düzenlenecek 2022 Türkiye Masterler Şampiyonası’na hazırlanıyor.
“Kazandığım madalyalarda benden fazla onun emeği var”
Demirhan, tüm başarılarını, her koşulda kendisine destek veren, beslenme ve antrenman programlarını düzenleyen 50 yıllık eşi Gülizar’a borçlu olduğunu söyledi.
Evlendikten sonra antrenmanlara beraber gitmeye başladığını belirten Demirhan, eşinin zamanla antrenman ve beslenme programlarına aşina olduğunu ve antrenörü haline geldiğini ifade etti.
Demirhan, yarım asırdır eşinin her turnuvada yanında olduğunu kaydetti.
“Antrenörüm, her şeyim eşimdir. Antrenmanlarda, yememde, içmemde, her şeyimde programlı bir şekilde beni yarışlara hazırlar. Benden önce programları o belirler. ‘Şunu giyeceksin, şunu yiyeceksin, şu saatte uyuyacaksın.’ der. Yurt içi, yurt dışı tüm seyahatlerde hep yanımdaydı. Kazandığım madalyalarda benden fazla onun emeği vardır. Eşime ne kadar teşekkür etsem azdır.”
Turnuvalardan önce eşinin kendisiyle rakip koşucuları analiz ettiğini anlatan Demirhan, yarış sırasında sürekli kendisine taktik verdiğini, uyarılarda bulunduğunu dile getirdi.
Demirhan, sağlıkları el verdikçe milli formanın gururuyla daha birçok şampiyonluk yaşamak istediklerine dikkat çekti.
“Milli formayı giymek öyle bir şey ki milyonları versen o formanın verdiği heyecanı, o bayrağının göndere çekilme heyecanı yaşayamazsın. Torunlarımıza bırakacağımız en büyük miras, madalyalarımız, başarılarımız, oralarda çektiğimiz videolar ve eşimle beraber şeref kürsülerinde madalyamızı alırken yaşadığımız anılardır. Gençlere de tavsiyem şu olur, hiçbir başarı çalışmadan, ter dökmeden elde edilmez. Çalış, didin, ter dök, sonra Allah’a dua et, ne istersen Allah verir. Bir de okumayı, sporu ve yabancı dil öğrenmeyi bırakmasınlar.”
“O bensiz, ben de onsuz olmam”
Milli atletin eşi 69 yaşındaki Gülizar Demirhan da turnuvaların hazırlık döneminde daha disiplinli davrandıklarını, beslenme ve antrenman programlarından taviz vermediklerini söyledi.
Demirhan, sağlıklı beslenmeye çok özen gösterdiklerini aktardı.
“Hazır meyve suları, hazır yemekler, paketli gıdalar yedirmem. Meyve suyunu kendim sıkarım. Ara öğünlerde meyve ya da kuruyemiş atıştırır. Akşam yemeğinden sonra da bir şey yedirmem çünkü yağ yapar. Akşamüzeri 3 gibi koşuya çıkarız. Ben yürürüm, o koşar. Kronometresini tutarım. Elimde listem olur, ‘Üç kez 100 metre koşacaksın.’ derim koşar. ‘800 metreyi 5 kez koşacaksın.’ derim, koşar. O bensiz, ben de onsuz olmam.”
Demirhan, turnuvalarda da ayrılmadıklarını ve her koşulda birbirlerine destek olduklarını vurguladı.
“O koşarken ben de ona kenardan destek olurum. Rakiplerinin durumuna göre onu uyarıp taktikler veriyorum. Bu bizim normal yaşam şeklimiz oldu. Allah sağlık, sıhhat, ömür verdiği sürece beraber çalışmaya devam edeceğiz. O koşarken ben kenarda çok heyecanlanıyorum. Beni duymadığı zamanlar oluyor. Takımımızdaki diğer arkadaşlara ‘Beraber bağıralım.’ diyorum. Sesimin yettiği kadar bağırıyorum. Gururla da madalya almaya beraber çıkıyoruz.”