Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, morallerinin çok yüksek olduğunu, özellikle son 2 haftada Halkın Partisi’nin ciddi bir yükselişte olduğunu, son günlerde özellikle kararsızların ve başlangıçta karma oy düşüncesinde olanların oy verme günü yaklaştıkça sandığa gidip mühür şeklinde oy kullanma eğiliminin arttığını ve bu açıdan ilk adres olarak da Halkın Partisi’ni tercih ettiklerini gözlemlediklerini söyledi.
Aylardır sahada, sokakta halkın içerisinde olduklarını ve soğakın nabzını çok iyi tutabildiklerini belirten Özersay, “Sokağın nabzı halkın kendi partisine, yani Halkın Partisi’ne güvendiğini gösteriyor” dedi.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Zirve Kıbrıs’ta Bala Kayadelen’in Gündemin Zirvesi’nde programına konuk olarak soruları yanıtladı.
Elektrik Kurumu’nun Erhan Arıklı’nın yönetimi, Faiz Sucuoğlu’nun da başbakan olduğu bir dönemde kötü yakıt kullanılması ve cihazların bozulmasından dolayı elektrik kesintilerinin yaşandığına işaret eden Kudret Özersay, elektrik kesintileri, akaryakıt, tüp gaz kuyruklarıyla 1970’lere geri dönüldüğünü, Güney’e muhtaç kalındığını da söyledi.
Daha önceki dönemde, HP hükümette olduğunda, bu cihazların bakımının yapıldığını, elektrik kesintisi yaşatılmadığını vurgulayan Özersay, o dönemde kükürt oranı doğru, temiz yakıt alındığını, kükürt oranı yüksek, hileyle yakıt satmaya çalışan firmanın da çok ciddi 4-5 milyonluk para cezasına mahkum edildiğini söyledi. Bu şirket için alınan kararı uyguladıklarını, devlet ihalelerinden de şirketi men ettiklerini anlattı.
Ekonomi ve Enerji Bakanlığının CTP’de ve UBP’deyken bakanların enerji alanına yatırım yapılmasına gereken hassasiyeti gereken hızda göstermediğini ileri süren Özersay, böylece de yatırım yapılamadığını savundu. Eğer yatırım yapılsaydı, önümüzdeki yıllardan itibaren doğal gazdan elektrik üretimine geçilebileceğini söyledi. Ciddi bir öngörüsüzlük ve beceriksizlik olduğunu ifade etti.
HP’nin iklim politikası konusunda da soruyu yanıtlayan Özersay, bu sorunun sadece Kıbrıs’a has bir sorun olmadığını, dünyanın ve insanlığın sorunu olduğunu ifade etti. Özersay, iklim değişikliğiyle ilgili dünyadaki gelişmeleri takip edecek, konuyla ilgili paydaşları bir araya getirecek bir vizyonda olduklarından söz etti. Gerek BM, gerekse de dünya liderlerinin bir araya gelip standartlar çerçevesinde oturup değerlendirip adım atma gerektiğinin bilincinde bir parti olduklarını anlattı.
Özersay, alınan tedbirler ve kriz yönetimi konusunda tecrübeli olduklarına işaret etti.
AB’nin güneyin temiz enerjiye geçmesi, fosil yakıt kullanımından uzaklaşması için iki buçuk milyar Euro kaynak ayırdığını anlatan Özersay, eko sistemin bütün olduğuna dikkat çekti. Özersay, KKTC’de de fosil yakıt kullanımının minimuma indirileceği dönüşüm için finansal ve proje desteği verilmesinin Brüksel’de ve AB’nin diğer kurumlarında anlatılmasının şart olduğunu söyledi. Hükümette veya muhalefette bu konuyla ilgili de girişimlerin bir an önce yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Hükümetin, yapamıyor, beceremiyor olduğu için seçim öncesinde ekonomik sorunların üstesinden gelemediğini ifade eden Özersay, “Söylenen pek çok sözün altında kalıyorlar” diyerek hükümeti eleştirerek örnekler verdi.
Özersay, “Geçsin seçim bakarız” yaklaşımının bu ülkeye yarar değil zarar sağladığına dikkat çekti.
Özersay, “Ülkenin siyasi istikrara ihtiyacı vardır. Sahaya baktığınızda herkes bu seçimde koalisyonun çıkacağını biliyor. Ancak temel bazı prensiplere uygun davranmamız gereklidir. Çıkacak koalisyonun uzun ömürlü olması gereklidir. Kurulacak hükümetin her iki koalisyon ortağının da mecliste grubu bulunan siyasi partilerden olması gereklidir” dedi.
Özersay, ekonominin bu kadar kötü, sosyal sigortaların batma noktasına getirildiği bir dönemde, eğer istikralı bir hükümet kurup da bunlar üzerine neşter vurulamazsa, devletin daha fazla zayıflayacağını ifade etti.
Özersay, hükümette oldukları dönemde de krizler yaşandığını, günü kurtaran kararlar almadıklarını anlatarak, döviz borçlanan kişinin döviz geliri olması koşulunun o dönemde konulduğunu ifade etti. Özersay, bu sebepledir ki geçen süre zarfından bireysel kredi ve borçlanmanın pek olmadığını söyleyerek, genelde borçlanmalarda dövizden TL’ye yönelme olduğunu, sebebinin de aldıkları tedbirler olduğunu kaydetti.
Özersay, faiz yasasıyla ilgili tüketici kredilerinde sabit faiz uygulaması yasasını kendilerinin geçirdiğine değinerek, hükümetten ayrıldıktan sonra yasanın uygulamasının askıya alındığını söyledi. Özersay, “HP’nin hükümette, görevde olması, bu tür uygulamaların güvencesidir. HP’nin hükümetteki varlığı halkın hak ve menfaatlerinin sigortasıdır” dedi.
Özersay, seslerinin daha gür çıkabilmesi için, doğru olan yasal düzenlemeleri yapabilmeleri için HP’ye daha güçlü sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek, halka çağrıda bulundu.
Ercan Devlet Havalimanı’nın Türkiye’deki iç hatlar kapsamına alınması ile ilgili Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun açıklamalarıyla ilgili de soruyu Özersay şöyle yanıtladı:
“Vergi indirimi zaten olması gerekendir. Dış hatlar olarak Ercan’a devam edip vergi indiriminden yararlanılması bütün sorunu çözer. Buradaki bir diğer ihtiyaç da uçuşların sayısını artırmaktır. Uçuş sayısı artar vergi kolaylığı sağlanırsa, zaten uçak bileti fiyatları aşağıya inecektir. Ercan Havaalanının bir dış hat olmaktan çıkarılmasına gerek yoktur. Böyle bir ihtiyaç da yoktur. Böyle bir tartışma açılması çok anlamsızdır. Bir ülkenin Başbakanının da böyle bir şeyi bu kadar kolay bir şekilde dillendirmesi de hoş değildir”
Özersay’a, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi ve Doğal Kaynaklar Komitesi üyesi Fuat Nalcıoğlu’nun, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun “Ercan Havalimanı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin iç hatlarına dahil edilmesi” yönündeki açıklamasına destek belirterek, “Kıbrıs’ın bütünüyle, gerçek sahibi anavatan Türkiye’ye iltihak edilmesini savunuyorum” şeklindeni açıklamalarıyla ilgili de görüşü soruldu.
Özersay, devlet kurulduğunda, meclisten oy birliğiyle geçen ve dünyaya deklare edilen KKTC’nin Bağımsızlık Bildirgesinde, KKTC’nin başka hiçbir devletle birleşmeyeceğinin yazdığını anımsattı.
Özersay konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz devlete inanan insanlarız diyerek, devlete inanırmış gibi yapıp ondan sonra da devletin kapısına kilit vururuz yaklaşımını doğru bulmayız” diyen Özersay Kıbrıslı Rumlar kadar Kıbrıslı Türklerin de devlet sahibi olma, kendi kendini yönetme hakkına sahip ollduğunu ifade etti. Özersay, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesi bağlamında bir devlet sahibi olmak zorunda olduğunu ve bir devlete sahip olduğunu kaydetti. “Elimizdeki devletten vazgeçip bizi başka bir devlet yönetsin düşüncesi hem doğru değildir hem de bunu Kıbrıs Türk halkına yakıştırmak yakışıksızdır. Bunlar seçime girildiği süreçte ortaya çıkan sansasyonel söylemlerdir. Seçmeni etkilemek içindir bunu konuşmak da onların yapmak istediklerine hizmet eder”.
EastMed Ortadoğu projesiyle ilgili de kendisine yöneltilen soruyu yanıtlayan Özersay, bunun, çıkarılan kaynağın KKTC veya TC üzerinden taşınmaması için Rum tarafının ortaya attığı hamle olduğunu söyledi. Kıbrıs Türk Müzakereci olduğu dönemde, bu konunun uzmanlarının hazırladığı rapora bakarak bir açıklama yaptığını, “bu proje uygulanamaz ve çökecek “dediğini ifade eden Özersay, denizdeki derinlik nedeniyle bu projenin uygulanamayacağını kaydetti.
Özersay, o dönemde . TC Dış işleriyle çalışma yaptıklarını ifade ederek, dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya iki öneri götürdüklerini, bunlardan bir tanesinin Rum tarafına teklif edildiğini anlattı. Özersay, o tarihten itibaren “işbirliği yapalım çözümü beklemeyelim yönünde” ve çözüme de katkı olacağı düşüncesiyle resmi pozisyona gelindiğini ancak bu konuda bir adım atılmadığını söyledi.
Seçimle ilgili de görüşleri sorulan Özersay, sahada görünenin 2018 yılındaki gibi HP’nin, UBP ve CTP’den sonra üçüncü sırada yer aldığı yönünde olduğuna dikkat çekti. HP’nin son iki üç haftadır istikrarlı biçimde durumunu iyileştirmekte, olduğuna değinen Özersay, HP’nin ortaya koyduğu makul politikalar nedeniyle, seçimin eşiğinde daha da yükseleceğini söyledi. Özersay, “Seçimden sonra biz hükümette varız” dedi.
Seçimde oy kullanımı konusunda da konuşarak, bilinçli seçmenin karma oy kullanmayı tercih edebildiğini ifade eden Özersay, en ufak hatada karma oyların yandığı gibi, karma oyların partilere hiçbir etkisi olmayacağına vurgu yaptı. “Karma oy kullanıldığında bir siyasi partiye bir vekil kazandırmaz” diyerek, karma oyun zaten kazanacak vekillerin kim olacağını belirlediğinin altını çizdi. Geçen seçimde, karma en fazla karma oy alan isimin kendisi olduğunu da ifade eden Özersay, bunun partisine bir getiri sağlamadığını anlattı. Özersay, mühür artı tercihte hata yapılsa da mührün geçerli sayıldığını söyledi. Özersay, “Bir siyasi partinin mecliste daha güçlü olmasını istiyorsanız mühür artı tercih kullanmanız ülkenin geleceği açısından daha iyi olacaktır” şeklinde konuştu.