Almanya’nın Hanau kentinde iki sene önce bir kafeye düzenlenen saldırıda 4’ü Türk 9 kişi öldürüldü. Irkçı saldırıdan şans eseri kurtulan Mustafa Tunç, dehşet anlarını TRT Haber’e anlattı: Beni Almanlara benzettiği için öldürmedi.
19 Şubat 2020’de Almanya’nın Hanau kentinde Türklere ait kafe ve büfeyi hedef alan saldırganlar 4’ü Türk 9 kişiyi öldürdü.
Katliamdan şans eseri kurtuldu
O gece biri vardı ki, ırkçı terör saldırısında şans eseri hayatta kaldı: Mustafa Tunç. O günden beri konuşma zorluğu çekiyor, psikolojik tedavi görüyor.
Irkçı katil Tobias Rathjen katliam gecesinde 51 yaşındaki Mustafa Tunç’un göğsüne iki kez silah dayadı. 4’ü Türk 9 kişiyi acımasızca katleden Rathjen, onu öldürmedi. Tunç’un hayatta kalmasını sağlayan ise renkli gözleri ve sarı saçlarıyla Almanlara benzemesiydi.
“Mavi gözlü sarışınım diye beni bağışladı”
Tunç, yaşamla ölüm arasında yaşadığı dehşet anlarını ilk kez TRT Haber’e anlattı:
“Korkunç bir yüz ifafesi vardı, gözleri dönmüştü her şeyi göze almıştı. İki silahla geziyordu, birisi aşağıda birisi de tetikte aynen şurama, göğsüme dayadı. Yüzüme baktı, mavi gözlü sarışınım diye herhalde beni onun için bağışladı mı ne yaptı. Yani sandı ben Türk değilim, Almanım onun için çekmedi tetiği.”
“Sadece parmağını oynatacaktı, bitmişti iş”
Mustafa Tunç, sarı saçlı ve mavi gözlü olmasaydı belki bugün hayatta olmayacaktı:
“Eğer o ırkçı katil bilseydi benim Türk olduğumu ya da yabancı uyruklu olduğumu, kesinlikle ben de bu fotoğrafların arasında olabilirdim ve olurdum da. Çünkü silahı dayadı sadece parmağını oynatacaktı, bitmişti iş.”
“Almanca konuşmamı istedi”
Mustafa Tunç, “katille burun buruna geldiğinde, donup kaldığını” ve o anda ailesinin aklına geldiğini söyledi.
“Tetiği çekti, çekmedi, çekti çekmedi. O an onlar geldi aklıma ama donup kaldım, bir şey de yapamadım. Bir metre geri gitti, silahı indirdi. Bir derin nefes aldım bir baktım küt bir daha geldi karşıma. Bir daha bana baktı sonra, ‘Ne var?’ dedi. Benden Almanca konuşmamı istedi. Çıkartmak istedi yabancı mıyım, Türk müyüm, Alman mıyım diye. Daha kesin kendisi karar vermemişti bence. Niye geriye gelsin, silahı dayasın tekrar vücuduma?”