Paralimpik milli masa tenisçi Nesim Turan, üst üste üçüncü kez dünya şampiyonu olmayı hedefliyor.
Bronz madalyayla döndüğü Tokyo Paralimpik Oyunları’nın ardından yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Nesim Turan, yeni hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Nesim, koronavirüs salgını nedeniyle bir yıl gecikmeli düzenlenen Tokyo 2020’yi “Uzun, yorucu, stresli bir dönemdi” sözleriyle değerlendirdi.
“COVID-19’un getirdiği birçok zorluklarla mücadeleden sonra kendimizi Tokyo’ya attık. Tokyo’dan ekip olarak alnımızın akıyla döndük. Bireysel olarak bronz madalya aldım. Her ne kadar hedefim çok daha farklı olsa da bizim için başarılı bir süreçti.”
“Paris’te kürsünün zirvesini amaçlıyoruz”
“Sporculukta ne hedefler ne de hayaller biter.” diyen milli masa tenisçi, bu yıl İslami Dayanışma Oyunları ve Para Dünya Masa Tenisi Şampiyonası’nın yapılacağını dile getirdi.
Nesim, Dünya Şampiyonası’nın kasım ayında İspanya’nın Malaga kentinde düzenleneceğini belirtti.
“Kendi kategorimde son iki dünya şampiyonuyum. Üst üste üçüncü kez dünya şampiyonu olabilmek, unvanımı korumak için mücadele edeceğim. Unvan bende olduğu için ekstra çalışmam gerektiğine inanıyorum.”
Asıl hedeflerinin 2024 Paris Paralimpik Oyunları olduğunu söyleyen Nesim, “En büyük hedefimiz, hayalimiz ise Paris Paralimpik Oyunları’nda yine kürsüde yer almak. Ama bu kez kürsünün zirvesini amaçlıyoruz.” şeklinde görüş belirtti.
“Kendimi hiçbir zaman engelli sporcu olarak tanımlamıyorum”
Dünya şampiyonu paralimpik masa tenisçi Nesim Turan, bu spora başlama hikayesini anlattı.
“Her şey İlhami ve Yusuf hocamla tanışmakla başlayan bir süreçti. 2006-2007’de Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Okulu’nda, yatılı okulda tanıştık. Masa tenisiyle ekibimizin birçoğu bu ikili sayesinde tanıştı. Bütün başarıların aslında mimarları da onlar. Ben şahsen kendimi hiçbir zaman engelli sporcu olarak tanımlamıyorum. Biz sporcuyuz, bu ülkenin bayrağını taşıyan, bu ülkeyi gururla temsil eden ve nice başarılar kazanan sporcular olarak kendimizi ifade ediyorum. Onun için işin diğer kısımlarıyla da çok ilgilenmiyoruz, işimizi yapıyoruz.”
“Zorluğun ne olduğunu çok iyi biliyoruz”
Nesim, hayatta her sporcunun zorluklarla karşılaştığı dönemlerin olduğuna işaret etti.
“Madalya geldikten sonra bazı şeylere ulaşmak daha kolay ama madalyaya giden o yolda birçok zorluklar çektik. Bu zorlukları dile getirmektense bu zorlukların neticesinde kazandığın şeylerin keyfini çıkarmak daha keyifli oluyor. Ben de şahsen bunu yapıyorum. Evet geçmişte çok ciddi zorluklar da çektik. Ulaşım konusunda… Erişilebilirlik bu ülkede belli dönem çok ciddi sorun haline gelmişti.”
Ağrı merkeze 30 kilometre uzaklıkta bir köyde dünyaya geldiğini anlatan Nesim Turan, “Oradaki şartların ne olduğunu en iyi bilen insanlardan birisiyim.” dedi.
Nesim, kar nedeniyle kışın tekerlekli sandalyeyle okula gitmenin mümkün olmadığı dönemlerde babasının sırtında kendisini okula götürdüğünü aktardı.
“Bunu dile getirmekten ziyade açıkçası şu anki bulunduğum konumum keyfini çıkarmak daha güzel. Yoksa zorluğun ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Hem ailem hem de beni yetiştiren hocalar konusunda çok şanslıydım ve bugünlere kadar geldik.”
Paralimpik masa tenisçi, hayatının sporla tamamen değiştiğini vurguladı.
“Spor öz güven sağlıyor, kendini ifade etme şeklin değişiyor. Masa tenisi bana sayamayacağım birçok şey kattı. Her şeyden önce maddi özgürlük sağlıyor. O özgürlüğü yakaladıktan sonra istediğiniz şeylere çok daha rahat ulaşıyorsunuz. İster istemez hayatımızın tamamen değişmesine vesile oldu. Tamamen tesadüfen hobi olarak elimize aldığımız raketi hiç bırakmadan bugünler kadar geldik.”