Kanada’da yıllarca zorla kısırlaştırılan kadınların açtığı davalar sürüyor. 1972 yılına kadar yürürlükte olan bir yasanın suistimal edilmesiyle kaç yerli kadının kısırlaştırıldığı bilinmiyor.
Kanada yakın tarihinde yaşanan kitlesel bir insanlık suçuyla daha yüzleşiyor.
1928 ile 1972 yılları arasında yürürlükte olan bir yasa kapsamında yerli kadınların bilgileri dışında kısırlaştırılması tartışmaların odağında.
“Uygun olmayan kişilerin üremesine sınırlama” maddesi uyarınca zorla kısırlaştırıldıklarını ileri süren binlerce kadın beş eyalette dava açtı.
Kanada CTV kanalında yayınlanan program sürece ilişkin ayrıntıları gözler önüne serdi.
Kaç yerli kadının kısırlaştırıldığı bilinmiyor
İddialara göre, hamile yerli kadınlara muhtemel bir sezaryen işlemi için onay formu imzalatıldı.
Ardından forma, kısırlaştırma ile ilgili madde eklendi ve doğum sancılarının başladığı dakikalarda, anne adayına ne olduğunu anlamadan bu ek belge onaylatıldı.
Kist veya apandisit şikayetiyle hastaneye başvuran yerli kadınlar da benzer bir uygulamaya maruz bırakıldı.
Bu süreçte kaç yerli kadının kısırlaştırıldığı bilinmiyor. Tahminler 70 bine kadar çıkıyor.
Yatılı kilise bahçelerinde toplu mezarlar
Kanada daha önce de 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla alınarak, yatılı kilise okullarında asimile edilmesi gündeme gelmişti.
Bu çocukların yaşadığı mezalim de kilise bahçelerinde bulunan ve sayıları bini aşan çocuk mezarlarıyla gün yüzüne çıkmıştı.