Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rus birliklerinin Ukrayna’dan geri çekilmesini ve çatışmaların durması gerektiğini söyledi.
Şansölye Scholz, kamu yayıncısı ZDF’nin “Maybrit İllner” programında yaptığı açıklamada, “Şu anki tüm hedef, çatışmaların durmasının sağlanması ve Rus birliklerinin derhal geri çekilmesidir.” dedi.
Ülkesinin Ukrayna’ya silah sevkiyatı için çok uzun süre beklediği eleştirilerini reddeden Scholz, “Kimse bunu böyle görmüyor.” ifadesini kullandı.
Rusya karşı uygulanmaya başlanan yaptırımların Rus ekonomisine büyük zarar vereceğini belirten Alman Şansölye, “Savaşın sona ermesi konusunda diplomatik yolların kullanılması önemli. Rusya devlet başkanı ile konuşmayı sürdüreceğim.” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Rusya’nın kınanmasını çok önemli bulduğunu kaydeden Scholz; bunun, birlikteliğin bir işareti olduğunu vurguladı.
NATO bu savaşta yer almayacak
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşta NATO’nun yer almayacağını dile getiren Alman Başbakan Scholz, “Aksi durumda Ukrayna’daki bu zor durumun dramatik bir şekilde tırmanmasını gerektirecek ve bu da büyük tehlikelere yol açacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
NATO ile Rusya arasında doğrudan bir çatışmanın önlenmesi gerektiğini vurgulayan Scholz NATO ülkelerinin Ukrayna savaşına askeri olarak katılmasına yol açan hiçbir kararın alınmayacağını kaydetti.
Schröder Rus enerji şirketlerindeki görevlerini bırakmalı
Öte yandan Başbakan Olaf Scholz geçmiş dönemde partisinin liderliğini de yapan eski Başbakan Gerhard Schröder’den, Rus enerji şirketlerindeki görevlerini bırakmasını istedi.
Scholz konunun özel bir mesele olmadığına işaret ederek “Gerhard Schröder’e tavsiyem bu görevlerinden istifa etmesidir. Kamu görevinde bulunmuş birisinin yükümlülükleri devam eder.” ifadelerini kullandı.
Scholz, Alman ordusunun modernizasyonu için 100 milyar avro ayırmalarına rağmen hükümet olarak kamuoyuna verdikleri reform vaatlerinin devam edeceğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Modernleşme için toplumumuzda daha fazla adalet ve ekolojik dönüşüm için politikamızdan vazgeçmeyeceğiz, onu zorlayacağız. Ancak şimdi mesele; dünyanın çok dramatik bir şekilde daha az barışçıl hale gelmesi ve bizim barışı hedefleyen bir politika izlemeye yönelik olan görevleri üstlenmemizdir. Kendi gücümüzün de bu barışı güvence altına alması gerekiyor.”