Birleşmiş Milletler, Belarus’ta muhalif sivil toplum kuruluşu, gazeteci ve hukukçulara yönelik baskının yoğunlaştığını ve on binlerce kişinin hakkının ihlal edildiğini belirtti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisinin hazırladığı raporda, Belarus’ta 9 Ağustos 2020 genel seçim sonrası yaşanan baskı ve muhalifleri susturma olaylarına dair edinilen belgeler ve ilgili kişilerin birebir aktardığı bilgiler incelendi.
Buna göre Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko’nun seçim zaferinin ardından hükümeti protesto eden çok sayıda kişi, ağır baskılara maruz kaldı.
Seçimlerden sonra gözaltı ve tutuklamalar bugüne kadar hiç görülmemiş sıklığa ulaşırken hukuksuzluğa uğrayan muhaliflere, hukuki itirazda bulunma fırsatı tanınmadı.
Ülkede gayriresmi güvenlik güçlerinin de muhalifleri susturma operasyonlarına katıldığı, birçok hükümet karşıtı protestoda yüzü maskeli kişilerin, şiddete başvurarak protestoları dağıttığı bilgisi aktarıldı.
9-14 Ağustos 2020’de 13 bin 500 kişiye keyfi gözaltı
Mayıs 2020’den Mayıs 2021’e kadar en az 37 bin kişinin gözaltına alındığı ve gözaltındaki çok sayıda kişinin 15 güne kadar keyfi olarak idari gözetimde tutulduğu bilgisi paylaşıldı.
En çok keyfi gözaltıların ise seçimden sonra gerçekleştiği ve 2020’de 9-14 Ağustos tarihlerinde 13 bin 500 kişinin keyfi olarak gözaltına alındığı veya tutuklandığı bildirildi.
270 sivil toplum kuruluşu kapatıldı
Ülkede muhalif vatandaşların yanı sıra kurum ve kuruluşların da hedef alındığı, Ekim 2021’den bu yana 270 kuruluşun kapatıldığı, 32 gazetecinin gözaltına alındığı ve 13 medya kuruluşunun resmi makamlarca “aşırı” olarak tanımlandığı belirtildi.
Kasım 2021’den bu yana ise 36 muhalif avukatın ruhsatına el konulduğu bilgisi aktarıldı.
Raporda görüşüne yer verilen BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, “Elde edilen sonuçlar sadece temel insani haklarını uygulayanlara karşı yapılan ihlalleri değil, aynı zamanda mağdurların adalet mekanizmasına erişiminin imkansızlığını ortaya koymaktadır” dedi.
Bachelet, hükümetin muhalif kişi ve kurumlara baskı uygulamayı sürdürmekle birlikte, insan hakları ihlali yapan yetkililere yönelik şikayetlerin üzerine gitmeyerek bu kişilere adeta dokunulmazlık sağladığını vurguladı.