Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları nedeniyle 2 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Göçün en yoğun olduğu nokta, Polonya sınırında, haber nöbetine devam eden TRT Haber ekibi yaşananları bu kez çocukların gözünden haberleştirdi.
Kimi yaşlı gözlerle ailesiyle, kimi elinde evcil hayvanlarıyla, kimi sarıldığı oyuncağı ile sınırı geçiyor ve savaşın harabeye çevirdiği ülkelerini terk ediyorlar.
Sayıları 2 milyonu geçen Ukraynalı mültecilerin en yoğun oldukları adres ise Polonya–Ukrayna sınırı.
Yaşları küçük olanlar yaşananların henüz tam olarak farkında değil. Yüzlerini, gönüllüler tarafından sınırda onlara verilen oyuncak ve çikolatalar güldürüyor.
“Küçük kardeşim korkmasın diye patlamaları havai fişek ve kutlama diye anlattım”
15 yaşındaki İvan’ın kardeşine yaptığı gibi, abi ve ablaları savaş ve çıktıkları zorlu yolculuğu bir oyun gibi anlatılıyor:
“Yola annem, dedem ve küçük kardeşimle çıktık. Küçük kardeşim üzülmesin, korkmasın diye patlamaları havai fişek ve kutlama diye anlattım, yaşananların savaş olduğundan haberi yok. Ben okulumu bırakmak, şehrimi terk etmekten dolayı çok üzgünüm ama bu konuda ne yazık ki elimden hiç bir şey gelmiyor. Arkadaşlarımdan da kopmak zorunda kaldım şu an çoğu farklı yerlere göç etti.”
“Harkiv’de her gün bombalar patlıyordu gece 3’te, sabah 5’te…”
Bir başka Ukraynalı mülteci çocuk ise duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Ben kardeşim ve annemle Harkiv’den 20 saatte geldim. Yolda sürekli küçük kardeşimi destekledim, onun moralini yüksek tutmaya çalıştım. Onu çok seviyorum. Harkiv’de her gün bombalar patlıyordu gece 3’te, sabah 5’te bombardıman yüzünden uykumuzdan uyanıyorduk. Çok korkuncu, tüm arkadaşlarım harkiv’i terk etti. En yakın arkadaşımın evindeki tüm pencereler kırıldı. Bu çok korkunç. Evimi özledim. Kimse ne olacağını bilmiyor. Okuluma, arkadaşlarıma, öğretmenlerime kavuşmak istiyorum.”
“Kiev’i bir daha ne zaman görebilirim bilmiyorum”
Zorlu yolculuğa annesi, kardeşi ve 2 köpeği ile çıkan 13 yaşındaki Maximilian Konstantinov yaşadıklarını bir macera olarak görmeyi tercih etmiş:
“Böyle bir maceraya çıktığım için mutluyum, ama aynı zamanda da çok üzgünüm. Neden, neden biz evimizi terk etmek zorundayız. Babam bizi bıraktıktan sonra geri döndü. Buradan Almanya’ya aile dostlarımızın yanına gideceğiz. Kiev’i bir daha ne zaman görebilirim bilmiyorum, ama kesinlikle geri dönmek istiyorum.”
“Okulumu ve arkadaşlarımı çok özledim”
2 gün süren göçe dedesi, annesi, engelli ağabeyi ve kardeşi ile çıkan 14 yaşındaki Anastasia İvanova da en çok okulunu özleyen çocuklardan biri. İvanova yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Harkiv’de bombardıman başlayınca hemen sığınaklara gittik. Çok korkutucuydu. Bir akşam askerlerimiz geldi ve bizi trene bindirdiler, yanımıza hiç bir şey alamadan ayrılmak zorunda kaldık. Tüm özel eşyalarım, hayatım evde kaldı. Yolculuk da çok zor geçti. Yiyecek içecek bulmak çok zordu. Abim engelli olduğu için kolay hareket edemiyorduk. Ben bu savaştan önce okulun sıkıcı olduğunu düşünürdüm, okula gitmek istemezdim, ama şu an okuluma dönebilmeyi çok istiyorum, okulumu ve arkadaşlarımı çok özledim.”
Sınırdan geçip ülkelerini, evlerini babalarını okul ve arkadaşlarını terk eden çocukların sayısı hızla artmaya devam ediyor.
Kamera: Volkan Makar