Kanada Federal Mahkemesi, Çin’in Uygur Türklerini zorla çalıştırarak imal ettirdiği mallara ithalat yasağı konulması talebini reddetti.
Acil Yardıma Muhtaç Mültecileri Destekleyen Kanadalılar (CSRDN) isimli insani yardım grubu ve bu ay ölen eski kabine bakanı David Kilgour tarafından açılan davada Federal Mahkeme Başyargıcı Jocelyne Gagne, Uygur Türklerinin zorla çalıştırılması sonucu imal edilen mallara ithalat yasağı konulması talebinin reddine karar verdi.
Başyargıç Gagne kararında, Gümrük Kanununda ve uygulanan tarifelerde, Kanada Sınır Hizmetleri Dairesi’ne, “bir ülkeye ithalat yasağı koyma” yetkisi veren hiçbir unsur görmediğini söyledi.
Ayrıca, Kanada’ya gelen her mal sevkiyatının menşe, tarife ve değere ilişkin bir incelemeye tabi olduğunu belirten Gagne, bu tür kararlara idari mekanizmalar aracılığıyla itiraz edilebileceğini söyledi.
Uygur Türklerinin zorla çalıştırıldığı ürünlere ithalat yasağı kampanyaları sürüyor
Gagne, Kanada Uluslararası Ticaret Mahkemesinin sınır teşkilatının bulgularını gözden geçirme, Federal Temyiz Mahkemesinin de ticaret mahkemesinin kararlarına ilişkin temyizleri görme konusunda münhasır yargı yetkisine sahip olduğunu kaydederek talebin reddine hükmetti.
Kanada’da son aylarda insan hakları savunucusu gruplar tarafından, Çin’in Uygur Türklerini zorla çalıştırarak imal ettirdiği mallara ithalat yasağı konulmasını isteyen kampanyalar yürütülüyor.
“Kanada hükümetini doğru olanı yapmaya çağırıyoruz”
NCCM Dış İlişkiler Direktörü Dr. Siham Rayale de yaptığı yazılı açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerinin, gözaltı kamplarında zorunlu çalışmaya ve kötü muameleye maruz kaldığına dikkati çekmiş ve Kanada hükümetine, zorla çalıştırılan Uygur Türklerinin ürettiği malların ithalatını yasaklama çağrısında bulunmuştu.
Rayali, “Kanada hükümetini doğru olanı yapmaya çağırıyoruz. Zorla çalıştırma ürünleri birçok Kanada mağazasında yaygın olarak bulunmaktadır. Kanada, Uygurların zorla çalıştırılmasından kaynaklanan bu mal ve ürünlerin ithalatını yasaklama ve ambargo koyma yetkisine sahiptir. Soykırıma ve etnik temizliğe seyirci kalamayız.” demişti.