Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon destekli Yemen Cumhurbaşkanı Mansur Hadi’nin istifa etmesi ve yerine 8 kişiden oluşan konseyin kurulması Yemen’de yeni dönem mi başlıyor sorularını gündeme getirdi.
Osmanlı’nın jeostratejik önemi nedeniyle elinde tutmaya çalıştığı Yemen, ülkemizde unutulmayan önemli çağrışımlara sahip. Örneğin birçok türküye konu olmuş Yemen.. Bazen bir annenin ağıdını bazen bir nişanlının sevdasını Yemen türkülerinde görürüz.
Arap yarımadasının güney ucu, Kızıldeniz ile Hint Okyanusunun buluştuğu, sarp ve dağlık arazileri ile meşhur Yemen, geçtiğimiz ay 8’inci yılına giren iç savaş ile anılıyor bir süredir.
Körfez ülkelerinin en büyüğü ve dünya petrol piyasalarının etkin aktörü Suudi Arabistan’ın komşusu ve dünyanın en fakir ülkelerinden Yemen de, “Arap Baharı” sürecinden etkilenenlerden biriydi.
Öyle ki, ülkeyi uzun yıllar yönetmiş Ali Abdullah Salih’e karşı ülkenin bütün kentlerinde ayaklanma başlamış, protesto gösterileri yerini şiddet görüntülerine bırakmıştı.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de dâhil olduğu Arap ülkeleri, Ali Abdullah Salih’e karşı yeni Yemen hükümetini desteklediğini açıkladı.
Ülkesindeki güç dengelerinde politika üretmeyi “yılanların başlarıyla dans etmek” olarak tanımlayan Ali Abdullah Salih, yüzyıllardır Yemen topraklarında Zeydilik olarak bilinen ve daha sonra kendilerini Husi olarak tanımlayan güçlerle iş birliği yapmayı tercih etti.
Nihayetinde, Ali Abdullah Salih, iç savaşın devam ettiği ülkesinde pek çok sefer taraf değiştirdi ancak İran destekli Şii Husiler tarafından başkent Sana’da öldürüldü.
Suudi Arabistan ve BAE ise Abdullah’a karşı Hadi hükümetini destekledi. Ancak Husiler, 2014 yılında Hadi hükümetine darbe yaptı. İran destekli Husiler, Eylül 2014’ten bu yana Sana ve bazı bölgelerin kontrolünü elinde bulunduruyor.
Böylece, Suudi Arabistan ve BAE öncülüğündeki koalisyon güçleri 2015’in mart ayında Husilere karşı Yemen hükümetine destek amacıyla askeri operasyon başlattı.
Uzun süredir dünyanın gözleri önünde, Yemen’de yıkıcı bir iç savaş yaşanıyor.
Durumu kısaca açıkladığımız Yemen’de Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla birçok defa ateşkes ilan edildi, barış görüşmeleri gerçekleştirildi ancak bir sonuç elde edilemedi.
Dünyanın gözleri Rusya-Ukrayna savaşına çevrilmişken Yemen’de de dikkate değer gelişmeler yaşanmaya başladı.
KİK’in girişimi
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterİ Hacraf, 17 Mart’ta yaptığı açıklamada, Yemenli taraflar arasında ateşkes sağlanması amacıyla 29 Mart-7 Nisan tarihlerinde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da müzakereler yapılacağını duyurdu.
Hacraf, KİK’in ev sahipliğinde gerçekleştirilecek bu müzakerelere Yemen’deki tüm tarafların katılması çağrısında bulundu.
KİK Genel Sekreteri Nayif el-Hacraf, ayrıca, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da 7 Nisan’a kadar sürecek müzakerelerle eş zamanlı olarak Yemen’deki taraflara ateşkes çağrısında bulundu.
Bunun üzerine Yemen hükümetine destek veren Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu 30 Mart sabahından itibaren Yemen’in içlerine askeri operasyonlarını durduracağını ilan etti.
KİK’in diyalog girişimini memnuniyetle karşıladıklarını açıklayan ancak müzakerelerin “Yemen’deki saldırılara katılmamış tarafsız bir ülkede yapılması” şartını ileri süren İran destek li Husiler, Riyad’daki görüşmelere katılmıyor.
Ateşkes için BM devrede
KİK’in girişiminin hemen akabinde ise, BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Yemen hükümeti ve Husilerin, 2 ay süreyle hava, kara ve deniz operasyonlarını durdurmayı kabul ettiğini duyurdu.
Hadi görevini devretti
Yemen konusunda önemli bir gelişme ise, geçtiğimiz hafta yaşandı. Yemen devlet televizyonunda yayımlanan açıklamada, geçiş sürecinin uygulanmasının tamamlanması için Reşad el-Uleymi başkanlığında 8 üyeden müteşekkil Başkanlık Konseyi’nin kurulduğu duyuruldu.
Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ise, Uleymi Başkanlığındaki Başkanlık Konseyi’ne tüm yetkilerini devrettiğini belirtti.
Peki, bu süreç Yemen hakkında ne anlatıyor?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Yemen’de 8 yıl içerisinde pek çok kez ateşkes ilan edildi. Değişen BM Özel Temsilcileri, taraflarla yürütülen müzakerelerde kayda değer mesafe kaydedildiğini duyurdu. Ancak, Yemen’e barış gelmedi.
İran destekli Husi milisleri Suudi Arabistan ve BAE şehirlerini balistik füzeler ve insansız hava araçları (İHA) ile vurmaya devam etti. Buna mukabil Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon da hava saldırıları ile Husi hedeflerini vurdu.
Öte yandan Suudi Arabistan’ın Yemen’deki en büyük destekçisi BAE, Yemen’den çekileceğini açıkladı. İki ülke arasındaki sürtüşme Yemen’de Husiler karşısındaki yerel grupların daha çok bölünmesine yol açtı.
Hatta zaman zaman iki ülke destekli güçler arasında sıcak çatışmalar da yaşandı. Bir diğer yerel aktör olan Islah Partisi ile de bir türlü yıldızları barışmadı iki körfez ülkesinin.
İşte, Hadi’nin görevi bırakması ve 8 kişilik konseyin göreve gelmesi, Yemen’de iki ülke saflarının sıklaştırma isteği olarak görülüyor. Yani konseyin Suudi Arabistan-BAE ittifakının vücut bulmuş hali diyebiliriz. Zira, almayan ortak anlayış Yemen’de Husilerin elini güçlendiriyor.
Her ne kadar, Islah Partisiyle arzu edilen seviyede bire birlik sağlanamamış olsa da, Husiler karşısındaki birlik izlenimi Suudi Arabistan açısından oldukça önemli.
Peki, Suudi Arabistan’ın bu hamlesi Husilerle müzakerelere zemin hazırlar mı?
Bu sorunun cevabını Husiler veriyor. Öncelikle Yemen’deki anayasal düzen hakkında biraz bilgi verelim. Yemen anayasasına göre, Mansur Hadi 2012 yılında 2 yıllık geçiş dönemi için Cumhurbaşkanı seçilmişti. Ancak tam 10 yıl geçti.
Hadi’nin görev süresi doldu ancak ülkede halk tarafından seçilmiş başka biri yok. Dolayısıyla yeni kurulan konseyin meşruiyeti tartışmalı.
2014’te başta başkent Sana olmak üzere birçok şehri zorla ele geçiren Husiler, yeni kurulan konseyin Yemen halkını temsil etmediğini söylüyor ve tanımıyor.
Dolayısıyla 8 kişilik konseyin iç safları sıkıştırmak, Yemen içinde BAE ile çatışmaları ve çekişmeleri önlemek amacı taşıdığı anlaşılıyor. Husiler ile meşru güçlerin bir masa etrafında buluşturulamaması ise, barışın önündeki en büyük engel olarak kabul ediliyor.