Endüstriyel üretim ve nüfusun artışı ile küresel ısınma ciddi boyutlara ulaştı. Her geçen gün dünya daha da kirleniyor. Zarar gören ekosistemlerde ise bazı türler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Peki doğaya verilen bu zarardan dönülebilir mi?
Kontrolsüz nüfus artışı, endüstriyelleşmenin yükselişi, tüketim toplumu. Dünya insan eliyle tahrip ediliyor. Dünya Günü ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde kutlandı. 22 Nisan 1970’te 20 milyon kişi çevre kirliliğinin önlenmesi için bir araya geldi.
Sonraki yıllarda ise kutlamalar tüm dünyaya yayıldı. Çevre bilinci yükseldikçe devletler de doğa dostu anlaşmalar yaptı. 2016 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması bunlardan en önemlisi. Anlaşmayı imzalayan devletler, küresel ısınmayı azaltacak tedbirler almaya başladı.
2030’a kadar dünya sıcaklığının 1 derece artacağı öngörülüyor
Son yedi yıl dünya genelinde kayıtlara geçen en sıcak yedi yıl oldu. Uzmanlar 2030’a kadar dünyanın sıcaklığının en az 1 buçuk santigrat derece artacağını söylüyor. Bu da göllerin çölleşmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması ve su kıtlığı gibi onlarca krize neden olabilir.
Birleşmiş Milletler raporuna göre her yıl 4,7 milyon hektar orman yok oluyor. Bu Danimarka’nın yüz ölçümünden daha büyük bir alan demek.
Ekosistemlerin iklim değişikliği ile zarar görmesi canlıları da doğrudan etkiliyor.
Biyoçeşitlilik Uzmanı Dr. Mustafa Durmuş, “Canlılar iklim değişikliğine üç farklı şekilde cevap verebilirler. Bir, yaşadıkları ortam bozulduğu için hareket kabiliyetleri de iyiyse kendileri için daha uygun ortamlara doğru hareket ederler. İkincisi bulundukları yeni ortamı değişen koşullara uyum sağlama. Üçüncüsü de maalesef nesillerin tükenmesi olacaktır. Uygun yerlere gidemiyorsunuz, yeni koşullara uyum sağlayamıyorsunuz bu durumda muhtemel bir yok oluşa doğru gidecektir türler” dedi.
Plastik poşet kaynaklı 354 bin ton atık engellendi
İklim değişikliğinin önüne geçmek için Türkiye de çalışmalara devam ediyor. 2017 yılından beri “Sıfır Atık” projesi ile 1 buçuk milyon ailenin aylık kullanımına eş değer enerji tasarrufu sağlandı.
Ayrıca plastik poşet kaynaklı 354 bin ton atığın oluşumu engellendi. Geleceği korumak için devletlerin yanı sıra bireylere de sorumluluklar düşüyor. Karbon ayak izini azaltmak bu sorumlulukların başında geliyor.
Dr. Durmuş, “Gün içerisinde gideceğimiz yerleri yürüyerek bisikletle ya da toplu taşıma kullanarak gidebiliriz. Meyve ve sebzeleri mevsiminde yiyebiliriz çünkü mevsiminde yemediğimiz ürünlerin yetişmesi için çok ciddi enerji harcanıyor” diye konuştu.
Uzmanlar gerekli tedbirler alınmazsa bir sonraki pandeminin kuraklık olacağını söylüyor.