Sanal dünyadaki avatarlarımız ne giyecek? Metaverse evreniyle birlikte moda endüstrisi dijital dünya için de kolları sıvadı. Peki, tüketiciler gerçekte var olmayan kıyafetlere para ödemeye ikna olacak mı?
Yenilikçi materyaller, haftalık değişen koleksiyonlar, trend renkler, akıllı kumaşlar, özgün tasarımlar… Moda endüstrisi son 20 yılda kuşkusuz kendi sınırlarını zorladı. Son dönemde ortaya çıkan yeni bir kavramsa, moda endüstrisinde devrim yaratacak nitelikte. İnternetin geleceği olarak lanse edilen metaverse evreniyle birlikte tartışılmaya başlanan “dijital moda”, moda endüstrisini baştan aşağı değiştirmeye hazırlanıyor.
Teknoloji ve moda işbirliği sanal dünyaya taşınıyor
Teknoloji, yenilikle beslenen moda dünyasına giyilebilir cihazlarla zaten adım atmıştı. Giyilebilir teknoloji pazarında akıllı saatten, sanal gerçeklik gözlüklerine birçok farklı alan bulunuyor. Şimdi bu işbirliği metaverse evrenine de taşınıyor. Ancak bir farkla… ‘Metaverse’teki ürünlerin hepsi sanal.
Sanal dünyanın sınırları içinde istediğiniz gibi giyinebilme özgürlüğüne sahipsiniz. Hayal gücünüzün sınırlarını zorlamakta serbestsiniz. Peki, dijital benliklerimizin temsilcileri avatarlar ne giyecek, nasıl giyinecek? Metaverse adım atmaya hazırlanan moda markaları dijital koleksiyonlar oluşturmaya başladı. Sanal dünyadaki kıyafetlerin de markalara göre farklı fiyatları olacak. Alevli pelerinler, robotik tasarımlar düşünün… Moda endüstrisi gerçekte var olmayan kıyafetlere ödeme yapmak için insanları ikna edebilecek mi?
Aslında daha önce ettiler, ama oyun sektöründe… Milyonlarca oyun sever, rol yapma oyunu (RYO), (İngilizce: Role-Playing Game, RPG) vasıtasıyla oyunlardaki karakterlere kıyafetler, malzemeler satın alarak ödeme yapıyor. Moda endüstrisi de oyun sektörünün bu başarısından yola çıkarak dijital kıyafetlere gerçek alıcılar bulacağından emin. Türk markalar ve tasarımcılar da bu pazarda yerini almaya hazırlanıyor. Dijital modanın Türkiye’deki ilk girişimcilerinden Bahar Ceren Arslan ve Safiye Dinçtürk Turgut ile konuştuk. Arslan ve Turgut, Türk tasarımcıları metaverse evreninde buluşturmayı hedefleyen bir platformun kurucuları.
Moda markaları neden ‘metaverse’e yatırım yapmaya başladı?
Dijital moda, avatarlar için kıyafetlerle sınırlı değil. Gerçek dünyadaki kıyafetlerin dijital tasarımı ve modellemesi, NFT(değiştirilemez token) olarak satılması, kıyafetlerin gerçek insanlara işlenmesini ve daha fazlasını içeriyor. 2030’a kadar dijital moda endüstrisinin büyüklüğünün 50 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Öyle ki, dijital modanın bir gün insanların somut kıyafetlere olan ihtiyaçlarını gölgede bırakabileceğini savunanlar dahi var.
Dijital moda fiziksel gerçekliğin kısıtlamalarının ötesinde tasarım imkanları tanıyor. Geçtiğimiz haftalarda bir sanal gerçeklik platformunda, dünyanın ilk metaverse moda haftası gerçekleştirildi. 70 global marka, 500’ün üzerinde sanal kıyafeti görücüye çıkardı. Türk tasarımcıların dijital koleksiyonlarını üretebilecekleri bir yapı oluşturan Girişimci Bahar Ceren Arslan kendi girişimlerini ve Türkiye’de dijital modayı şu sözlerle anlatıyor:
“Dünyada ilerleyen diğer moda markaları gibi biz de Türk tasarımcıların koleksiyonlarını hem NFT dünyasında hem metaverste giyilebilir hale getirirken onlarla iş birliği yapalım. Çok soyut bir kavrama, 20 – 30 yıldır somut ürünlerle kendini var etmiş bir markayı sadece soyut ortamda var olmaya ikna etmek biraz zor. Bir şeyi 30 yıldır AVM’de satmaya kendi kendini alıştırmış bir markaya gel bunun soyutunu yapalım, avatarları giydirelim demek de zor. Ama buna adapte olabilecek Türk markaları var.”
Dijital moda ürünlerin üç boyutlu olarak tasarlanıp, üç boyutlu avatarlara giydirilebilir şekilde kalıplarının çıkarılması. Yani metaverste giyilebilmesi için modellenmesi demek. Aslında metaverse evreninin tartışılmaya başlamasından önce, 2014 yılında Kore’de ortaya çıktı. Yaygınlaşmaya başlaması ise 2017 yılını bekledi. Dünya genelindeki hızlı moda markaları hem numune süreçlerini kısaltmak hem de tekstil sektörünün doğaya verdiği zararı azaltmada yardımcı olması için dijital kıyafetlere yaklaşmıştı son yıllarda yaklaşmıştı. Ancak bugün metaverse evreniyle birlikte tartışılıyor. Peki, dijital moda nasıl kullanılacak? Arslan bu soruya şöyle cevap veriyor:
“Coinler, tokenlarla birlikte insanlar metaverse çok daha yatkın olmaya başladılar. Metaverse’e adım atan insanların ileride avatarlarının olacağı ve toplantıları belki de VR gözlüklerle bir metaverste yapacağımızı öngördüğümüz için, avatarlarımızın giyeceği kıyafetlere de ihtiyacı olacak. İlerde avatarlarınızla alışveriş, toplantı yaptığınız bir dünyada üzerinize sadece siyah bir tişört giymek yerine, gerçek hayatta giydiğimiz kıyafet neyse onu giymek isteyeceğimiz için dijital moda metaversele birlikte anılmaya başlandı.”
Dijital kıyafetlerin maliyeti olacak mı? Arslan bu soruya tabii ki olacak diyerek cevap veriyor ve ekliyor:
“Asıl soru; gerçekte var olmayan kıyafetlerin parayla satın alınmasına moda endüstrisi insanları nasıl ikna edecek? Bu sorunun çok düz bir cevabı var: Şu an ihtiyaç duymuyorsunuz ama birkaç sene içinde her şeyi ikinci bir sanal evrede yaşamaya başladığımızda o zaman ihtiyaç duyacaksınız. Sadece oyun sektöründeki gamerların ihtiyaç duyduğu bir şeyken sanal kıyafetler, 2 sene sonra toplantılarımızı VR gözlüklerimizle yaptığımızda o zaman ihtiyaç duymaya başlanacak. Moda endüstrisi ve biz de şu an iki adım, beş adım önden gittiğimiz nokta bu. VR gözlüklerin tamamen hayatımıza gireceği nokta 3 sene mi olur, onu söylemek biraz zor. Çünkü şu anda ne yapıyorsak yapalım hepsini bir ekran üzerinden yapıyoruz. Ne zaman ekranlar gidecek, ne zaman bir alet takıp güne öyle başlayacağız, o zaman tam anlamıyla yayılmış olacak. O zaman telefona da ihtiyaç duymayacaksınız. Şimdilik başka bir ekran üzerinden deneyimlediğimiz bir şeyi yaşıyoruz.”
Peki sanal alemde kullanıcılar gerçeküstü kıyafetler mi giyecek?
“Markaların kendi stratejisiyle alakalı. Marka fiziksel hayatta tasarladığını dijitalde de göstermeyi planlıyorsa, ne üretiyorsa ona devam edecek. Yani alev topu çıkaran bir kıyafeti gerçek dünyada da tasarlayamayacağı için, metaverste de tasarlamayacaktır. Ama tamamen robotik, her yerinden led ışıklar saçan ejderha kanatlı kıyafetleri d görebilirsiniz. Bu tamamen markanın stratejisiyle alakalı. Yoksa bu kıyafetleri görmek mümkün. Bir kıyafeti su gibi akıta da bilirsiniz, alev de çıkarabilirsiniz.”
Hızlı modanın zararının önüne dijital modayla geçilebilir
Tekstil sektörünün doğaya verdiği zarar son yıllarda tartışma konusu. Dijital moda bu zararın önüne mi geçecek? Bu soruyu platformun diğer kurucusu Safiye Dinçtürk Turgut yanıtlıyor.
“Diyelim ki bir markanız var ve 10 modellik bir koleksiyon ortaya çıkaracaksınız. Önce iki boyutlu halini çiziyorsunuz ve kumaş arayışına giriyorsunuz. Kalıp oturmazsa defalarca revizeye gidiyorsunuz ve bir modeli üretmek birkaç hafta alabiliyor. 100-200 parçalık hızlı moda markalarının koleksiyonları için bu durumu düşündüğünüzde çok yüklü bir numune, su ve zaman israfı ortaya çıkıyor. Bu nedenle 3D’de bir avatar üzerinde modelleme yapılıyor ve koleksiyon üretime geçiyor. Zaman kaybının ve israfın önüne geçiliyor böylece.”
Turgut’e göre geleneksel moda devam edecek. Ancak modanın metaverse evrenindeki varlığını Z kuşağının alışkanlıkları belirleyecek.
“Z kuşağı bütün sosyal hayatını teknolojik cihazlar üzerinden yürütüyor. Ne kadar orada vakit geçirirseniz orada kullanacağınız şeylere de o kadar ihtiyaç duyarsınız. Dijital modanın yaygın olması çevre açısından da artık gerekli bir noktaya geldi. Sürdürülebilirlik açısından baktığımızda tüketim alışkanlığının bu kadar artması, sürekli üretimin çevreye olan zararı da çok fazla. Dijital ortamdaki varlık belki de dünyanın yaşamını uzatabilir diye düşünüyorum.”
Karbon salınımı, numune israfı… Kıyafetlerimizin sanal dünyadaki ikizleri doğaya ne kadar katkıda bulunacak bilinmez ama, geleneksel moda daha uzun yıllar hayatımızdan çıkmayacak gibi görünüyor.