İklim değişikliğiyle mücadelede lider konumda bulunan Avrupa Birliği’nin, mevcut politikalarını güçlendirmek ve temiz teknolojilere yatırımları artırmak suretiyle Rus fosil yakıtlarına bağımlılığı azaltabileceği öngörülüyor.
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrası Batılı ülkeler Rus fosil yakıtlarına bağımlılığı hızla azaltmak için yol arıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) AB’nin Rus gazına ve petrolüne bağımlılığını azaltması için hazırladığı yol haritalarında, enerji tasarrufu, ısı pompaları ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi temiz teknolojiler en etkili araçlar olarak öne çıkıyor.
Düşünce kuruluşları Bellona Europa, Ember, E3G ve RAP tarafından hazırlanan bir rapora göre, AB yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimini hızlandırarak ve enerji verimliliği gibi temiz çözümlerle 2025’e kadar Rus gazına bağımlılığını yüzde 66 azaltabilir. Bu oran doğal gaz tüketiminin 101 milyar metreküp azaltılması anlamına geliyor.
AB’nin 2021’de Rusya’dan gaz ithalatı ise 155 milyar metreküp seviyesinde bulunuyor.
Uzmanlara göre, enerji tasarrufu ve temiz teknolojiler ithal kaynaklara bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğini sağlamanın yanı sıra iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinin başarıya ulaşması için de kritik rol oynuyor.
“Yenilenebilir kaynaklar çok daha ucuz”
Avrupa Bina Performans Enstitüsü Başkanı Julian Popov, yaptığı açıklamada, AB’nin Rusya’dan enerji ithalatına bağımlılığını bitirmek için güçlü bir siyasi ve kamuoyu baskısı altında olduğunu belirterek, “Avrupa Komisyonu, ulusal hükümetler, onlarca düşünce kuruluşu ve analist opsiyonlar üzerinde çalışıyor. Bana göre seçenekler ilk bakışta gördüğümüzden çok daha fazla.” dedi.
AB’nin sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikini çeşitlendirmeyi umduğunu ama bu yolun oldukça kısıtlı olduğunu dile getiren Popov, şöyle devam etti:
“Yenilenebilir enerjide devasa bir fırsat var. Yenilenebilir kaynaklar gaz ve diğer konvansiyonel kaynaklardan çok daha ucuz. Enerji verimliliği çok kritik ama maalesef genellikle ihmal ediliyor. Siyasiler büyük projeler açıklamayı severler ve enerji verimliliği ses getirecek fırsatlar sunmaz. Şimdilerde bu durum değişiyor ve enerji verimliliğinin çok daha vazgeçilmez hale geldiğini görüyoruz. Bir diğer önemli teknoloji de ısı pompaları. Isı pompaları yüksek verimlilikle çalışır ve doğal gaz kullanımının yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrikle ikame edilmesini sağlar.”
Popov, AB’nin yenilenebilir kapasitesindeki artışa bağlı olarak elektrikli ulaşımın yayılmasını da hızlandırmasını beklediğini belirterek, “Yenilenebilir kaynaklar, enerji tasarrufuyla talebi azaltmak, depolama ve ısı pompaları temelde iki amaca hizmet ediyor: Rusya’dan enerji ithalatının bitirilmesi ve uzun dönemli iklim hedeflerinin gerçekleştirilmesi. Bu noktada AB’nin Türkiye, Batı Balkanlar, Ukrayna, Moldova ve Birleşik Krallık ile iş birliği yapmasının kritik önemde olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
AB’nin Kuzey Afrika ile de iş birliğini yeni bir safhaya taşıması gerektiğini aktaran Popov, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında geliştirilen politikaların Rusya’dan enerji ithalatını azaltmaya yardımcı olduğunu kaydetti.
“AB kendini pahalı fosil yakıt sözleşmeleri ve projelerine mahkum etmemeli”
Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember Kıdemli Enerji ve İklim Analisti Sarah Brown da AB’nin Rus fosil yakıtlarına bağımlılıktan kurtulma çabalarının temiz enerji dönüşümünü hızlandırmada “katalizör” görevi gördüğünü söyledi.
Almanya’nın savaş sonrasında Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için 2030’a kadar yüzde 80, 2035’e kadar ise yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefi belirlemesinin bu duruma iyi bir örnek oluşturduğunu vurgulayan Brown, şöyle konuştu:
“Buna rağmen, AB’nin geçen ay açıkladığı REPowerEU projesi kapsamında fosil yakıt bağımlılığını azaltmaktan ziyade fosil yakıt kaynaklarını çeşitlendirmeye odaklandığını da görüyoruz. Fosil yakıtların kullanımını sonlandırmak hızlı ve büyük kapasitelerde güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesi kurulumu demek. AB ve üye ülkeleri fosil yakıtlara bağımlılığı acilen azaltmak gerektiğinin farkında ama rüzgar, güneş ve enerji verimliliği gibi temiz çözümlerin önünde duran engelleri kaldırmak zorundalar. Bunu başarmanın yolu da birliğin 55’e Uyum paketindeki hedeflerini artırması, rüzgar ve güneş enerjisi santrali kurulum süreçlerini geliştirmesinden geçiyor. AB ülkelerinin kaçınması gereken en kritik nokta ise kendilerini pahalı, uzun vadeli fosil yakıt sözleşmelerine ve gereksiz gaz ithalatı altyapı projelerine mahkum etmek.”