İsrail Cumhurbaşkanı’nın işgal altındaki Doğu Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın yanında bulunan Burak Duvarı’nda yapacağı konuşma öncesinde, İsrail polisi Mescid-i Aksa’nın ses sisteminin kablolarını kesti ve yatsı ezanının hoparlörden okunmasını engelledi.
İsrail polisi, cumhurbaşkanının konuşması için Mescid-i Aksa’da yatsı ezanına engel oldu.
Mescid-i Aksa’nın idaresinden sorumlu Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail polisinin, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un , İsrail’in askerlerini anma günü dolayısıyla işgal altındaki Doğu Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın yanında bulunan Burak (Ağlama) Duvarı’nda yapacağı konuşma öncesinde Aksa’nın ses sistemi kablolarını kestiğini ve yatsı ezanının hoparlörden okunamadığını belirtti.
İsrail polisinden henüz konuya ilişkin açıklama yapılmadı.
İsrail’de “Tapınak Örgütleri” adıyla bilinen fanatik Yahudi grup, “İsrail Bağımsızlık Günü” dolayısıyla 5 Mayıs’ta Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu.
Bunun üzerine Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh, sosyal medya hesabı aracılığıyla, Harem-i Şerif’te İsrail bayrağı çekilerek milli marş söylenmesi halinde bunun Filistinlileri, Arapları ve Müslümanları apaçık tahrik etme anlamına geldiğini kaydetmişti.
Aksa’da ramazan boyunca gerginlik
Ramazanın 15-22 Nisan’a denk gelen haftası Hamursuz Bayramı süresince İsrail polisi, fanatik Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesinden önce Aksa’ya girmişti.
İsrail polisinin 15 Nisan’da Mescid-i Aksa’da bulunanlara güç kullandığı görüntüler, Filistin sokağında ve uluslararası alanda tepkiye yol açmıştı. İşgal altındaki Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da, ramazan boyunca yaşanan olaylarda 200 kadar Filistinli yaralanmış, yaklaşık 500 kişi gözaltına alınmıştı.
İsrail yönetimi, gelen dış baskılar sonucunda Mescid-i Aksa’da sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerinse ziyaret edebildiği statükonun “değişmediğini” üst düzey isimlerden gelen açıklamalarla savunmuştu.
Filistin-İsrail sorununda İsrail’in Aksa’ya müdahaleleri tarih boyunca Filistinlilerin büyük tepkisini toplamış, dönemin muhalefet lideri Ariel Sharon’un Aksa’ya baskın düzenlemesi toplumsal tepki ve şiddetin tırmandığı 2000’lerdeki II. İntifada’nın fitilini ateşlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor ancak Yahudiler, 2003’ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail’in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini belirtiyor.
Statükoya göre Aksa’da Yahudiler ibadet edemez
Statükoya göre, fanatik Yahudi yerleşimcilerin Aksa’da ibadet etmesine izin verilmemesi gerekiyor ancak fanatik Yahudi yerleşimciler sık sık İsrail polisi korumasında Aksa’ya baskın düzenliyor.
İsrail’de bir mahkeme, Ekim 2021’de Yahudilerin Mescid-i Aksa’da “sessizce” ibadet etmelerinin kanuna aykırı olmadığına hükmetmiş, söz konusu karar Filistin sokağı ve İslam dünyasında tepkiyle karşılanmıştı.