AB Komisyonu Başkanı Borrell, Çin’in Hong Kong Özel İdare Bölgesinde eski Baş Sekreter John Lee Ka-chiu’nun tek aday olarak girdiği ve kazandığı seçimi, “demokratik ilkelerin ve siyasi çoğulculuğun ihlali” olarak niteledi.
AB Komisyonu Başkanı Borrell, 27 üye ülke adına yayımladığı yazılı açıklamada, bölgenin seçim kanunda yapılan değişiklikler sonucunda baş yöneticiyi seçmekle yetkili Seçim Komitesi’nin üye sayısının düşürülmesinin ve adaylara uygulanan denetimlerin, Hong Kong yönetiminde halihazırda sınırlı yeri olan demokratik yeni unsurları zayıflattığını savundu.
Seçim sürecinin, Hong Kong’un anayasası niteliğindeki Temel Yasa’daki taahhütlerin aleyhinde olduğunu vurguladı.
“AB, demokratik ilkelerin ve siyasi çoğulculuğun ihlal edilmesinden üzüntü duymakta ve seçim sürecini ‘tek ülke, iki sistem’ ilkesini ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir adım olarak görmektedir.”
Borrell, Hong Kong ve Çin’in basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerle hukukun üstünlüğünü koruması gerektiğini dile getirdi.
“AB, Çin ve Hong Kong otoritelerini, baş yöneticinin ve Yasama Meclisi üyelerinin genel oyla seçilmesi başta olmak üzere ulusal ve uluslararası taahhütlerine bağlı kalmaya çağırıyor.”
Pekin’den tepki
Çin Dışişleri Bakanlığının Hong Kong Komisyonu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, adını anmadan Borrell’i eleştirerek, Hong Kong’un iç işlerine karışmama uyarısında bulundu.
Açıklamada, seçimin “Hong Kong karakteristiğindeki demokrasinin” gelişimi açısından başarılı bir pratik olduğu belirtildi.
Seçimin sonucunun “Hong Kong’u vatanseverlerin yönetmesi” ilkesini güçlendirdiği ifadesi kullanıldı.
Seçim sonucunu karalamaya ve Hong Kong dahil Çin’in iç işlerine karışmaya yönelik her tür girişim, Hong Kong’un gerçek kamuoyunun seçici körlüğüne karşı beyhude siyasi performanslardır.”
Lee’nin baş yöneticiliğe seçilmesi
Çin’in Hong Kong Özel İdare Bölgesi’nde eski güvenlik şefi John Lee, dün yapılan seçimi, baş yöneticiyi seçmeye yetkili Seçim Komitesi üyelerinin kullandığı 1424 geçerli oyun 1416’sını alarak kazanmıştı.
Seçime tek aday olarak giren 64 yaşındaki Lee, bu sonuçla seçimi kazanması için yeterli basit çoğunluğu açık farkla kazanmıştı.
Çin merkezi yönetimine yakın bir isim olarak bilinen Lee, Yasama Meclisi, meslek grupları ve iş dünyasından temsilcilerin yer aldığı Komite’nin, büyük bölümü Çin yanlısı üyelerinden 786’sının desteğiyle aday olmuştu.
Baş Yönetici Carrie Lam’ın süresinin dolacağı 1 Temmuz’dan itibaren görevine başlayacak Lee, Carrie Lam gibi, ABD’nin, muhalefete yönelik baskılar nedeniyle yaptırım uyguladığı Hong Konglu yetkililer arasında yer alıyor.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a, “2047’ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma” hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “bir ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığına yönelik eleştirilere hedef oluyor.