Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Aysin Sinal, konuk olduğu bir televizyon programında pandemi sürecinde yaşanan psikolojik durumdan söz etti. Sinal, psikolojinin olumsuz etkilendiği durumlarda terapinin ciddi anlamda önem taşıdığını belirtti.
Doç. Dr. Aysin Sinal, pandeminin beklenmedik bir hızla ve farklı varyantlarıyla kendisini gösterdiğini belirtirken, “Her ne kadar önlemler alsak da stres ve kaygı kendisini gösterdi. Bilinçaltı bu gibi korkulara çok açıktır. Yani eğer ki biz tedbirleri alırken biraz zora sokarsak kendimizi bu stresimizi daha da artırır. Çünkü alışkın olmadığımız bir durum içindeyiz ve buna alışmak epey zaman aldı. Her ne kadar önlem alsak da aşının verdiği etki kadar etkililik sağlamıyor. Yine de ne yazık ki aşı olmamakta da ısrar eden insanlar var. İstatistiklere göre aşı çok büyük bir koruma sağlıyor. Bu istatistiği de dikkate alarak hareket etmek gerekmektedir. Aslında aşı konusunda da şanslıyız çünkü aşılarımız devamlı olarak bizlere naklediliyor. Ayrıca pandemi bizlere birbirimizi daha iyi tanıma şansı sundu çünkü sosyal hayatlarımız kısıtlanmış oldu. Bazen bu durum etkisini olumsuza yönde gösterdi çünkü boşanmalar da arttı. Böyle bir süreçte de muhakkak bir psikolojik destek de almak gerekiyor” dedi.
Terapi durumundan da bahseden Sinal, “İnsan yapısına baktığımızda, birçok faktör insan psikolojisini etkiler örneğin; çevresel faktörler ya da DNA’lar. Kişi terapiye geldiğinde bazı testler yapıldığında anne ya da babada da aynı rahatsızlıklar çıkabiliyor. Pandemi döneminde de bazı psikolojik rahatsızlıklarda ciddi artışlar yaşanmıştır. Bazı durumlarda insanlar kaçınmayı da deneyebiliyorlar tavsiye edilen kaçmak değil o durumların üzerine gitmektir. Pandemi zamanında enfekte olup olmama konusunda da belirsizlik olduğu için insan üzerinde büyük bir baskı oluştu. Bu da farklı şekillerde insanlara kendisini gösterdi. Bu gibi durumlarda terapi ve destek büyük önem taşıyor” şeklinde belirtti.
Panikatak durumu ile ilgili konuşan Sinal, “Panikatağın beynin hiçbir sebebi olmadan bir alarma geçilmesi durumudur yani bir uyarı söz konusudur. Zaten vücutta herhangi bir anormal durum olduğu zaman beyin vücuda işaret verir. Böbrek üstü bezelerimizde bir zar vardır bu zarın içinde kortizol dediğimiz bir stres hormonu mevcuttur. Bu bağırsak sendromu, huysuz bacak sendromlarını da etkiliyor. Dolayısıyloa bu çıkan kortizol karın boşluğuna geliyor ve bu defa karaciğerlerimiz repoz pompalıyor. Aşırı repozun karın boşluğuna düşmesi de kolestrolller yağlar da göbeğin üzerine birikim yapıyor. Bizler buna stres beli diyoruz. Durumlar böyle seyrettiğinde serotonin ve depominde azalma oluyor böylece de kalp
atışlarında dengesizlik gözleniyor, terleme ve nefes alışverişlerinde de değişime neden oluyor. Bizler buna panikatak diyoruz. Bu durumda kişinin kendisini rahatlatması büyük önem taşıyor” dedi.