ABD Başkanı Biden’ın Çin’e yaptığı Tayvan tehdidi Pekin ve Washington hattında gerilimi yeniden yükseltti. Peki Çin ile Tayvan arasındaki bölünmenin tarihinde ve merkezinde neler yatıyor, ABD ne istiyor? Detaylar haberimizde.
ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Kişida Fumio ile Akasaka Sarayı Devlet Konukevi’nde düzenlenen ortak basın toplantısında Çin’i hedef aldı.
Çin’in Tayvan’a saldırması durumunda Tayvan’ı savunmak için buna askeri olarak müdahil olabileceklerini söyledi.
Çin’in Tayvan’ı işgal etmesine izin vermemek için Japonya ve diğer ulusların yanında olduklarını vurgulayan Biden, böyle bir şeyin olmayacağı ya da denenmeyeceği görüşünde olduğunu kaydetti.
Tayvan’dan teşekkür, Pekin’den sert tepki
Pekin yönetimi ise, ABD Başkanı Joe Biden’ın, “Çin’in Tayvan’a saldırması durumunda askeri karşılık vereceklerine” yönelik sözlerine tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, yaptığı açıklamada, Biden’ın dile getirdiği sözlerini kınadıklarını ve reddettiklerini belirterek, “ABD, Çin halkının (Tayvan’la ilgili) egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığını hafife almamalıdır.” dedi.
Tayvan, ABD Başkanı Joe Biden’ın, “Çin’in Ada’ya saldırması durumunda askeri karşılık vereceklerine” yönelik sözleri için teşekkür etti.
Taipei’deki hükümetin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Tayvan’ın savunmasına desteğini yinelemesinden dolayı Biden’a ve ABD hükümetine teşekkür edildi.
ABD Tayvan’dan ne istiyor?
Tayvan Adası ve Tayvan Boğazı’nı kendi egemenlik alanı gören Çin, ABD’nin bölgedeki askeri varlığına karşı çıkıyor. ABD donanmasının bölgedeki seyir ve keşif faaliyetleri iki ülke arasında gerilime sebep oluyor.
Tayvan’ın ABD ile ilişkileri Soğuk Savaş döneminden beri süre geliyor. Soğuk Savaş döneminin ilk zamanları ABD için Tayvan’ın konumu stratejik bir önem teşkil ediyordu.
1971 yılına kadar tüm devletler gibi ABD de Tayvan’ı Çin Cumhuriyeti olarak resmiyette tanıyordu.
BM’de daimi temsilciliğin Çin Halk Cumhuriyeti’ne geçmesi ve dönemin ABD başkanı Jimmy Carter’ın 1979 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıyıp resmi ilişkiler geliştirmesiyle Tayvanla diplomatik ilişkiler kesildi.
ABD, Tayvan’ı Çin ile arasındaki gergin ilişkileri dengelemek için kullanmak amacıyla 1979 yılında ‘Tayvan İle İlişkiler Kanunu geliştirildi.
Bu kanun ile Tayvan, ABD tarafından de facto olarak tanındı ve uluslararası hukuk açısından ilişkilere hukuki bir boyut kazandırıldı.
Diğer bir taraftan Tayvan ise1979 yılında üç hayır politikasını açıkladı: “Görüşmeye hayır, müzakereye hayır ve uzlaşmaya hayır”
Bill Clinton, Şanghay görüşmesinde, Tayvan’ın bu politikasını, Tayvan’ın bağımsızlığını ve Çin’in Tek Çin politikasını tanımadığını ABD’nin sorunlarda her zaman barışçıl yöntemleri tercih ettiğini dile getirdi.
ABD’nin her iki devlet politikasını benimsememesinin nedeni, Çin’in yükselen güç olmasını engellemek ve Çin’den gelecek tehditleri azaltmak amacıyla Pekin’le ilişkileri iyi tutmak olarak duyuruldu.
Peki Çin ile Tayvan arasındaki bölünmenin tarihinde ve merkezinde neler yatıyor?
Çin Tayvan üzerinde neden ve nasıl hak iddia ediyor?
Bu soruya cevap vermek için adanın tarihine kısa bir göz atmak gerekiyor.
Tayvan’da bilinen ilk yerleşimciler, günümüzdeki Çin’in güneyinden geldiği düşünülen Austronesian kabile halkı.
Ada, ilk olarak milattan sonra 239’da, bir imparatorun bölgeyi keşfetmek için keşif kuvveti gönderdiğine dair bilgiler içeren Çin kayıtlarında göründü.
Bu da Pekin’in toprak iddiasını desteklemek için kullandığı argümanlardan biri.
Tayvan, 1683’ten 1895’e kadar Çin’in Qing Hanedanlığı tarafından yönetildi.17’nci yüzyıldan itibaren, çoğu zaman kargaşa veya sıkıntıdan kaçan önemli sayıda göçmen Çin’den adaya gelmeye başladı.
Çoğu, Fujian eyaletinden Hoklo Çinlisi ve Guangdong’dan Hakka Çinlisiydi. Bu iki göç grubunun torunları şu anda adadaki açık ara en büyük demografik grupları oluşturuyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Çin’e dönüş
1895’te Japonya Birinci Çin-Japon Savaşı’nı kazandı ve Qing hükümeti Tayvan’ı Japonya’ya bırakmak zorunda kaldı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya teslim oldu ve Çin’den aldığı toprakların kontrolünden vazgeçti. Savaşın galiplerinden biri olan Çin Cumhuriyeti, müttefikleri ABD ve İngiltere’nin rızasıyla Tayvan’ı yönetmeye başladı.
Ancak sonraki birkaç yıl içinde Çin’de bir iç savaş patlak verdi. Çin ve Tayvan 1940’lardaki bir iç savaş sırasında bölündü. Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirdi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti.
Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilanını duyurdu.
Tayvan’ın konum sorunu
Çin bu girişimi kabullenmese de Tayvan temsilcileri 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülke diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirdi.
1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale geldi.
Tayvan nasıl yönetiliyor?
Yaklaşık 24 milyon nüfuslu Tayvan’ın kendi anayasası, demokratik olarak seçilmiş liderleri ve silahlı kuvvetlerinde yaklaşık 300 bin aktif askeri bulunuyor.
Tayvan idari olarak 4 bölge, 5 özel idare ve 17 ilden oluşuyor.
Her ilin, kendisine ait kaza ve idari birimler üzerinde geniş nüfuzu ve otoritesi mevcut.
İki ülke arasındaki ilişki nasıl gelişti?
Çin ve Tayvan arasındaki ilişkiler 1980’lerde gelişmeye başladı. Çin, “bir ülke, iki sistem” olarak bilinen ve Çin’in yeniden birleşmesini kabul etmesi halinde Tayvan’a önemli ölçüde özerklik verilecek bir formül ortaya koydu.
Bu sistem, Tayvanlıları anakaraya geri döndürmek için bir vitrin olarak kullanılmak üzere Hong Kong’da kuruldu.
Tayvan teklifi reddetti, ancak Çin’e yapılan ziyaretler ve Çin’deki yatırımlarla ilgili kuralları gevşetti. 1991 yılında da Çin Halk Cumhuriyeti ile anakaradaki savaşın bittiğini ilan etti.
Pekin’in Tayvan’ın Çin Cumhuriyeti (ÇC) hükümetinin gayri meşru olduğu konusundaki ısrarı hükümetler arası toplantıların yapılamayacağı anlamına gelse de, iki tarafın resmi olmayan temsilcileri arasında sınırlı görüşmeler de oldu.
2000 yılında Tayvan bağımsızlığı açıkca destekleyen Chen Shui-bian’ı başkan olarak seçtiğinde Pekin alarma geçti.
Bay Chen’in 2004’te yeniden seçilmesinden bir yıl sonra Çin, Çin’den ayrılmaya çalışırsa Tayvan’a karşı “barışçıl olmayan yollar” kullanma hakkını belirten ayrılma karşıtı bir yasa çıkardı.
Chen’in yerine, 2008 yılında göreve geldikten sonra ekonomik anlaşmalar yoluyla Çin ile ilişkileri iyileştirmeye çalışan Ma Ying-jeou geçti.
Sekiz yıl sonra, 2016’da Tayvan’ın şu anki başkanı Tsai Ing-wen seçildi. Çin’den nihai resmi bağımsızlığa yönelen Demokratik İlerleme Partisi’ne (DPP) liderlik ediyor.
Gerilimi tırmandıran adımlar
Tayvan ile Çin arasındaki gerilim, Çin hava kuvvetlerine ait uçakların Tayvan hava güvenlik bölgesini defalarca ihlal etmesinin ardından tırmandı.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanının kutlandığı 1 Ekim Çin Ulusal Günü ve onu izleyen 2 günde toplam 93 uçak, Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası (ADIZ) ilan ettiği bölgeyi ihlal etmişti.
Tayvan Savunma Bakanlığı, 1 Ekim’de 38, 2 Ekim’de 39, 3 Ekim’de ise 16 savaş uçağının hava savunma tanımlama sahasına girdiğini bildirdi.
1 ve 2 Ekim’deki uçuşlar, Tayvan’ın o güne dek tespit ettiği, en çok sayıda uçağın katıldığı “ihlaller” olmuştu.
4 Ekim’de ise 56 askeri uçak, Tayvan hava sahasına girdi.
Tayvan’ın resmi istatistiklerine göre, Çin savaş uçakları bu yıl 199 günde ADIZ’a yönelik ihlallerde bulundu.
Çin’in 15 Haziran’da 28, 5 Eylül’de 19, 16 Eylül’de 9 ve 23 Eylül’de de 24 savaş uçağıyla ADIZ’ı ihlal ettiği bildirilmişti.
Tayvan’da bağımsızlık ne kadar önemli bir konu?
Siyasi ilerleme yavaş olsa da, iki halk ve ekonomi arasındaki bağlar keskin bir şekilde büyüdü. Tayvanlı şirketler Çin’e yaklaşık 60 milyar dolar yatırım yaptı ve şu anda orada bir milyona yakın Tayvanlı yaşıyor, çoğu Tayvanlı fabrika işletiyor.
Bazı Tayvanlılar, ekonomilerinin artık Çin’e bağımlı olduğundan endişe ediyor.
Diğerleri, Çin’in kendi ekonomisine maliyeti nedeniyle, daha yakın ticari bağların Çin’in askeri harekatını daha az olası kıldığına inanıyor.
Resmi olarak, iktidardaki Demokratik İlerici Parti hala Tayvan için nihai resmi bağımsızlığı desteklerken, Kuomintang (Çin Milliyetçi Partisi) nihai yeniden birleşmeyi destekliyor.
Tayvan hükümeti tarafından yaptırılan Mart 2021 tarihli bir kamuoyu yoklaması , şu anda Tayvanlıların çoğunluğunun DPP hükümetinin “ulusal egemenliği koruma” yaklaşımını desteklediğini gösteriyor.
Giderek daha fazla insan Çinli yerine Tayvanlı hissettiklerini söylüyor.