ABD’nin imparatorluklar mezarlığı olarak anılan Afganistan’dan 20 yıl sonra çıkmaya karar vermesi, hem tahliye operasyonları hem de sonrası konusunda büyük tartışmaların doğmasına neden oldu.
Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından 11 Eylül 2001 saldırılarıyla Afganistan için yeni bir dönem başladı. Kaçırılan 2 yolcu uçağı New York’ta Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerine, bir uçak Washington’da Pentagon’a çarparken, bir uçak da yolcularla hava korsanları arasındaki mücadeleden sonra Pensilvanya kırsalında düştü.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), saldırılardan Afganistan’da üslenmiş El Kaide terör örgütü ve lideri Usame bin Ladin’i sorumlu tutarken, Afganistan’ı yöneten Taliban’dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD’ye teslim etmesini istedi ancak Taliban bunu reddetti.
İşgal
7 Ekim 2001’de Amerikan ve İngiliz uçaklarının Taliban ve El Kaide hedeflerine hava saldırısıyla Afganistan’da yeni bir savaş başladı.
ABD’nin en uzun savaşı olarak tarihe geçen işgalde binlerce sivil katledildi ve bu savaştan en çok Afgan çocukları zarar gördü.
1979 Sovyet işgalinin bıraktığı yaralar henüz sarılıp iyileşmeden, 2001’de bu kez ABD’nin askeri müdahalesine maruz kalan Afganistan, uzun yıllar işgalden dış müdahaleye, bir terör örgütünden diğerinin zulmüne savrulup durdu.
Afganistan’da sadece son 10 yılda 41 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti. Kayıp rakamlarının yüzde 7,5’ini kadınlar, yüzde 17,9’unu ise çocuklar oluşturdu.
Çekilme
ABD’de Donald Trump döneminden itibaren Afganistan’daki misyonlarının bitirileceği ve bir çekilme takvimi üzerinde çalışıldığı duyuruluyordu. Bir süre sonra ise takvim belli oldu.
ABD yönetimi 29 Şubat 2020’de Taliban ile anlaşmaya vardı ve 1 Mayıs 2021’de Afganistan’dan tamamen çekilme taahhüdünde bulundu.
Ancak Başkan Joe Biden yönetimi 1 Mayıs’tan başlamak üzere 11 Eylül’e kadar tamamen çekilmiş olacaklarını açıkladı.
Zaten Amerika Birleşik Devletleri 20 boyunca savaştığı Taliban ile Katar’ın başkenti Doha’da uzun bir süre doğrudan yapılan müzakereler yürüttü. Ülkedeki Taliban gerçeğinin kabul edildiğinin en önemli göstergesiydi bu.
Ancak çekilme tarihinin açıklanmasının ardından ABD’li kurumların yaptığı “Taliban’ın ülkeyi ele geçirme takvimi”, hem sahada hem de masada ABD yönetimini zor durumda bıraktı.
ABD içerisinden Biden yönetimine yöneltilen sert eleştiriler bir tarafa bırakılacak olursa, kamuoyunun odaklandığı asıl konu 31 Ağustos’ta son bulacak ve uzatılmayacağı açıklanan Kabil’deki Hamit Karzai Uluslararası Havalimanından yapılan tahliye operasyonları.
Tahliye
Yaklaşık 6 bin ABD’li askerin bulunduğu havalimanından her 45 dakikada bir uçak havalanıyor. ABD’nin 14 Ağustos’tan bugüne Afganistan’dan tahliye ettiği kişi sayısı 82 bin 300.
Biden yönetimi, ülkedeki ABD’liler ve Afganistanlılarla ilgili bir takvim açıkladı ancak ABD’li yetkililer ısrarla kaç kişinin tahliye edilmesinin hedeflendiğini söylemiyor. Üstelik Başkan Biden, tahliye işlemleri için son gün olan 31 Ağustos’un uzatılmayacağını deklare ettiği halde.
Bütün ABD’liler tahliye edildi mi?
Bazı yetkililere göre bu sorunun cevabı hayır. Başkent Kabil’deki havalimanından oldukça uzakta binlerce ABD vatandaşının var olduğuna inanılıyor.
Kaç kişinin tahliye edilmesi gerekiyor?
Esasen bu konuda ABD kurumları arasında dahi bir birlik yok. Uluslararası göç uzmanları, en az 300 bin Afgan’ın, Amerikalılarla ilişki kurdukları için Taliban tarafından hedef alınma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu tahmin ediyor.
Bu sayıya göre tahliyelerin 31 Ağustos’ta bitirilmesi oldukça güç. Ancak Biden, “Şu anda 31 Ağustos’a kadar bitirme hızındayız” dedi ve “Ne kadar erken bitirirsek o kadar iyi” diye de ekledi. Ancak diğer üst düzey ABD yetkilileri, tahliyelerin o zamana kadar tamamlanacağından şüpheli.
ABD’liler kaç kişinin tahliye edileceğini nasıl bilmiyor?
Afganistan’da 20 yıldır ABD’nin desteklediği bir hükümet var. Ülkenin büyük çoğunluğu da ABD’nin başını çektiği uluslararası koalisyonun kontrolünde. Her ne kadar koalisyon olsa da asıl misyonu ABD’liler yürütüyor.
Tahliye operasyonlarında da doğal olarak başı ABD çekiyor. Peki, nasıl oluyor da ABD, kendisi için çalışan Afganlıların sayısını bilmiyor?
Hem ABD’de hem de dünyada birçok insan bu sorunun cevabını merak ediyor.
Diğer bir konu ise Afganistan’daki ABD vatandaşları konusundaki bilinmezlik. Öyle ki Kabil’deki ABD Büyükelçiliği, Afganistan’da olduğuna inanılan Amerikalılarla temasa geçiyor ve onlara uçmak için Kabil’deki havaalanına güvenli geçiş teklif ediyor.
Ancak uyarılar yalnızca, Kabil’in Taliban tarafından kontrol altına alınmasından önce veya sonraki hafta hükümete konumlarını bildiren Amerikalılara gidiyor.
Bu durum, ABD’li yetkililerin Afganistan’daki vatandaşlarının sayısı konusunda net bir bilgi verememesinin en önemli nedenlerinden biri.
Biden yönetiminden bir yetkili de Afganistan’daki çoğu Amerikalının çifte vatandaş olduğunu ve Büyükelçiliğe hiçbir zaman kayıt yaptırmamış veya ABD hükümetine nerede oldukları konusunda bildirimde bulunmamış olabileceklerini söylüyor.
Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise bu konuda pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Onları bulmak bizim sorumluluğumuz. Kalan günlerde, Kabil’den ayrılmak isteyen Amerikan vatandaşlarını dışarı çıkarmak için yeterli kaynağımız olduğuna inanıyoruz” dedi.
Afganistan’da kaç ABD’li var?
Üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi salı günü yaptığı açıklamada, 4 binden fazla Amerikan vatandaşının ve aile üyelerinin şu ana kadar tahliye edildiğini söyledi. Ancak açıklamadan bir gün önce bir Kongre yetkilisi Afganistan’daki toplam ABD vatandaşı sayısının 10 bin olduğunu aktardı. Üstelik tahliye edilen 4 bin kişi de bu sayıya dahil değildi.
ABD kaç kişiye özel vize verdiğini bilmiyor mu?
ABD Kongresi, savaş sırasında Amerikan ordusu ve ABD Büyükelçiliği için tercüman, danışman olarak veya diğer işlerde çalışmış ve ABD’ye yardım etmek için Taliban veya gruplar tarafından hedef alınabilecek Afganlara özel vize alma hakkı verdi.
Uluslararası Kurtarma Komitesi, özel vize almaya hak kazanan on binlerce Afgan olduğunu tahmin ediyor. Ancak 2014’ten bu yana sadece 16 bin Afgan özel vize aldı.
Biden göreve geldiğinde ise sayı hızla arttı. ABD Dışişleri Bakanlığı ocak ayından bu yana 17 binden fazla başvuru aldı.
Bir ABD’li yetkili, Biden yönetiminin tahliye edilecek yaklaşık 50 bin özel vize başvurusu sahibi ve ailesini belirlediğini söyledi. Ancak sayının bunun çok üstünde olduğu tahmin ediliyor.
Afganistan’da Kongrenin verdiği haktan yararlanmaya kazanmış kaç kişinin olduğu konusunda büyük bir anlaşmazlık var. Uzmanlar bunun, Dışişleri Bakanlığı ile Pentagon arasındaki koordinasyonsuzluktan kaynaklandığını söylüyor.
Yani ABD’nin Afganistan’da kendisi için çalışanların kaydını tuttuğu merkezi bir sistemi mevcut değil. Bu durumda, ABD için çalışan her bir Afganlının tahliye için kendisini anlatması gerekiyor.
Uluslararası örgütler tahliye edilmesi gereken ve tahliye olmaya bekleyen Afganlıların sayısının 300 binden fazla olduğunu tahmin ederken ABD’li yetkililer, sayının 100 binden fazla olduğunu söylemekle yetiniyor.
Bu kadar kişiyi 31 Ağustos’a kadar tahliye etmek mümkün mü?
Aralarında eski Afgan güvenlik güçleri, hükümet yetkilileri, gazeteciler, hakimler ve savcılar var. ABD için 20 yıl çalışmış kişiler de… En azından kurulan hükümet ve ordu teşkilatlarında görev almış ya da sahada ABD’li askerlere yardımcı olmuş binlerce insan…
Uzmanlar, bu kadar kişinin tahliye edilmesinin muhtemel olmadığı görüşünde. ABD ordusu çıktıktan sonra tahliye görevinin yavaşlaması bekleniyor. Kabil’deki 6 bin Amerikan askerinin koruması olmadan askeri hava taşımacılığı sona erecek ve Dışişleri Bakanlığının charter uçuşları ya yavaşlayacak ya da tamamen duracak.
Biden yönetimi, Afganistan’a uluslararası yardımın devam etmesini isteyen Taliban’ı Afganların ülkeyi terk etmesine izin vermesi konusunda uyarıyor.
Yani ABD, 31 Ağustos’tan sonra da isteyen Afganlıların ülkeyi terk edebilmesini istiyor. Bu konuda Taliban’la yapılan görüşmelerin olduğu da tahmin ediliyor ancak gerçekleşme ihtimali ne kadar yüksek, bunu bilen yok.
Zira, Taliban ülkeyi terk etmek isteyen Afganlıların havalimanına erişimlerinin engelleneceğini duyurdu bile.
Uzmanlar, 31 Ağustos’ta tahliyelerin durmasının akabinde sayıları 300 binin üzerinde olduğu tahmin edilen Afganlıları büyük bir bilinmezliğin beklediğini belirtiyor.