Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’ni tanıtarak, “Çalışmaları üç yıla yakın süren bu kıymetli eserin oluşmasında 700’e yakın bilim insanımız katkılarını sundu” dedi.
Bakan Varank, TÜBİTAK Sosyal Bilimler Ansiklopedisi Tanıtım Programı’ndaki konuşmasında, etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denilince kimilerinin aklına sadece sanayide dönen çarkların ve bilgisayar programlarında yazılan kodların geldiğini söyledi.
Bakanlığın yerel kalkınmadan inovasyona, girişimcilikten sosyal bilimlere kadar çok geniş bir yelpazede hizmet verdiğine işaret eden Varank, Hakkari’nin dağlarının kayak turizmine açılmasından, startupların unicornlara dönüşmesine, savunma sanayisindeki AR-GE atılımlarından bugünkü gibi ansiklopedinin bilim dünyasına kazandırılmasına kadar çok çeşitli ama bir o kadar da keyifli bir görev sahaları bulunduğunu bildirdi.
Tanıtımı yapılan TÜBİTAK Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’nin alanında doldurduğu boşluk ve niteliğiyle çok önemli işlerden biri olduğunun altını çizen Varank, emeği geçen herkese teşekkür ederek, kendisinin de katkı sunmakta gönüllü olduğunu söyledi.
Bakan Varank, günümüz dünyasında diplomasiyle, askeri ya da ekonomik güçle kazanılamayan başarıların bazen bir müzik, bir edebiyat, bir sinema eseriyle kazanılabildiğine dikkati çekerek, iletişimin hızının baş döndürdüğü bu çağda, kültür ve sanatın etkileme ve dönüştürme gücünün geçmiş zamanlarla kıyaslanmayacak kadar önemli hale geldiğini söyledi.
Mimariden iktisata, tarihten felsefeye, psikolojiden sanata, sosyolojiden antropolojiye birçok alanı barındıran sosyal ve beşeri bilimlerin gücüne, etkisine, kapsayıcılığına hiç olmadığı kadar ihtiyaç olduğunu belirten Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal ve beşeri bilimlerin, bilim dünyasına kendini kabul ettirme süreci kolay olmadı. Astronomi, fizik, matematik ve tıp gibi temel bilimler kadar sosyal ve beşeri bilimlerin de aynı oranda önemsenmesine yönelik başta YÖK olmak üzere kurumlarımızın kıymetli çalışmaları var.
Katma değeri sadece sanayi ve teknoloji ürünlerinde değil, fikri ürünlerimizde de aramak zorundayız. İşte bugün tanıtımı vesilesiyle bir araya geldiğimiz Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, sosyal ve beşerî bilimler alanının gelişmesine önemli katkılar sağlayacak, sosyal bilimler alanında bugüne kadar yazılmış en kapsamlı ansiklopediden bahsediyoruz.
Ansiklopedimizde antropolojiden felsefeye, tarihten edebiyata, coğrafyadan hukuka, ilahiyattan sosyolojiye, siyasetten sanata 20 ayrı bilim dalında 1.156 madde yer alıyor. Çalışmaları üç yıla yakın süren bu kıymetli eserin oluşmasında 700’e yakın bilim insanımız katkılarını sundu. Bu eser sadece basılı olarak sunulmuyor, ansiklopedi.tubitak.gov.tr adresinden herkesin ücretsiz erişimine açık olacak. Ansiklopedimiz dinamik bir yapıda sürekli güncellenebilecek, kapsamı genişlemeye daha da zenginleşmeye devam edecek.”
“2000 yılından günümüze yaklaşık 2.500 projeye 1 milyar liranın üzerinde destek sağladık”
Varank, her işte, Türkiye’nin bağımsızlığının teknolojik bağımsızlıktan geçtiğini bilerek, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla hareket ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Ama şunu da gayet iyi biliyoruz. Teknoloji alanında hangi atılımı yaparsak yapalım, sosyal ve beşeri alandaki zenginliğimizi muhafaza edip ileri noktalara taşımazsak atılımlarımızın bir anlamı kalmaz. Evet, en ileri teknolojilere sahip oluruz belki ama kendisine yabancılaşmış, rotasını kaybetmiş, elindeki imkanı heder etmiş bir duruma düşeriz.
İşte o yüzden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bugünün ve geleceğin teknolojilerine yönelik AR-GE ve yenilik faaliyetleri yürütürken, sosyal ve beşerî bilimlerin desteklenmesi meselesini ülkemiz açısından adeta bir beka meselesi olarak görüyoruz. Hükümetlerimiz döneminde sosyal ve beşerî bilimlere hep özel önem verdik, bu yöndeki projeleri özellikle himaye ettik.
Aslında 2005 yılı bu açıdan bir dönüm noktası dersek, herhalde yanlış söylemiş olmayız. İlk olarak, sosyal ve beşerî bilimleri, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulumuzun kararıyla diğer bilim alanlarıyla eşit statüde destek kapsamına aldık. Özellikle bu alanlardaki bilim, kültür ve sanat insanlarımızla sürekli istişare halinde olmaya, onların birikimlerinden istifade etmeye ihtimam gösterdik.
Uluslararası ve ikili iş birliği faaliyetlerimizde sosyal ve beşeri bilimler alanında ortak projeler geliştirmeyi önceliklendirdik. Sosyal ve beşeri bilimlerin tüm alanlarını kapsayacak şekilde, 34 farklı alanda bilimsel faaliyetleri teşvik ediyor, projeleri desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu manada, 2000 yılından günümüze yaklaşık 2.500 projeye 1 milyar liranın üzerinde destek sağladık.”
“COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşerî ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler’ başlıklı çağrımızda 97 projeyi destekledik”
Varank, diğer yandan geçen yıl başlayan, Türkiye’nin de dahil olduğu “Ufuk Avrupa” programı kapsamında da sosyal bilimler alanının da desteklenmeye devam edildiğinin altını çizerek, araştırmacılara bu mesajları yakından takip etmeleri çağrısında bulundu.
Toplumda bilimle ilgili farkındalığı artırmak için ilkokul çağındaki çocuklardan başlayarak tüm imkanları seferber ettiklerini dile getiren Mustafa Varank, bu alanda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Varank, 34 farklı alandaki destek ve programları olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Bir çalışmamıza, özellikle ayrı bir parantez açmak istiyorum. Artık hepimiz biliyoruz ki dönüşümsel ve yenilikçi çözümler gerektiren güçlüklerin üstesinden, tek bir bilimsel disiplin ile gelemeyiz. İşte bunun en çarpıcı örneğini pandemi sürecinde gördük. İşin sadece sağlıkla kalmadığı, teknolojiden sosyolojiye, toplum psikolojisinden ticarete her alanda dönüşüm yaşadığımız bir süreci beraberce yaşadık.
Bu noktada, küresel salgının sosyal bağlamlarının da mutlaka ortaya konulması ihtiyacını tespit ederek önemli bir çalışma başlattık. TÜBİTAK vasıtasıyla ‘COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler’ başlıklı özel bir çağrıya çıktık. Şehir ve bölge planlamadan iletişime, toplum psikolojisinden kitle iletişimine kamu yönetiminden sosyolojiye çok farklı alanlardan bu çağrıya başvuran 97 projeyi destekledik.
Desteklediğimiz projelerin sonuçlarını ve önerilerini düzenlediğimiz etkinlikle bilim dünyasıyla paylaştık. Bu çalışmayla, pandemi gibi kalıcı etkiler bırakacağını düşündüğümüz bir alanı yönetmeye yönelik politikalarımıza bilimsel temel oluşturduk. Önümüzdeki dönemde en yüksek etkiye sahip küresel riskler arasında yine salgınlar, iklim değişikliği ve düzensiz göç yer alıyor. Toplumsal yaşamı etkileyen bu güçlükler ile mücadelede sosyal ve beşeri bilimlerin katkısını almış olduk. Bu anlayışı sürdürmeye devam edeceğiz.”
“Gökyüzü Gözlem etkinliklerinde ikinci durağımız Van olacak, başvurularımız 17 Hazirana kadar devam ediyor”
TÜBİTAK’ın Sosyal ve Beşeri Bilimler alanındaki katkılarının öneminden bahseden Varank, katılımcılarla önemli bir gelişmeyi de paylaştı.
Varank, “Halihazırda TÜBİTAK’ta fen, mühendislik ve sağlık alanlarında uluslararası alan endekslerinde taranan 11 akademik dergimiz mevcut. İnşallah, sosyal ve beşeri bilimler alanında 2 akademik dergimizi yakın zamanda yayına alıyoruz. Böylece ülkemizde sosyal ve beşerî bilimlerde çalışan akademisyen ve araştırmacılarımız için önemli bir imkan sağlamış olacağız.” dedi.
Konuşmasının sonunda düzenledikleri gökyüzü gözlem etkinliklerine de değinen Varank, “Bu yıl Gökyüzü Gözlem etkinliklerimizi 4 ayrı ilde yapacağımızı söylemiştik. Bu doğrultuda ikinci durağımız, 3-5 Temmuz tarihleri arasında Van olacak. Etkinliğe katılmak isteyenler için başvurularımızın 17 Hazirana kadar devam ettiğini hatırlatmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Katılımcılarla aile fotoğrafı çektiren Varank toplantının ardından katılımcılara TÜBİTAK Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’nden armağan etti.
Toplantıya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve çok sayıda akademisyen katıldı.