Türkiye 2010 yılından itibaren oyun sektöründe yükselişe geçti. Art arda gelen başarı hikayeleri ve devlet desteği sektörün büyümesini hızlandırdı.
Oyun endüstrisi çok değil sadece 20 yıl önce pek de ciddiye alınmayan, meslek olarak ise ailelerin çocuklarına uygun görmediği bir sektördü. Ancak akıllı telefonlara, konsol ve pc oyunlarına art arda gelen teknolojik yenilikler dijital çağ ile bütünleşince, ibre oyun endüstrisinden yana döndü. Endüstri tüm dünyada öyle büyüdü ki, bugün milyonlarca kişi cep telefonlarıyla bile benzersiz oyun deneyimlerine sahip olabiliyor.
Oyun endüstrisine yatırımlar 1 yılda 20 kat arttı
Türkiye’de de oyun endüstrisine yatırımlar son 10 yılda yükselişe geçti. 2020 yılında yatırımlar 13,1 milyon dolarken bu tutar 2021 yılında 266 milyon dolara yükseldi. Yani sektöre yatırım 1 yılda yaklaşık 20 kat arttı. Böylece 2021 yılında oyun endüstrisi en çok yatırım alan sektör oldu. Girişim dünyasındaki toplam yatırımın da yaklaşık her 4 dolarından 1’i yine oyuna yapıldı.
Bugün itibarıyla oyun sektörünün yerel piyasa hacmi 1 milyar doların üstünde… Artık Türkiye yaptığı yatırımların meyvelerini de toplamaya başladı. Özellikle mobil alandaki oyunlarda dünyanın yükselen yıldızı oldu.
En çok oynanan türlerin başında hyper-casual yani hızlı tüketilen oyunlar geliyor. Türkiye bu alanda ABD ve Çin’den sonra dünyada 3. sırada yer alıyor. Hyper-casual oyunlar o kadar popüler ki, 2021 yılında 20 milyardan fazla indirildi. Şimdi doğu ve batının gözleri Türkiye’de.
Peki, Türkiye bu başarıya nasıl ulaştı? Hedefleri neler? Sektörün önde gelen isimleriyle, oyun endüstrisinin Türkiye de yükselişini konuştuk. O isimlerden biri Oyun Tasarımcıları Geliştiricileri Yapım ve Yayıncıları Derneği (OYUNDER) Başkanı Tansu Kendirli.
Kendirli, oyun endüstrisini “Türkiye’nin savunma sanayii ile birlikte yükselen çok açık yıldızı” olarak tanımlıyor:
“Oyun sadece oyun değil. Turizme katkısı var, ülke tanıtımına katkısı var, kültürel tanıtıma katkısı var, bunun ötesinde bütün endüstrilere inanılmaz katkı sağlayabilmesi açısından bir katma değer de yaratıyor. Türkiye için stratejik önemde. Bunu da zaten 2018 stratejik sektörler arasına alarak gösterdi devlet hükumet de. Ve o tarihten bu yana hem satışlarla hem yeni yapılan yatırımlarla her geçen gün büyüyor.”
Oyun sektörüne devletin desteği artarak devam ediyor
Türkiye mobil oyun sektörüne yaptığı yatırımlarını başarı hikayeleriyle süslüyor. 2013 yılında kurulan Türk oyun firması Gram Games, 2018 yılında Zynga tarafından 250 milyon dolara satın alındı. Zynga başka bir Türk oyun firması Peak Games’i ise 2020 yılında 1,8 milyar dolara bünyesine kattı. Türk firmaların bu başarısı mobil oyunlarda dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirdi. Sektörün önde gelen isimlerinden Yönetmen Okan Özbay bu rekabetçi sektörde devletin desteğine vurgu yapıyor:
“Devletimiz de uzun yıllardır büyük şirketlerin, oyunlarını yurt dışı reklamlarını yüzde 75 oranında destekliyor. Siz yurt dışında bir milyon harcıyorsanız bunun yüzde 75’ini geri alabiliyorsunuz. Bu sayede şirketlerimizin büyümesine olanak sağlandı.”
Özbay, Türkiye’nin bir sonraki hedefini, pc ve konsol oyunlarında da marka isimlerden olmak diye anlatıyor. Ve dünyada fark yaratmak…
“Bağımlılık yaratan değil, kaliteli zaman geçirebileceğimiz oyunlar oynamalıyız. Ailelerin çocuklarını bu konuda eğitmeleri gerekiyor. Kaliteli içerikler üretirsek, dünyaya bunları sunma şansını elde ederiz ve belki bir şeyleri değiştirebiliriz.”
Genç nüfus aradığını oyun endüstrisinde buldu
Tasarlanan oyunlar dünya çapındaki rakiplerle yarışıyor. Ancak aylarca geliştirilen oyunlar rekabete kurban gidebiliyor, bütün emekler çöpe dönüşebiliyor. Bu nedenle, genç nüfusu, tutkusu ve motivasyonuyla oyun sektöründe tüm dünyanın ilgisini çeken Türkiye’de uzmanlaşmaya yönelik üniversite eğitimlerinin sayısı artıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Güven Çatak, ebeveynlerin çocuklarını sektöre girmesi için motive ettiğini anlatıyor:
“Bence artık genç nüfusumuz aradığı alanı bulduğunu düşünüyorum. Bu da oyun sektörü. Bu işin okulu okunmak istendiğinde ebeveynler biraz ön yargılıydı. Artık çocuklarının bu sektöre girmesi için onları motive ediyorlar. İşler biraz tersine döndü. PC, konsol, diğer platformlara yönelik oyun geliştirmek, buradaki bilgi birikimimizi geliştirmek istiyoruz. Yakın bir gelecekte diyebiliriz önemli isimler, önemli oyun serileri çıkartabileceğimizi düşünüyorum. Sadece bir zamanlama ve birikim meselesi.”
Ailelerin bir zamanlar çocuklarını ısrarla uzak tutmaya çalıştıkları bilgisayar oyunları şimdi o çocukların önünde uzanan fırsatlar dünyasının kapılarını aralıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın oyun geliştirme konusunda yerli girişimcilere yönelik destekleri bu yolda ilerlemek isteyenlere arka çıkıyor. Gençlere de hayallerinin peşinden koşmak kalıyor.