661. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlığı elde eden Cengizhan Şimşek’in memleketi Antalya, son yıllarda yağlı güreşte elde ettiği başarılarla adından sıkça söz ettiriyor.
Yörük kültürüyle bilinen kentte, yağlı güreşe olan ilgi çocuk yaşlardan başlıyor. Güreş tutkuları babadan ve dededen gelen çocuklar, misafirliğe gittikleri evlerde birbirleriyle güreşerek er meydanlarına ilk adımı atıyor.
Aileleri tarafından kentteki çok sayıda güreş kulübünden birisine yönlendirilen çocuklar, başpehlivanlık hikayeleriyle kentte efsane haline gelen Recep Gürbüz, Cengiz Elbeye, Hasan Tuna’nın yanı sıra hala aktif olarak güreş hayatlarını sürdüren Ali Gürbüz, Orhan Okulu, İsmail Balaban, Osman Aynur, Mehmet Yeşil Yeşil gibi başpehlivanların isimlerini anarak birbirlerine künde atıyor.
Son 13 Kırkpınar’ın 11’ini Antalyalı güreşçiler kazandı
Elmalı ilçesinde “Türk’ün ilk er meydanı” sloganıyla 670 yıldır yağlı güreşler yapılıyor. Kentin kadim sporları arasında yer alan güreşte Antalyalı başpehlivanlar başarılarıyla adeta son yıllara damgasını vurdu.
Antalyalı güreşçiler, 2009’dan 2022’ye kadar gerçekleştirilen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde son 13 organizasyonun 11’inde başpehlivanlık elde etti.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde Antalyalı pehlivanlardan Mehmet Yeşil Yeşil 2009-2010, Ali Gürbüz 2011, 2012, 2019, 2021, İsmail Balaban 2013-2017, Orhan Okulu 2015, 2018 ile Cengizhan Şimşek de 2022 yılında birincilik kürsüsüne çıktı.
661. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlığın yanı sıra başaltı pehlivanlığını da Antalyalı sporcu Ali İhsan Batmaz elde etti.
Bu arada 2020’deki Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri yeni tip koronavirüs nedeniyle yapılamamıştı.
“Güreşleri ortalama 10 binden fazla kişi izliyor”
Türkiye Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Elmalı Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Aydın, kent genelindeki belediyelerin yağlı güreşe büyük destek verdiğini söyledi.
Belediyelerin bünyesindeki kulüplere çocuklarını kayıt ettirmek için ailelerin neredeyse birbirleriyle yarıştığını aktaran Aydın, sporculara güzel imkanlar sunulduğunu kaydetti.
Aydın, kentteki seyircinin güreşi çok sevdiğini ve güreşin kurallarını bir antrenör gibi çok iyi bildiğini dile getirdi. Aydın, her güreşte futbol karşılaşmalarına yakın seyirci olduğuna dikkat çekti.
“Güreşleri ortalama 10 binden fazla kişi izliyor. Futbol karşılaşması 90 dakika ama bizim seyircimiz saat 11.00 gibi oturuyor akşam 8 gibi tribünden ayrılıyor. Saatlerce güreş izliyor. Bu sevgi Yörük kültüründen geliyor. Özellikle kentin köylerinde yaşayan çocuklar futboldan çok güreş yapıyor.”
Aydın, Kırkpınar’da başpehlivanlık elde eden sporcuların kentte büyük bir coşkuyla karşılandığını ve itibar gördüğünü bu durumun da sporcuların çalışma azmini arttırdığını söyledi.
Antalya bölgesinde güreş antik çağlara dayanıyor
Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık, güreşin Antalya’nın kadim sporu olduğunu söyledi.
Işık, güreşin kentte binlerce yıldır yapılan yaygın bir gelenek olduğunu, kentin çeşitli yerlerinde gerçekleştirilen kazılarda güreşen insan figürlerinin bulunduğunu anlattı.
“Güreş, antik çağlarda da kentte sevilen bir spor. Bu topraklarda 2 bin 500 yıldır güreş yapılıyor. Yaptığımız kazı çalışmalarında çok yoğun şekilde bu sporun yapıldığını hissediyoruz. İsinda Antik Kenti’ndeki mezarlarda güreş yapanların resmedildiği kabartmalar var. Kaş’taki Xanthos antik kentinde MÖ 400 tarihli ünlü yazıt dikmede güreşe ilişkin ifadeler bulunuyor. Aspendos sikkelerinde güreş sporu yüceltilmiş. Patara’da bulduğumuz Roma Çağı’na tarihli ünlü şampiyon lahdi de büyük olasılıkla bir güreşçiye ait. Theronides adını taşıyan bu büyük sporcu dönemin en büyük yedi müsabakasında şampiyonluğu elde etmiş ve kazandığı kupaları da mezarının üstüne resmettirmiştir. Antalya’nın bu başarısı tesadüfi değil. Güreş geçmişten gelen bir miras. Bu tarihin, kültürel birikimin getirdiği bir başarı.”