Güneş’teki leke bir gecede iki kat büyüyerek üç dünya büyüklüğüne ulaşabiliyor. Lekelerin büyümesi, Güneş’te patlamalar meydana geleceğinin habercisi. Kuvvetli bir patlamaysa Dünya’ya orta çağ karanlığını yeniden yaşatabilir.
Güneş’teki lekeler 1749 yılından beri gök bilimciler tarafından inceleniyor. 19. yüzyıla gelindiğinde bu lekelerin 11 yıllık bir güneş döngüsünün ardından küçüldüğü ya da büyüdüğü fark edildi. Dünya geçtiğimiz yıldan beri 25. döngünün içerisinde yer alıyor.
Solar minimum ve solar maksimum
Gök bilimcilerin araştırmasına göre Güneş ortalama 11 yıllık döngüler halinde iki dönem yaşıyor. Solar minimum ve solar maksimum dönemleri… Solar minimum dönemi yani güneşin aktivitelerinin en kısıtlı olduğu dönemde patlamalar, dolayısıyla lekeler de minimum düzeyde oluyor. Solar maksimum ise Güneş’in en aktif olduğu dönemi işaret ediyor.
Güneş’teki lekeler patlamalarla doğru orantılı. Ne kadar çok leke olursa, o kadar çok patlama oluyor. Ne kadar az leke olursa o kadar az patlama oluyor. Bilim insanları da yakında daha çok Güneş patlamasının etkisi altında kalabileceğimizi söylüyor. Güneş’in dünyaya dönük tarafındaki bu leke ve patlamalar beraberinde şiddetli güneş rüzgarlarını getiriyor. Bu da kutuplarda benzersiz güzelliğiyle gökyüzünü renklendiren Kuzey Işıkları (Aurora Borealis) görsel şölenin artmasına yol açıyor. Ancak patlamalar Dünya üzerinde olumsuz etkilere de sahip. Güneş’in döngüleri sırasında meydana gelen patlamalar, GPS sistemlerinden uydulara, haberleşme sistemlerini olumsuz etkiliyor.
Patlamalar küresel sıcaklığı artırıyor
Lekelerin büyümesinin iklimler ve küresel ısınma üzerinde de yakın bir etkisi var. Peki küresel ısınma Güneş’teki patlamalardan nasıl etkileniyor. İklim Bilimci Okan Özyurt, solar maksimum ve solar minimum dönemlerinin iklim üzerindeki etkisini değerlendirdi.
“11 ve 11’in katları şeklinde yani 11 yıllık ve 33 yıllık dönemler var. Dünya’daki iklim dönemleriyle karşılaştırdığımızda 11’in katları şeklinde de iklim dönemleri var. Bu da Güneş lekelerinin Dünya iklimi üzerinde ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.”
Özyurt patlamaların küresel ısınma üzerindeki etkisini tarihten örnekler vererek anlatıyor:
“Dünya’ya solar dediğimiz Güneş radyasyonu geldiği zaman uzun vadede bir küresel soğuma meydana geliyor. Tarihe baktığımız zaman, Avrupa 1450 ila 1850 yılları arasında ciddi manada bir soğuma dönemi yaşıyor ki biz buna küçük buzul çağı adını veriyoruz. Ama lekelerin artması, Güneş’te patlamaların da arttığı, manyetizmanın kuvvetlendiği anlamına geliyor. Güneş üzerindeki patlamalar arttığı zaman Dünya’ya normalden daha fazla güneş enerjisi geldiği anlamına geliyor ki bu da uzun vadede küresel ısınmalara yol açıyor. Solar maksimum dönemlerde yani Güneş aktivitelerinin arttığı dönemlerde atmosferin dış sınırına gelen Güneş enerjisi miktarı gittikçe artıyor. Dolayısıyla bu Dünya’da ısınmaya yol açıyor. Ama solar minimum dediğimiz aktivitelerin azaldığı dönemlerde Dünya’nın dış sınırına gelen güneş enerjisi miktarı giderek azalıyor.”
“Dünya orta çağ karanlığını yeniden yaşayabilir”
Güneş uyanıyor, dolayısıyla patlamalar da artıyor. Öyle ki geçtiğimiz haftalarda AR3038 olarak adlandırılan leke, bir gecede iki kat büyüyerek üç dünya büyüklüğüne ulaştı. Bilim insanları da bu patlamaların artacağı yönünde uyarıyor. Okan Özyurt patlamalar kuvvetlenirse, bilim dünyasının büyük teknolojik sıkıntılar yaşanabileceğinden korkulduğunu anlatıyor:
“Solar maksimum dönemine geliyoruz ve bilim insanları bizi devamlı uyarıyor. Özellikle güneş fizikçileri… Eğer çok kuvvetli güneş patlaması olursa, ben şundan korkuyorum, dünya orta çağ karanlığına gömülebilir. Çünkü çok şiddetli bir güneş patlamasında, dünyadaki bütün haberleşme sistemleri, uydu sistemleri hatta trafo, elektrik sistemleri alt üst olabilir. Dolayısıyla Dünya aylar süren geniş bir karanlığa gömülebilir. Bizim her şeyimiz internete endeksli biliyorsunuz. Yani bankalardan aldığımız maaşlardan tutun da, bütün sağlık sektörü internete endeksli. Dolayısıyla elektrik sistemlerindeki veya haberleşme uydularındaki yaşanabilecek kopmalar bu sorunları meydana getirebilir diye düşünüyorum. Çok şiddetli patlamalar olursa bilim insanlarının kabusu gerçekleşebilir. Bütün bu teknolojiye veda edebiliriz.”
Güneş solar maximumdaki en yüksek seviyesine 2023 yılında ulaşacak. Bu konuda çok sayıda araştırma yapılsa da, Güneş’in 11 yıllık döngüsünün nedeni hala net olarak çözülebilmiş değil.