ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), 64 yıldır ABD’nin uzay programı çalışmalarını yürütüyor.
AA muhabirinin derlediğini bilgilere göre, NASA, 29 Temmuz 1958’de dönemin ABD Başkanı Dwight David Eisenhower tarafından kuruldu. NASA 1958’de kurulsa da kurumun bilgi birikimi ve deneyimi 1915’te kurulan Ulusal Havacılık Tavsiye Komitesi’ne (NACA) dayanıyor.
Uçaklar üzerine çalışan NACA, 1950’li yılların başında uzaya uydu gönderme konusunda ülkeler arasında rekabetin olduğu dönemde ABD’nin uzay alanında başarılar elde etmesi amacıyla NASA olarak yoluna devam ediyor. Kurulduğu tarihten bu yana önemli çalışmalara imza atan NASA, uzay araştırmalarında öne çıkıyor.
Merkezi Washington’da bulunan NASA, yaklaşık 18 bin çalışanıyla çalışmalarını sürdürüyor. Ulusal ve uluslararası farklı alanlardan birçok partnerle de çalışan kurum, uzay çalışmaları gerçekleştirerek insanlığın yararına bilgiyi keşfetmeyi ve genişletmeyi amaçlıyor.
Geçen yıl 23,2 milyar dolarlık bütçesiyle çalışmalarını yürüten kurumun ABD çapında 20 merkez ve tesisi bulunuyor. Süpersonik uçuş dahil olmak üzere havacılığı ileriye taşımak için araştırma, test ve geliştirme yapan NASA, dünyadaki yaşama fayda sağlayacak uzay teknolojileri geliştirerek bu teknolojileri finanse ediyor.
Aydan Mars’a keşif yaklaşımına sahip NASA, çalışmalarında elde ettiği bilgileri paylaşarak tüm dünyadaki insanların hayatının daha iyi olmasını sağlıyor. Şirketler, NASA’nın buluşlarını ve teknolojilerini toplum için yeni ürün geliştirme amacıyla kullanıyor.
1969’da Apollo 11 ile “insanlık için büyük bir adım”
NASA, 1958’de kurulduğunda insanlı ve robotlu uzay uçuşları konusunda başlamış olan çalışmaları hızlandırdı. Kurumun ilk yüksek profilli programı, insanların uzayda hayatta kalıp kalamayacağını öğrenmeyi amaçlayan “Mercury Projesi” oldu. Bu programın ardından NASA, aya insan gönderme amacıyla önce 2 kişilik Gemini uzay mekiğini, ardından 3 kişilik Apollo uzay mekiğini geliştirdi.
Apollo 8 uzay mekiği, Aralık 1968’de ay yörüngesini 10 kez kat etmeyi başardı. Bu gelişmenin ardından 21 Temmuz 1969’da astronotlar Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins’i taşıyan Apollo 11 uzay mekiği ay yüzeyine iniş yaptı. Neil Armstrong, bu sefer sırasında aya ayak basan ilk insan oldu ve Armstrong’un “Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” sözü tarihe geçti.
ABD 1972’ye kadar ay yüzeyine 10 astronot daha çıkardı. Apollo mekiği ile Rus Soyuz 19 mekiği 1975’te uzayda birbirine kenetlendi ve iki ülke astronotları diplomatik çabalara sembolik bir jestle katkıda bulunmak için uzayda el sıkıştı.
NASA’nın insanlı uzay uçuşu çabaları, 1981’de başlayan ve 30 yıl boyunca devam eden Uzay Mekiği Programı ile sürdü. Bu program, çığır açan bir teknoloji olmasının yanı sıra Uluslararası Uzay İstasyonu’nun inşası açısından da önem taşıdı.
Dünyanın en gelişmiş uzay teleskobu James Webb göreve başladı
NASA, Apollo programının ardından sırasıyla Columbia, Challenger, Discovery, Atlantis ve Endeavour uzay mekiği programlarını sürdürdükten sonra 2011 yılında, kamu kaynaklarıyla yürütülen tüm insanlı uçuş programlarına son vererek bu alanda özel sektör girişimlerini teşvik etmeye başladı.
Aynı yıl, iş dünyasını dış uzay çalışmalarına dahil etme kararı alınarak “NASA Ticari Mürettebat Geliştirme Programı” hayata geçirildi.
NASA, başka bir ülkeye olan bağımlılığını sona erdirmek ve insanlı uzay uçuşlarını ABD’ye geri getirmek için özel sektörle çalışma kararının ardından, alanda öne çıkan şirketler SpaceX ve Boeing ile sözleşmeler imzaladı.
Tüm gezegenleri yoğun bir şekilde inceleyen NASA, güneş sisteminin keşfini tamamladı. 1990’dan beri uzay araştırmalarında kullanılan Hubble Uzay Teleskobu’nun ardından NASA, 25 Aralık 2021’de dünyanın en büyük ve en gelişmiş uzay teleskobu James Webb’i uzaya fırlattı.
6,5 metrelik aynasıyla en az 5 yıl görev yapacak olan teleskopun çektiği ilk tam renkli fotoğraf 12 Temmuz 2022’de paylaşıldı. James Webb’in sunacağı görüntüler, evrenin oluşumu ve olası başka yaşanabilir gezegenlerin keşfi açısından önem taşıyor.
Ay’dan Mars’a birçok çalışma yürütülüyor
NASA’nın sürdürdüğü çok sayıda görev bulunuyor. Bu görevlerden öne çıkanlar arasında, dünyaya çarpma riski olan asteroidlerin itme yöntemiyle yörüngelerini değiştirecek teknolojiyi test etmek için geliştirilen Çifte Asteroid Yeniden Yönlendirme Testi (DART) de yer alıyor.
DART’ın Eylül 2022’de 160 metre çapındaki Dimorphos isimli asteroide yaklaşık 24 bin kilometre hızla çarpması bekleniyor.
NASA’nın 2011’de uzaya fırlattığı Juno isimli keşif aracı da Temmuz 2016’da Jüpiter’e vardığından bu yana gezegenin yörüngesinde keşif faaliyetini sürdürüyor.
Bir diğer keşif aracı Perseverance de NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’nda inşa edildi ve 30 Temmuz 2020’de fırlatıldıktan yaklaşık 7 ay sonra 18 Şubat’ta Mars’a iniş yaptı. NASA’nın Mars Keşif Programı’nın parçası olarak yapılan araç, bu yılın şubat ayında 245,76 metre ile Mars’ta en uzun mesafe yürüyüşünü gerçekleştirdi.
NASA tarafından şimdiye kadar gerçekleştirilen en önemli misyonlardan birini icra eden “Güneş Kaşifi” olarak nitelendirilen Parker Solar Probe da 2018’de fırlatıldı ve bu yılın şubat ayında Venüs’ün yüzeyini ilk defa görünür ışıkta fotoğraflamayı başardı.
Ayrıca NASA, Artemis isimli keşif görevi kapsamında 2025 yılına kadar Ay yüzeyine bir erkek bir kadın astronot göndermeyi planlıyor.
Programın ilk aşaması olan Artemis 1’in 29 Ağustos’ta gerçekleştirilmesi hedefleniyor. NASA’nın Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) roketi program müdürü John Honeycutt, ay seferleri için kullanılacak roket motorunun testinin ABD’nin Mississippi eyaletindeki Stennis Uzay Merkezi’nde başarılı şekilde tamamlandığını bildirdi.
SLS roketinin, Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’ne gönderilmesi ve daha sonra da Orion uzay aracına entegre edilmesi bekleniyor.
2028’e kadar sürmesi planlanan seferlerin ardından ay yörüngesinde uzay istasyonu kurulması ve burayı basamak olarak kullanarak Mars’a insanlı seferler düzenlenmesi amaçlanıyor.