İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın Başkanı David Barnea, İran ile nükleer programı konusunda uluslararası bir anlaşma imzalanmasının “stratejik felakete neden olacağını” savundu.
İsrail’in “Yedioth Ahronot” gazetesinin haberine göre, Başbakan Yair Lapid ve diğer devlet yetkilileriyle yapılan toplantıda Barnea, “İran’la şu anda üzerinde uzlaşıya varılması düşünülen nükleer anlaşma stratejik bir felakete neden olacaktır. Çünkü bu, İran’ın uzun vadede nükleer bomba elde etme çabalarını kolaylaştıracak.” dedi.
Barnea, “Anlaşmayla Lübnan Hizbullah’ı, Hamas ve İslami Cihad gibi gruplara ve (İran’ın) diğer uzantılarına aktarılacak milyarlarca dolar İran’ın kasasına doldurulacak” ifadelerini kullandı.
İran ile varılması beklenen nükleer anlaşmayı, “2015’teki eski anlaşmadan bile daha kötü” olarak nitelendiren Barnea, “2015’te imzalanana benzer bir anlaşma imzalıyorlar ama dünya değişti. İranlılar gelişmiş santrifüjler, farklı tehditler ve teknolojiler geliştirdi” diye konuştu.
Barnea, “İran’ın nükleer emelleri konusundaki yalanlarının ortaya çıkmasına ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının soruşturmasına yanıt vermeyi reddetmesine rağmen ABD şimdi bir anlaşma imzalamaya hazır durumda” dedi.
Yeni anlaşmanın, “İran’ın nükleer güç olma eşiğine ulaşması gereken süreyi yalnızca bir ila üç ay erteleyeceğini ancak karadan karaya füzeler edinmesini engellemeyeceğini” savunan Barnea, İranlıların nükleer güce ulaşmasını engellemek için Mossad’ın tüm çabalarını sürdürdüğünü vurguladı.
Barnea, “Herhangi bir anlaşmadan bağımsız olarak bizim kararlılığımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.
İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı. Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD’nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021’den beri Avrupa Birliğinin (AB) koordinatörlüğünde Viyana’da yapılan müzakereler 8 Ağustos’ta sona ererken müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB’nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.
İran Dışişleri Bakanlığı, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini 15 Ağustos’ta AB’ye iletmiş ve taslak metne verdikleri yanıta karşılık ABD’nin cevabını beklediklerini açıklamıştı.
İran’ın yanıtını “makul” olarak niteleyen AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Borrell, 23 Ağustos’ta konuyla ilgili açıklamasında, ABD’den olumlu yanıt gelmesi halinde bu hafta sonu İran ile nükleer anlaşmaya varılabileceğini söylemişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İran ile nükleer anlaşmaya ilişkin taslak metne yönelik AB aracılığı ile İran’ın görüşlerine karşılık verdiklerini duyurmuştu. Ancak bakanlık, ABD’nin yanıtının içeriği konusunda herhangi bir detay paylaşmamıştı.