Arap Bakanlar Komitesi, İsrail’in Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsünü değiştirmeye yönelik eylemleriyle baş edebilmek için ortak hareket etmek gerektiğini bildirdi.
İsrail’in Kudüs’teki politika ve planlarına karşı uluslararası platformlarda faaliyette bulunmakla sorumlu Komite, Mısır’ın başkenti Kahire’de 5’inci toplantısını gerçekleştirdi.
İsrail’in Mayıs 2021’de Şeyh Cerrah Mahallesi ve Kudüs’teki ihlallerinin ardından Arap Birliği bünyesinde kurulan Komitenin bugünkü toplantısında, Ürdün, Tunus, Cezayir, Suudi Arabistan, Filistin, Katar, Mısır, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden yetkililer hazır bulundu.
Toplantının kapanış bildirisinde, Kudüs halkının direnişinin desteklenmesi ve “yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri inşası, Filistinlilere ait evlerin yıkılması ve toprakların gasp edilmesi” politikasına karşı korunmaları çağrısı yapıldı.
Bildiride İsrail’in, Filistin halkının, coğrafi olarak bütünlük arz eden bağımsız bir devlette güven içinde yaşama hakkıyla çelişen ve uluslararası hukuku ihlal eden politikalarına karşı koymak için ortak hareket etmenin önemi vurgulandı.
Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olduğuna dikkati çekilen bildiride, Filistinlilerin buradaki hakkını baltalamaya ve Kudüs’ün hukuki statüsünü tek taraflı olarak değiştirmeye dönük tüm eylemlerin reddedildiği ifade edildi.
Bildiride ayrıca, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasının ve Ürdün’ün Kudüs’teki kutsal mekanlar üzerindeki vesayetinin önemine işaret edildi.
Filistin Dışişleri Bakanı, Kudüs’teki ihlalleri anlattı
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki de toplantıda yaptığı konuşmada, Filistin meselesindeki son gelişmeler ve Kudüs’teki ihlallerle ilgili bilgi verdi.
Maliki, “İsrail, Mescdi-i Aksa’nın tarihi ve hukuki statüsünü değiştirmeyi, onu zaman ve mekan olarak bölmeyi ve Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına izin vererek orada egemenlik kurmayı amaçlıyor.” dedi.
Uluslararası hukuka göre, İsrail işgali altında bulunan Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı olarak kabul ediliyor. Bu yerlerde ikamet eden yaklaşık 660 bin Yahudi yerleşimci işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Yasa dışı yerleşim birimleri inşasının yanı sıra İsrail, Filistinlilerin topraklarına el koyup Mescid-i Aksa’yı zaman ve mekan olarak bölmek için Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına izin vererek, Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya dönük pek çok ihlalde bulunuyor.