Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Genel Sekreteri Zhang Ming Semerkant Zirvesi’nden Türkiye’nin örgütteki rolüne, TRT’ye özel açıklamalarda bulundu.
İlk olarak 1996’da Orta Asya’daki sınır anlaşmazlıklarının çözümü için Şanghay Beşlisi olarak toplanmışlardı.
Artık dünya nüfusunun yüzde 40’ını kapsayan ve coğrafi olarak en geniş bölgesel örgüt haline geldi.
Şanghay İşbirliği Örgütü, pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği küresel sınamalarda kendi yerini arıyor.
Devlet Başkanları Zirvesi, Özbekistan’ın Semerkant şehrinde düzenleniyor.
Türkiye, örgüte Diyalog Partneri olarak üye olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan da Liderler Zirvesi’ne özel olarak davet edildi.
TRT Haber Pekin Temsilcisi Musab Eryiğit, ŞİÖ’nün Pekin’deki merkezinde Genel Sekreter Zhang Ming’e liderler zirvesini ve Türkiye’ye giden özel davetin perde arkasını sordu.
“Türkiye’ye davet doğal”
Genel Sekreter Zhang, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Başkanları Zirvesi’ne davet edilmesini doğal karşıladığını söyledi.
Zhang “Türkiye ŞİÖ’nün kuruluşundan beri örgüte büyük ilgi gösteriyor. 2012 yılındaysa diyalog partneri olarak kabul edildi. O günden beri Türkiye üye ülkelerle aktif olarak etkileşim halinde” dedi.
Türkiye’nin başta Ukrayna-Rusya savaşı olmak üzere sergilediği proaktif dış politika ve diplomatik hamleleri Zhang’ı da etkilemiş.
Genel Sekreter “Uluslararası sistemde savaş ve çatışma eğilimlerinin artış gösterdiği bir dönemde Türkiye’nin dengeli bir çizgi izleme arzusuna değer veriyoruz. Ankara’nın ŞİÖ’de daha aktif ve yapıcı bir rol oynamasını hevesle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca “Türkiye’nin bölgesel çatışmalarda yapıcı rol oynayarak, bölgesel barış, güvenlik ve kalkınmanın devamına katkı sağlamasını memnuniyetle karşılıyoruz” diye ekledi.
“Biz NATO’dan farklıyız”
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün NATO’nun Asya’daki rakibi olduğuna dair değerlendirmeler bolca yapılır.
Genel Sekreter Zhang’a NATO’yu ve bir NATO üyesi olarak Türkiye’nin ŞİÖ’de ne gibi roller üstlenebileceğini sorduk.
Zhang, NATO ve ŞİÖ’nün birbirinin karşılığı olduğu fikrine katılmıyor.
Biz bir askeri ittifak değiliz diyen Zhang, bağlantısızlık ilkesini kabul ettiklerini savunuyor.
Bununla birlikte NATO ve ŞİÖ’nün gündemlerinde kesişen başlıkların bulunduğunu kabul ediyor ancak örgütümüz doğası gereği NATO’dan tamamen farklı diyor.
Genel Sekreter’in Türkiye’nin NATO üyesi olarak ŞİÖ’deki rolüne ilişkin sorumuza verdiği cevap dikkat çekici;
“Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde NATO üyeliğinden ziyade Avrasya bölgesinde bulunan ve ŞİÖ üyeleriyle aktif bir şekilde eşit ve karşılıklı faydalı ilişkiler geliştiren bir ülke olması nedeniyle büyük umutlar görüyoruz.”
“Yeni tehditlerle karşı karşıyayız”
Zhang, Devlet Başkanları Zirvesini liderlerin görüş alışverişinde bulunduğu önemli bir platform olarak tanımlıyor.
Semerkant’ta liderler oldukça kritik bir dönemde bir araya geliyor.
“Mevcut küresel durum oldukça karmaşık ve derin değişikliklerden geçiyor” diyen Genel Sekreter, bir dizi yeni zorluk ve tehditle karşı karşıyayız diye uyarıyor.
“Bir araya gelmeli ve uluslararası işbirliğini arttırmalıyız” vurgusu yapıyor.
ŞİÖ küresel sistemde yerini arıyor
Pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı, uluslararası sistemi derin bir değişliğin içerisine itti.
Kimilerine göre bu süreç yeni doğacak sistemin doğum sancıları olabilir.
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün bu dönemde üstleneceği rol merak konusu.
Rusya ve Çin’in aktif olduğu örgüt Hindistan’ı da içerisine alarak genişlemişti.
Ancak ŞİÖ’nün bu üç büyük üyesi arasında işbirliği olduğu kadar derin bir rekabet de var.
Rekabetin örgütün genel politikalarına yansıması önümüzdeki dönem ŞİÖ’nün üstleneceği rolü de işaret edebilir.