Mahsa Amini isimli bir kadının ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi, ülkedeki birçok şehirde protesto ediliyor. 5 soruda İran’da yaşanan gelişmeleri derledik.
Yaklaşık bir haftadır uluslararası kamuoyunun gözü İran’da yaşanan gelişmelerin üzerinde.
Kimi sokaklara taşan tepkilerin daha önce yaşananlardan farklı olduğunu söylerken, kimileri de gösterilerin ve tepkilerin lokal olduğunu değerlendiriyor.
Peki, gerçekte olan ne? Sizler için 5 soruda toparladık…
Protestolar neden başladı?
22 yaşındaki Mahsa Amini, başkent Tahran’a yaptığı bir ziyaret sırasında ahlak polisi tarafından başörtüsü ‘uygunsuz’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.
Ardından ise, Amini’nin hastanede olduğunu gösteren fotoğraflar sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Üç gün komada yaşam mücadelesi veren Amini’ni hayatını kaybetti.
Tahran polisi, ahlak polisinin Emini’yi bir saatlik “bilgilendirme” için karakola götürdüğü, genç kadının burada aniden bilincini kaybetmesi ve kalp rahatsızlığı yaşaması üzerine hastaneye sevk edildiği duyurdu.
Devlet televizyonunda yayınlanan görüntülerde de Emini’nin polis merkezine getirildikten sonra aniden fenalaşarak yere düştüğü görülüyor.
Ancak bu açıklamalar sosyal medya aktivistlerini ve sokaklara çıkan insanları ikna etmişe benzemiyor. Protestocular, Amini’nin polis merkezine getirilmeden önce işkence gördüğünü iddia ediyor.
Protestolarda başı kim çekiyor?
İran’da kadın hakları konusundaki tartışma uzun yıllardır devam ediyor. Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınması ve hayatını kaybetmesine en büyük tepki de kadınlardan geliyor. Sosyal medya mevralarında paylaşılan gönderiler de kadınların protestolarda ön safta olduğunu gösteriyor.
Zaten protestoları temsil etmesi için ortaya çıkan amblemde de rüzgarda savrulan kadın saçlarından ilham alınmış.
Protestolar ülke geneline yayıldı mı?
Bu soru, uluslararası medyada en çok tartışılan soruların başında geliyor. Ancak üzerinde ittifak edilmiş bir cevabı yok. Bazı uzmanlar, protestoların geniş halk kitleleri tarafından benimsendiğini ileri sürerken, kimi uzmanlar ise protestoların hala lokal olduğunu düşünüyor.
Halihazırda uluslarası medyada her alan haberlere göre protestolar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan Hemedan başta olmak üzere birçok şehre sıçradı.
Yönetim nasıl bir politika izliyor?
Protestoların başlamasının ardından İran yönetiminin ilk adımlarından birini Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi attı.
Reisi Amini’nin ölümüyle ilgili soruşturma açılması talimatını verdi.
Esasen protestoların hemen başında yönetimin sergilediği tavrın değiştiği söylenebilir.
Öyle ki, kentlerde yaşanan protestolara emniyet güçlerinin müdahale ettiği görüntüler paylaşılıyor ve sayı net olmasa bile can kayıpları her geçen gün artıyor.
İran yönetimi, protestoların dördüncü gününde protestocuların iletişim kurup bir araya gelmelerinin önüne geçmek belirli bölgelerde internet erişimini sonlandırdı. Bu çerçevede İran’ın 3 GSM operatörünün interneti uzun süre kesildi.
İnternet erişimi yeniden açılırken sosyal medya ve mesajlaşma programları devre dışı bırakıldı, farklı ülkelerden “DNS kullanarak” engellenmiş uygulamaları çalıştırmaya yarayan VPN programları çalışamaz duruma geldi.
Protestolara bugüne kadar yapılan en sert açıklama ise İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan geldi.
“Yargıdan, sokakta olduğu kadar sosyal medyada da yalan haber ve dedikodu yayan, toplumun psikolojik güvenliğini tehlikeye atanların tespit edilerek onlara karşı kararlılıkla hareket edilmesini talep ediyoruz”
Devrim Muhafızları Ordusu ülkenin birçok kentine yayılan protestoları, “siyonist rejimin (İsrail) ve onun ülke içindeki unsurlarının İran’a karşı eylemleri” olarak nitelendirildi.
Öte yandan ülke genelinde süren gösterilere karşıt gösteriler de düzenlenmeye başladı.
Tahran Üniversitesi’nde kılınan cuma namazı sonrası yönetim yanlısı sloganlar artırarak dışarı çıkan cemaate, dışarıda bekleyen kalabalık da katıldı.
Pek çok kişinin katıldığı “yönetime ve güvenlik güçlerine destek yürüyüşü” Tahran’daki İnkılap Meydanı’na kadar devam etti.
Meydanda toplanan kalabalık, ülkede yayılarak devam eden gösterilere tepki göstererek “Fitneciler idam edilsin”, “Polisimin yanındayım” gibi sloganlar attı.
Uluslararası toplum ne düşünüyor?
1979’da yaşanan rejim değişikliğinden sonra Batı ile yaşanan gerginlik İran’ı sürekli uluslararası gündemin ilk sıralarında tuttu.
Bu yüzden İran’da yaşanan gelişmeler birçok ülke tarafından yakından takip ediliyor.
Uluslarası camiadan Amini’nin ölümüne ilk tepki beklendiği gibi ABD’den geldi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mehsa Emini’nin gözaltına alınması ve ölümüne sebep olan İran Ahlak Polisi yönetimine yaptırım uyguladıklarını açıkladı.
Bu açıklamayı ABD Hazine Bakanlığının duyurusu izledi. Bakanlık, İran’daki protestolarda kadınlara şiddet ve tacizle müdahale edildiği gerekçesiyle İran Ahlak Polisi Teşkilatının yanı sıra İran güvenlik kurumlarının bazı üst düzey yöneticilerini yaptırım listesine aldı.