Marvel Sinematik Evreni’nin 2024’te izleyiciyle buluşturmaya hazırlandığı yeni filmi “Kaptan Amerika Yeni Dünya Düzeni”, İsrailli bir süper kahramanı canlandıracak olan “Sabra” karakteriyle eleştirilerin odağına oturdu.
ABD’nin California eyaletinde 9 Eylül’de düzenlenen D23 Expo’da filme katılacağı açıklanan Sabra karakteri, özellikle sosyal medyada büyük tepki topladı. Duyurunun Sabra ve Şatilla katliamının yıl dönümünden günler önce yapılması ve karakterin daha önce çizgi romanda ırkçı özellikleriyle ön plana çıkması eleştirileri de beraberinde getirdi.
Sosyal medya kullanıcıları, filme “İsrail-Filistin çatışmasına taraflı yaklaşmak, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini örtmeye çalışmak, işgalci bir ülkenin ajanını kahraman gibi göstermek” ve “İsrail propagandası yapmak” gibi eleştiriler getirdi.
Uluslararası Güvenlik ve Enerji Uzmanı, aynı zamanda “Vampire the Requiem” (Vampir: The Requiem), “Vampire the Masquerade” (Vampir: The Masquerade), “Dungeons and Dragons” (Zindanlar ve Ejderhalar), “Mummy the Resurrection” (Mumya: Diriliş) gibi korku ve modern fantezi başlıklarında uzmanlaşmış çok sayıda RPG (Rol yapma oyunu) yazarı Khaldoun Khelil, Sabra karakterini değerlendirdi.
Kaptan Amerika’nın yeni süper kahramanı “Sabra” kim?
Sabra karakterinin ilk kez 1980’de Bill Mantlo tarafından kaleme alınan ve Sal Buscema tarafından çizilen “The Incredible Hulk” isimli çizgi romanda yer aldığını belirten Khelil, karakterin gerçek adının Ruth Bat-Seraph olduğunu ve insanüstü yeteneklere sahip bir mutantı temsil ettiğini kaydetti.
20 yıldır rol yapma oyunu yazarlığı yapan Khelil, karakterin İsrailli ilk süper kahraman olduğuna dikkati çekerek, “Çizgi romanda Sabra’ın en karakteristik özelliği İsrail Gizli Servisi Mossad için çalışmış olması, aynı zamanda gizli kimliğine rağmen İsrailli bir polis memuru olması ve temelde İsrail devletinin temsilcisi olmasıydı. Kostümü bile İsrail bayrağıydı.” dedi.
Khelil, Sabra’nın İsrailliler için bir takma adı ifade ettiğini kaydederek, bunun da onlar için tıpkı kovboy ya da ona benzer bir Amerikan karakterine sahip olmakla eşdeğer olduğunu dile getirdi.
Sabra kelimesinin kökenine ilişkinse Khelil “Temelde Sabra, İsrail’de doğmuş birinin, özellikle de İsrail’de doğmuş bir Yahudi’nin adıydı. Adını dikenli armut gibi bir meyveden alıyordu. Aslında buradaki ‘dikenli ama tatlı’ bir fikirdi.” ifadesini kullandı.
Khelil, Sabra karakterinin 1982’de binlerce Filistinlinin ölümüne yol açan Sabra ve Şatilla katliamından sonra tepki çekmeye başladığını aktararak, özellikle katliamı Mossad ile ilişkilendiren belgelerin ortaya çıkmasıyla Sabra’nın varlığının sorgulandığını dile getirdi.
Khelil, “Sabra ve Şatilla katliamından sonra Sabra isminin farklı bir çağrışımı olduğu aşikar, ismin kökeni katliamdan gelmese de sanırım insanlar ismi bununla ilişkilendirmeye başladı.” dedi.
Sabra’nın ırkçı geçmişi
Khelil, Sabra karakterinin bugün bu kadar büyük tepkiyle karşılanmasını ise ismin kökeninden ziyade çizgi romanda yer alan ve Arapları aşağılayıcı bazı ırkçı ögeler içermesiyle açıkladı.
Çizgi romanda Arapların çatışmacı, İsraillilerin ise süper kahraman olarak tasvir edildiğini anlatan Khelil, şöyle konuştu:
“Arap teröristin bombası, herkesin arkadaş olduğu Arap çocuğu öldürür, ardından Sabra ölen çocuk için ağlamaya başlar. Burada karakteri sempatik şekilde tasvir ederken aynı zamanda Arap-İsrail çatışmasını örtmeye çalışıyorlar. Bir Arap’ın ölümüne veya öldürülmesine karıştıkları, benim de ‘öldür ve ağla’ modası diye adlandırdığım tabloyu ortaya çıkarıyor ama gerçekte bu sadece İsraillilerin kendi insanlığını göstermek için oynadıkları bir oyun. Ceset için empati kurarlar ancak genellikle karakter olarak tasvir edilen yaşayan bir Arap için bunu yapmazlar.“
Khelil, çizgi romandaki öldürülen Sahad adlı Arap çocuğunun fakir, eğitimsiz ve hırsız olarak tasvir edildiğini belirterek “Ölen çocuk bile tüm hikayede yalancı ve hırsız olarak anlatılıyor. Sahad, karpuz çalıp Hulk ile paylaşmayı seviyor ve turistleri dolandırıp paralarını alabilmek için açlıktan ölmek üzere olan büyük bir ailesi olduğu yalanını söylüyor.” dedi.
İnsanların filmle ilgili ortak endişelerinin tıpkı çizgi romanda olduğu gibi Filistinlilerin, Arapların ya da Müslümanların basmakalıp ve insanlık dışı tasvirleriyle sunulacağı konusunda yoğunlaştığına dikkati çeken Khelil, şu ifadeleri kullandı:
“Bence asıl mesele, karakterin İsrail hükümetiyle ve özellikle güvenlik ve istihbarat servisleriyle çok ‘sempatik’ bağlantısı olması. Geçmişte bu örgütleri savunmacı ve sempatik tasvir ederken Filistinlilerin sıkıntılarına, temel insan haklarına ya da İsrail Apartheid rejiminin uzunca süredir var olduğuna ve Filistinlilerin ister doğrudan işgal altında ister acımasız Apartheid rejimi altında yaşadıkları gerçeğine değinmiyor.“
Khelil, 27 yaşındaki İsrailli aktris Shira Haas’ın Sabra’yı canlandıracak olmasına getirilen eleştirilere de değinerek, meselenin İsrailli oyuncu olmadığını hatta bu kararın Sabra karakterinin geçmişi göz önüne alınmasa makul bile olacağını belirtti. Khelil “Irkçı mecazlar dikkate alındığında, İsrailli aktrisin iyi bir seçim olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
Filmin büyük bir İsrail propagandası olacağının altını çizen Khelil, filmle ilgili beklentisini “(Marvel’in) Niyetleri, İsrail Apartheid rejimini aklamak mı yoksa insanlığa, yani Filistinlilere karşı işlenen suçları ve insan hakları ihlallerini inkar etmek mi bilmiyorum. Bu fikirleri ya sergilemeye çalışacaklarını ya da üstünü örtmeye çalışacaklarını düşünüyorum ancak tahminimce çok iyi bir iş çıkaramayacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.
Sabra ve Şatilla Katliamı
İsrail’in 14 Mayıs 1948’de Filistin topraklarını işgal etmesiyle zorunlu göçe tabi tutularak Lübnan’a sığınan Filistinli mülteciler, başkent Beyrut’un batısında yaklaşık bir kilometrekareye sıkışan Sabra ve Şatilla kamplarında, 16 Eylül 1982’de İsrail’in yaptırdığı yeni bir saldırıya maruz kaldı.
Filistinliler, Lübnanlı aşırı sağcı Hristiyan milislerin 3 gün süren kanlı baskınında kadın ve çocuk binlerce kayıp verdi.
Lübnan ve Orta Doğu’nun modern tarihindeki toplumsal hafızada acı iz bırakan katliamın failleri adalete teslim edilmedi ve bugüne kadar kimseden hesap sorulamadı.
Haaretz gazetesi daha sonra Sabra ve Şatilla olaylarıyla bağlantılı olan İsrail’in Lübnan’ı işgaline ilişkin Mossad’a ait bazı tarihi belgeler yayımladı. Belgeler, İsrail ordusunun Lübnan işgaline bir yıl önceden Falanjist milislerle koordinasyon içinde hazırlık yaptığı ve katliamdan önce Mossad’ın ülkedeki müttefiklerine silah sevkiyatı yaptığını ortaya koydu.