Afganistan’daki 20 yıllık işgali boyunca bir türlü sarılamayan derin yaralar açan ABD, neden olduğu acılarla hatırlanmaya devam ediyor.
Afganistan’ı 1996-2001 yıllarında yöneten Taliban yönetiminin 11 Eylül saldırılarının faili terör örgütü El-Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’i barındırdığı gerekçesiyle ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 7 Ekim 2001’de ülkede başlattığı işgal, geçen yılın 30 Ağustos gecesi yabancı askerlerin ülkeden ayrılmasıyla bitti.
“Terörle mücadele” politikası kapsamında ABD’nin bu süre zarfında, Afganistan topraklarında düzenlediği askeri operasyonlarda binlerce sivil yaşamını yitirdi.
İşgal süresince yaşanan çatışmalarda 47 binden fazla sivil hayatını kaybederken, ABD için çalışan ve ölen Afganların sayısı da 3 bin 846 olarak kayıtlara geçti. 2 bin 400’den fazla ABD askeri de hayatını kaybetti.
ABD’nin en uzun savaşı, Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesiyle son bulsa da çocuklarını, babalarını, annelerini ve akrabalarını kaybeden Afgan ailelerin acıları hala bitmedi.
AA muhabiri, aile fertlerini ABD askerlerinin saldırılarında kaybeden Afganlarla görüştü.
Baba Han, faillerin cezalandırılacağı günü bekliyor
Afganistan’ın doğusundaki Kunar vilayetinin Vutapur köyünde 2018’de ABD askerlerince düzenlenen gece operasyonlarında 3 oğlu öldürülen baba Muhammed Ekrem Han, acısını hala dün gibi yaşadığını kaydetti.
ABD askerlerinin gece saatlerinde terör gerekçesi ile yaşadıkları köye operasyon düzenlediğini ifade eden Ekrem Han, kendi evine de baskın yapıldığını söyledi.
Operasyon sırasında kendisinin başkent Kabil’de bulunduğunu belirten Han, “Yolların güvenli olmaması nedeniyle gencecik çocuklarımın cenazesine dahi katılamadım ve bu bana daha çok acı veriyor.” dedi.
Ekrem Han, ABD askerlerinin, çocukları 12 yaşındaki Abidullah, 20 yaşındaki Abdul Kahhar ve 26 yaşındaki Ebu Zer’i annelerinin gözü önünde hiç acımadan öldürdüğünü kaydetti.
Oğullarının terörle hiçbir bağlantısının olmadığını savunan Han, acılarının hala taze olduğunu, bu konuda ciddi bir soruşturma yapılmasını ve olayın faillerinin cezalandırılmasını istediklerini aktardı.
Anne Zeynep Han da bir pazartesi akşamı meydana gelen olayı şu şekilde dile getirdi:
“Çocuklarım yemek yedikten sonra uyumak için odalarına gitti. Birkaç dakika sonra köye ABD’ye ait helikopterler indi. Ne olduğunu anlayamadım. Kısa bir süre sonra ABD askerleri duvarı aşarak ve kapıları kırarak evimize girdi. Gözlerimin önünde 3 oğlumu silahla vurarak öldürdü ve bir diğer oğlumu da işkence ederek yanlarında götürdü.”
Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen o anı hala unutamadığını kaydeden anne Han, evlat acısının hiçbir acı ile kıyaslanamayacağını ve çocuklarının ölümü nedeniyle artık yaşamasının bile bir anlamının kalmadığını anlattı.
“Kocamın öldürülmesiyle tüm mutluluklarım da elimden alındı”
Öldürülen Ebu Zer’in eşi Zabanya Han, ABD askerlerinin kocasını gözleri önünde öldürdüğünü aktararak, yaşadığı travma nedeniyle o günden beri psikolojik sorunlarla mücadele ettiğini söyledi.
Şu an 11 ve 12 yaşlarında biri erkek, diğeri kız iki çocuğa hem annelik hem de babalık yapmaya çalıştığını kaydeden Han, “Kocamın öldürülmesiyle tüm mutluluklarım da elimden alındı. Artık hiç mutlu olamıyorum. Tarlalarda çalışarak geçimimi sağlamaya çalışıyorum. En çok düşündüğüm şey artık çocuklarımın geleceği.” dedi.
“Artık adalet istiyorum”
Kardeş Yusuf Han da aynı operasyonda evde olduğunu, kendisinin de ağır bir şekilde darbedildiğini söyledi.
Kardeş Han, o geceye dair şu ifadeleri kullandı:
“ABD askerleri 3 kardeşimi öldürdükten sonra beni de işkence ederek, Bagram Hava Üssü’ne götürdü. Bu üsteki hapishanede tam 18 gün tutuldum ve işkence gördüm. Kardeşlerimin cenazesine dahi katılamadım. 19. günde hiçbir şey demeden beni serbest bıraktılar. Artık adalet istiyorum.”
ABD’nin Afganistan’da işlediği zulümlerin gün yüzüne çıkartılmasını istediklerini aktaran Han, ülke genelinde bu olaya benzer binlerce olayın yaşandığını ve bunların örtbas edildiği savundu.
“Kocamın parçalanmış cesediyle karşılaştım”
Öte yandan aynı köyde 2015’te ABD’nin insansız hava aracıyla (İHA) düzenlediği hava saldırısında 40 yaşındaki kocasını kaybeden Zubeyde Safi de acısını gözyaşları içinde anlattı.
Kocası Zeynullah Rahman’ın çiftçilik yaptığını aktaran Rahman, 2015 yazında köylerine yönelik bir operasyon başlatıldığını söyledi.
Operasyon sırasında kocasının çalıştığı tarlaya da İHA’larca hava saldırısı yapıldığını kaydeden Safi, “Saldırıdan hemen sonra bir komşumuz kocamın çalıştığı tarlanın da bombalandığını söyledi. Koşarak tarlaya gittim ve kocamın parçalanmış cesediyle karşılaştım. O an aklımdan asla çıkmayacak.” diye konuştu.
Şu an 15 ve 17 yaşlarında 2 kız çocuğuyla yaşam mücadelesi verdiğini kaydeden Safi, kocasının suçsuz yere öldürüldüğünü ve bu konuda soruşturma yapılarak faillerin cezalandırılmasını istediklerini belirtti.
Safi, ABD’nin Afganistan işgali süresince işlediği cinayetler için tazminat ödemesi gerektiğini dile getirdi.
Çatışmalar Taliban’ı yok edemedi
Taliban, 2001’de devrilmesinden sadece birkaç yıl sonra özellikle Afganistan’ın güneyinde, Peştunların yoğun yaşadığı bölgelerde yeniden örgütlenmeye başladı.
Silah ve savaşçı açısından zamanla imkanlarını geliştiren Taliban, NATO güçleri ve Afganistan ordusuna karşı saldırılar düzenleyerek zamanla özellikle kırsal alanlarda toprak kazanmaya başladı.
Taliban’a karşı 2014’e kadar sahada askerleriyle çatışmalara giren NATO güçleri, bu tarihten itibaren Taliban ile mücadeleyi Afganistan ordusuna devretti. Ancak, çatışmalarda Afganistan ordusunun ciddi oranda kayıplar verdiği görüldü.
Bu süreçte, NATO güçlerinin özellikle hava saldırıları ve gece baskınlarında çok sayıda sivilin de yaşamını yitirmesi halkta büyük acı ve tepki oluşturdu.
Taliban’ın Afganistan’ın kuzeyinde yaşayan diğer etnik yapılar arasında da örgütlenmesi ve buralarda saldırılarını yoğunlaştırması grubun ülkedeki nüfuzunu daha da artırdı.
Afganistan siyasetinde 2010’ların başlarından itibaren Taliban ile sorunları barışçıl yollarla çözme fikirleri yaygınlık kazandı.
Bu doğrultuda, ABD ile Taliban arasında 29 Şubat 2020’de Katar’ın başkenti Doha’da Afganistan hükümeti ile Taliban arasında müzakereleri de öngören bir barış anlaşması imzalandı.
Ancak barış görüşmelerinin sonuçsuz kalmasıyla geçen yılın yaz aylarında Afganistan ordusu ve Taliban arasındaki çatışmalar şiddetlendi ve süreç, Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de yönetime gelmesiyle sonuçlandı.