Çin’de ülkeyi yöneten Komünist Parti’nin (ÇKP) 20. Ulusal Kongresi başkent Pekin’de başladı.
Ülkenin gelecek 5 yıldaki siyasi doğrultusunu ve yönetim kadrolarını belirleyecek kongrenin açılış töreni ve ilk oturumu Büyük Halk Salonu’nda yapıldı.
ÇKP’nin görevdeki ve eski liderlerinin katıldığı toplantıda Genel Sekreter ve Devlet Başkanı Şi Cinping, Merkez Komite Çalışma Raporu’nu kongreye sundu.
“Çin karakteristiğinde sosyalizmin bayrağını yukarı taşımak ve her açıdan modern sosyalist bir toplum inşa etmek için birlik içinde çabalamak” başlıklı raporda, parti yönetiminin son 5 yıldaki icraatları ve geleceğe yönelik hedeflerine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Başkent Pekin’de 16-22 Ekim’de gerçekleştirilen kongreye ülkenin çeşitli yerlerinden 2 bin 296 delege katıldı.
ÇKP Ulusal Kongresinde delegeler, 205 asil ve 171 yedek üyeden oluşan ÇKP Merkez Komitesini seçecek. Ardından yeni seçilen Merkez Komitesi, kendi içinde, 25 kişilik Siyasi Büroyu ve 7 kişilik Siyasi Büro Daimi Komitesini belirleyecek.
Yoksullukla mücadele en önemli başarı
Şi, raporu kongreye sunduğu konuşmasında, “yeni dönem” olarak adlandırdığı kendi iktidarında en önemli başarının yoksullukla mücadele olduğunu vurguladı. Şi, “yüzyıl hedeflerinden” ilki olarak tanımladığı, ÇKP’nin 2021’deki 100. kuruluş yıl dönümüne kadar ülkede mutlak yoksulluğu sona erdirme hedefine ulaşıldığını, “her yönüyle ortalama refaha sahip bir toplum” yaratıldığını belirtti.
Ülke genelinde 832 yoksul ilçenin ve 100 milyona yakın kırsal nüfusun yoksulluktan çıkarıldığını ifade eden Şi, 9,6 milyon vatandaşın dezavantajlı bölgelerden yeni bölgelere yerleştirildiği bilgisini paylaştı.
Ortalama refahı, “Çin halkının 1000 yıllık rüyası” olarak tanımlayan Şi, bunu başararak ülkeyi kalkınmada tarihsel başlangıç noktasından daha yüksek noktaya taşıdıklarını vurguladı.
Şi, gelecek dönemin, yüzyıl hedeflerinden ikincisi olan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2049’daki 100. kuruluş yıl dönümüne kadar “her açıdan modern sosyalist bir toplum inşa etme” yönündeki çabalara odaklanacağını dile getirdi.
Tayvan’ı yeniden birleştirme sözü
Şi’nin konuşmasında, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan’ın ana kara ile birleşmesini tamamlama sözünü verdiği bölüm en uzun alkışı aldı.
Partinin Tayvan sorununun çözümü ve ülkenin birliğinin yeniden sağlanmasına yönelik stratejisinde kararlı olması gerektiğini vurgulayan Şi, “Güç kullanmayı dışlamıyoruz, ayrılıkçı hareketleri durdurmak için gereken her türlü tedbiri alacağız.” dedi.
Tayvan sorununun çözümünün Çin halkının meselesi olduğunu, kararı Çin halkının vereceğini ifade eden Şi, bu konuda dış müdahalenin kabul edilmeyeceği imasında bulundu.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ağustos başında Tayvan Adası’na yaptığı ziyaret, Washington ile Pekin arasında gerilime yol açmış, Çin ordusu ziyaretin ardından Ada çevresinde askeri yığınağını ve tatbikatlarını arttırmıştı.
Pekin, “tek Çin ilkesini” vurgulayarak Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletlerde ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor.
Sincan’a değinmedi
Öte yandan Şi, konuşmasında Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Türk kökenli Uygurlara ve diğer azınlıklara yönelik insan hakları ihlallerine dair iddialara değinmedi.
Şi’nin iktidarda olduğu dönemde bölgede “aşırılıkla mücadele” adı altında 1 milyondan fazla Uygur Türkü’nün “yeniden eğitim merkezi” ve “mesleki eğitim merkezi” adı verilen kamplarda alıkonulması dünyanın gündemine oturmuştu.
Şi’nin, Mao’dan bu yana “iktidarı iki dönemi aşan ilk lider” olması bekleniyor
ÇKP Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Şi Cinping’in, kongrede iktidarını üçüncü döneme taşıyarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zıdong’dan bu yana parti liderliğini ve devlet başkanlığını iki dönemden fazla sürdüren ilk lider olması bekleniyor.
Çin Anayasası’nda 2018’de yapılan değişiklikle devlet başkanının görev süresini iki dönemle sınırlayan kural kaldırılmış, böylece Şi’nin liderliğini üçüncü döneme taşımasının önü açılmıştı.
Tek parti iktidarının olduğu ve anayasada güçler birliği ilkesinin bulunduğu Çin’de Komünist Parti, merkezi ve yerel hükümetlerin, yasama, yargı ve danışma organlarının, kamu kurum ve kuruluşları ile devlete ait işletmelerin yönetimini belirliyor.