Rusya-Ukrayna savaşıyla siber dünyadaki gerilim tırmandı. Teknolojilerini geliştiren ülkeler ise bu alanda güç sahibi oldu. Peki, siber savaşlarda öne çıkan yöntemler ne? Başrol oyuncuları ‘hacker’ların yapabileceklerinin sınırı var mı? Yanıtları haberimizde…
Siber alandaki savaş yıllardır sürüyor. Devletler siber yeteneklerini kullanarak düşmanlarını alt etmenin yollarını arıyor.
Siber savaş ortamı son derece karmaşık. Geçmişte siber saldırılar sistemlerdeki verilerin toplanması veya çalınması şeklinde oluyordu. Bugün ise daha farklı yöntemler kullanılıyor.
Düşman devletlerin siber saldırılar yoluyla birbirlerine zarar vermeye çalışması yeni bir savaş türünü yarattı.
Siber savaşlarda yöntem çok
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ile siber dünyada da gerilim tırmandı.
Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, “Bu uzayda herkesin bütün dünyanın bağlı olduğu bu uzayda söz sahibi olabilmeniz için güçlü bir siber orduya yani bir siber güç olmaya ihtiyacınız var. Devletler de bunu farketmiş durumdalar. Dünyada da bunun örneklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.
Siber savaşların yöntemi çok fazla. Bunların başında da son dönemde riski artan Fidye yazılımları geliyor.
Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, “Saldırganlar nereyi hedef alacakları konusunda önceden detaylı bir çalışma yaparlar. O sistem o şirket ya da kuruma sızmadan önce onun bütün sistemleri hakkında bilgi sahibi olurlar. Oraya erişim için başka bir hacker grubundan gerekiyorsa erişim satın alırlar. Ve içeriye girdikten sonra şifrelerler. Temel motivasyonları para almak olduğu için bu saldırgan grupların, parayı almakla alakalı oraya bıraktıkları not üzerinden sizi pazarlığa çağırırlar. Ve bunun içerisinden de kendi ayrı bir ekonomisi var” açıklamasını yaptı.
Siber saldırılara direnmek zor
IT Güvenliği ve Operasyon Müdürü Atalay Keleştemur, “Özellikle son birkaç yıldır bizim ‘private ve public key’ dediğimiz Türkçesinde de gizli anahtar ve açık anahtar ya da genel anahtar olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz bir asimetrik anahtar kullanarak şifreleme algoritması kullanarak yapıldığı için artık bu verileri bir şekilde kurtarmak mümkün değil. Dolayısıyla artık şu an belki de dünyadaki en büyük tehdit diyebiliriz bu fidye yazılımları için” diyor.
Saldırılara karşı direnmek zor olsa da imkansız değil. Hem özel sektörün hem de kamu kurumlarının alacakları tedbir ise kritik önemde. Aksi halde verdiği zararların faturası ağır olabilir.
İşte tam da bu noktada devreye ‘beyaz şapkalı hackerlar’ giriyor. Gerek devletlerin gerekse kurumların saldırılardan etkilenmemesi için çalışıyorlar.
Yeni tehdit: Siber istihbarat
Siber savaşların en önemli unsurlarından birisi de siber istihbarat. Yeni nesil bu güvenlik tehdidine karşı ülkelerin savunma sistemlerini güçlendirmesi şart.
Atalay Keleştemur, “Siber istihbarat aslında konvansiyonel istihbarat içerisinde yani nasıl ki istihbarat personeli istihbarat çarkından geçirdiği ürünü üst makama sunuyorsa aynı yapının siber uzay üzerindeki izdüşümüne de siber istihbarat deniliyor. Siber istihbarat bu anlamda hem hedefe yapılacak saldırılar için hem de size yapılan saldırıların önceden tespiti ve buna göre koruyucu güvenlik önlemlerinin alınabilmesi açısından çok önemli” şeklinde konuşuyor.
Kurgu: Kaan Alp Atasoy