Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, eski Başbakan Sebastian Kurz’a yönelik yolsuzluk suçlamalarının ülkede demokrasiye olan güveni sarstığını belirterek, demokratik kurumlara olan güvenin yeniden sağlanabilmesi için bu durumun aydınlatılması gerektiğini ifade etti.
Ülkenin en büyük şirketlerini bünyesinde barındıran (kamu kuruluşu) Avusturya Katılım Holding (ÖBAG) eski Genel Müdürü Thomas Schmid’in eski Başbakan Kurz’a yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında savcılığa verdiği ifadede, eski Başbakan’a yönelik ağır suçlamalara ilişkin Cumhurbaşkanı Van der Bellen de açıklamalarda bulundu.
Van der Bellen, Kurz’a yakınlığıyla bilinen Schmid’in hem eski Başbakan hem de siyasette halen aktif yer alan isimlere yönelik suçlamalarının siyaset kurumu ve demokrasiye olan güveni sarstığına işaret etti.
Schmid’in ifadesinde yer alan suçlamaların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Van der Bellen, halkın gelişmeleri tedirginlikle takip ettiğini, siyaset kurumlarından uzaklaştığını vurguladı.
Van der Bellen, Kurz ve ekibinin kurduğu iddia edilen yolsuzluk sisteminin ülkedeki demokrasinin temellerine zarar verebilecek düzeyde olduğuna dikkati çekerek, siyasi kurumların tamamında genel bir tadilatın yapılmasının zorunlu olduğunun altını çizdi.
Yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırmanın Avusturya’da yerinin olamayacağını belirten Van der Bellen, hukuk devletinin işlediğini ancak konunun yalnız adaletle ilişkili olmadığını, sarsılan güvenin de tesis edilmesi gerektiğini belirterek, söz konusu suçlamaların şeffaf ve anlaşılır bir şekilde aydınlatılması gerektiğini dile getirdi.
Van der Bellen, iktidar başta olmak üzere bu durumun aydınlığa kavuşturulması için herkesin iş birliği içinde hareket etmesinin önemine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanının açıklamalarının ardından muhalefet partileri erken seçime gidilmesi çağrısında bulundu.
Kurz’a yönelik suçlamalar
ÖBAG’ın eski Genel Müdürü Schmid, yolsuzluk soruşturması kapsamında savcılığa verdiği ifadede, 2017’de düzenlenen erken seçimleri kazanmak amacıyla kamuoyunu etkilemek için ülkenin en çok satan ikinci gazetesi ve bir kamuoyu araştırma şirketi ile anlaştığını, söz konusu basın organı ve firmanın Kurz’u olduğundan önde gösteren anket sonuçları paylaştığını, bu olayın maliye bakanlığı bütçesinden finanse edildiğini söylemişti.
Schmid ifadesinde, söz konusu yolsuzluk mekanizmasını Kurz’un bilgisi ve talimatı üzerine kendisinin kurduğunu açıklamıştı.
Yolsuzluk ve Mali Suçlarla Mücadele Savcılığı, Ekim 2021’de Kurz’un da aralarında bulunduğu 40’ın üzerinde zanlı hakkında yolsuzluk soruşturması başlatmış, bu kapsamda başbakanlık çalışma ofisi dahil çok sayıda adrese baskınlar düzenlenmişti.
İktidar ortağı ve muhalefetin baskıları sonucunda 9 Ekim’de başbakanlık görevinden istifa etmek zorunda kalan Kurz, parti genel başkanlığı görevini bir müddet daha sürdürmüş, 3 Aralık’ta ailevi nedenleri gerekçe göstererek aktif siyaseti bıraktığını duyurmuştu.