Türk savunma sanayii bünyesinde yürütülen AR-GE projesiyle “mucize malzeme” olarak nitelendirilen grafen kullanılarak kurşun geçirmez plaka geliştirildi. Hafif ve mukavemetli zırh plakaları, ilk kez SAHA Expo’da sergilenecek.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda, Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasında yurt dışı bağımlılığın azaltılmasına, özgün, yerli ve milli çözümlerin hayata geçirilmesine, AR-GE ve teknoloji yetkinliğinin artırılmasına katkı sunacak çeşitli projeler yürütülüyor.
Bu kapsamda, 2020 yılında Grafen ile Güçlendirilmiş Hafif ve Mukavemetli Zırh Malzemelerinin Geliştirilmesi (GRAKOR) Projesi’ne başlandı.
Nanografi şirketi tarafından yürütülen projeyle grafen katkılanmış nanokompozitler, fiber kumaşlarla birleştirilerek grafenle güçlendirilmiş fiber takviyeli, personel korumaya yönelik polimer kompozit zırh malzemesi geliştirildi.
Ağırlık 950 grama kadar düşürüldü
Piyasada yaygın olarak kullanılan zırh plakası örnekleri genellikle 1200 ila 1600 gram ağırlığa sahip olurken, proje kapsamında ilgili standarda göre üretilen ve atış testleri uygulanan prototipler ise 1580 grama karşılık geliyor. Proje kapanışının ardından yapılan iyileştirmelerle aksesuarsız zırh plakası ağırlığı 950 grama kadar düşürüldü.
SAHA Expo’da gelecek hafta görücüye çıkacak
Grafen katkılı zırh plakaları, 25-28 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek SAHA Expo Uluslararası Savunma ve Havacılık Fuarı’nda ilk kez sergilenecek.
Nanografi Üretim ve Mühendislik Direktörü Hüseyin Alagöz, AA muhabirine, 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren firmanın, temel olarak ileri malzeme teknolojilerine yönelik çalışmalar yaptığını söyledi.
Geleneksel endüstri ve fabrikaların artık gelenekselleşmiş, neredeyse her yerde üretimi olan bazı ham maddeleri kullandığını dile getiren Alagöz, “Biz ise uçan araçlar, uzay teknolojileri gibi özel durumlar için daha fazla fonksiyona sahip yeni nesil ham maddeler ortaya çıkarmaya çalışan bir firmayız, ileri malzeme teknolojisi derken kastettiğimiz bu. Yeni nesil, gelecek teknolojisinin ham maddelerini ortaya çıkarıyoruz.” dedi.
20 ayda fikirden ürüne dönüştü
Operasyon sahasında güvenlik güçleri için en önemli tehditlerden birinin mermiler ve özellikle uzun namlulu tüfekle düzenlenen saldırılar olduğunu ifade eden Alagöz, şöyle konuştu:
“Can kayıpları ve yaralanmaları engellemek için personel koruyucu vücut zırhları mevcut. Bunlar genellikle yeleklere takılan plakalar halinde. Bu plakalar konusunda önemli olan bir şey var, o da hafiflik. Personelin operasyon sırasında hareket kabiliyetinin düşmemesi veya ani hareketleri yapabilmesi için zırh ve yeleğin hafif olması gerekiyor. Yeleğe takılan zırh plakası konusunda çalışmalar yaptık. Bu çalışmalar neredeyse 6 yılı buluyor. Dünyanın en hafif, aynı zamanda mukavemet olarak çeliğin bile yüzlerce kat üzerinde bazı malzemeleri hali hazırda zaten üretiyorduk. Bazı ürün tasarımları yapmaya başladık ve GRAKOR dediğimiz proje ortaya çıktı.”
SSB’nin değerlendirmesiyle çok az sayıda firmanın yararlandığı bir destekten faydalanarak o zamana kadar fikir halindeki çalışmaların ürüne yöneldiğini anlatan Alagöz, yaklaşık 20 ayda ilk prototipi çıkardıklarını bildirdi.
Yerlilik artacak, maliyet daha da düşecek
Hüseyin Alagöz, koruyucu zırh plakalarının bazı seviyeleri bulunduğuna dikkati çekerek, yaptıkları çalışmalarla uzun namlulu tüfek mermilerine karşı koruma sağlayan “NIJ Seviye 3” düzeyine ulaştıkları bilgisini verdi.
Plakadaki en kıymetli katkılarının grafen malzemesi olduğunu vurgulayan Alagöz, şunları kaydetti:
“Malzemenin hafifliğinden yararlanarak daha hafif bir plaka elde edebileceğimizi öngörmüştük ki bunu da başardık. Bunun yanında bazı ithal tekstil ürünleri ve başka ham maddeler de mevcut. Tamamen grafenden bir ürün ortaya koymadık ancak grafen katkısıyla güçlendirilmiş ve daha hafif bir ürün elde edebildik. Hem ürün olarak bir yenilik ortaya koyduk hem de üretim prosesinde değişikliğe gittik. Her ikisiyle birlikte katma değeri yüksek bir ürün ortaya çıkarma şansı yakaladık. Maliyetlerin yükseleceğini öngörmüştük ancak yaptığımız çalışmalar sonucunda piyasadaki muadilleriyle neredeyse aynı maliyetlere sahip bir ürün elde ettik. İthal ettiğimiz bazı ham maddelerin artık yerli üreticileri de var. Hem yerlilik oranımız ciddi oranda yükselecek hem de muadilleriyle aynı seviyedeki maliyetlerimiz daha da aşağıya inecek.”
Alagöz, ilk prototipin uluslararası standartlarda tanımlanmış tüm testleri başarıyla tamamladığını belirtti.
Seri üretim için hazırlık yaptıklarını ifade eden Alagöz, Ahlatcı Holding desteğiyle bir yıl içinde bu konuda müjdeli haberler vermeyi ve güvenlik güçlerine hafif zırhları en kısa sürede sağlamayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.