Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Geçitkale ve Boğaziçi şehitlerini andı
Tatar, Geçitkale ve Boğaziçi saldırılarının yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada;
‘EOKA’nın faşist lideri, ismi terör ve katliamlarla özdeşleşen Georgios Grivas komutasındaki Faşist Rum kuvvetleri tarafından 15 Kasım 1967 tarihinde yapılan hain saldırı neticesinde Geçitkale ve Boğaziçi köylerimiz, toplumsal tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşamıştır.
ENOSİS hayaliyle 23 Aralık Kanlı Noel saldırıları ile birlikte başlatılan terör saldırılarında halkımız yok edilmeye çalışılırken, bu bağlamda Türk bölgeleri de ağır bir kuşatma altına alınmıştı.
Tüm saldırılarına rağmen, Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde yürütülen Türk savunmasını geçemeyen EOKA terör örgütü, 15 Kasım 1967’de Geçitkale-Boğaziçi bölgesini hedef alarak bölgedeki Türk savunmasını kırmak ve diğer Türk bölgelerini yok etme maksadıyla Yunan askerleri tarafından da desteklenen bir saldırı gerçekleştirmişti…
Bu büyük saldırıya karşı kahramanca direnen mücahitlerimiz ile bölge halkı, çatışmalarda 24 şehit vermiştir.
Yaşlı insanlarımız, üzerlerine benzin dökülerek yakılmış, esir alınan insanlarımız kurşuna dizilmiştir.
24 insanımızı toprağa verdiğimiz bu hain saldırı sonucu Anavatan Türkiye’nin verdiği ültimatom üzerine Grivas komutasında Türkleri soykırımından geçirmek için Kıbrıs’a gönderilen Yunan tümeni gece karanlığında Yunanistan’a kaçmıştır…
Toplumsal mücadele yıllarında yaşadıklarımız, egemen devletimiz KKTC’de güven altında hür bir Halk olarak var olmak uğruna ödediğimiz bedelleri, çektiğimiz acıları, yaşadığımız katliamları unutmamız asla mümkün değildir.
Rum tarafının, federal temele dayalı bir antlaşma isteği ve uluslararası toplumun bu konuda yaptığı baskıyla hedeflenen; Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak; halkımızı, Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama yapmaktır.
Gelinen aşamada Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir antlaşmaya ulaşmanın yolu, gerçekleşmesi mümkün olmayan federal temele dayalı çözüm şeklinden değil, ilk kez Cenevre’de müzakere masasına koyduğumuz egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimizden geçmektedir. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenen bu çözüm önerimiz, bölgenin ve Kıbrıs’ın yararına olacak olan tek gerçekçi çözüm yoludur.
Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden hiçbir hal ve koşulda vazgeçmeyecek, Kıbrıs Türkü 1974 öncesinin karanlık günlerine geri dönmeyecektir.
Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Kan ve canla bize emanet ettiklerinizi asla ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz.
Sizi unutmadık, unutmayacağız. Ruhunuz şad olsun.’ dedi.