Kenya’nın kuzeyinde yaşayan Manderalılar, küresel iklim krizinden en fazla etkilenen bölgede olmalarına rağmen 300 yıllık yurtlarını bırakmak istemiyor.
Etiyopya-Somali-Kenya üçgeninde bulunan ve son yıllarda karşı karşıya kaldığı kuraklıkla gündeme gelen Mandera eyaletinin sakinleri, son 6 yıldır doğru düzgün yağış almayan eyalette bir yandan kendi su ve gıda ihtiyaçları için mücadele ederken diğer yandan hayvanlarına bakmaya çalışıyor.
Yaklaşık 1,2 milyon insana ev sahipliği yapan eyalette genel olarak geçim, hayvancılık ve nehir boyu tarımcılığına dayanıyor.
Etiyopya dağlarından doğan nehirlerin çoğunun kuruduğunu anlatan yerel halk, 5-6 yıl öncesine kadar ekilen nehir kenarındaki arazilerin tamamen kullanılamaz hale geldiğini söyledi.
Tarım arazilerinin yanı sıra hayvanların otladığı meraların da kuraklıktan nasibini aldığını belirten Manderalılar, yağış sezonu olan ekim-kasım-aralık aylarında da yağmur yağmadığını, birkaç ay daha böyle gitmesi halinde hayvanlarının tamamının telef olacağını söyledi.
Kuraklık köyleri boşaltıyor
Eyalete bağlı köylerden Libehiya, kuraklığın en ağır vurduğu köylerden biri. Köyde son dönemde yaşam iyice zorlaşırken yerel halk yavaş yavaş göçmeyi düşünüyor.
Köyün her yerinde meralar ot yetersizliği ve ağır kuraklık koşulları nedeniyle hayvan leşleriyle dolu. Köyün etrafından akan nehrin suyu tamamen kururken Libehiya köylüleri hem içme suyu ve temizlik suyunu hem de hayvanlara verdikleri suyu kuyudan çekmeye başlamış. Kuyu suları çok tatlı olmamasına karşın bölgede mecburen kullanılıyor ve neredeyse tüm kuyularda hijyen kurallarına dikkat edilmiyor. Köylüler, aşırı kuraklıkla beraber yoğun bir rüzgarın da olduğunu ve her yeri kum kapladığını ifade etti.
Meralarda hiç ot kalmaması nedeniyle hayvanlara artık evde bakmaya başladıklarını, onlara kendi yedikleri pirinç ve mazeden yedirdiklerini, bunun da çok pahalı olduğunu anlatan köylüler, çocuklarınınkinden kısarak ayırdıkları yiyecekleri artık hayvanlara veremeyeceklerini belirtti.
Her şey 5-6 yıl önce başladı
Mandera eyaleti sakinleri, bölgede 5-6 yıl öncesine kadar normal yağış alan eyalette tarım ürünlerinin her çeşidinin yetiştiğini, topraklarının çok verimli olduğunu ve yetiştirdikleri mahsulleri satarak geçim sağladıklarını anlattı.
Mandera Eyaleti Su Bakanı Muhamed Ali, bölgede iç göç yaşanmasını istemediklerini belirterek “Son 5 yıldır yağmur yağmıyor. Tarımla geçinen bölge insanlarımız ağır etkilendi. Hayvancılıktan yaklaşık 11 milyar Kenya şilini (88 milyon dolar) kaybımız oldu” dedi.
Kuraklığın devam ettiğini ve uzun süredir yağmur yağmadığını vurgulayan Ali, “Hayvancılık için kullandığımız göletlerden 200’ünün 63’ü kurumuş vaziyette. Hayvanlar ölüyor, gördüğünüz gibi her yerde hayvan leşleri var. Buradaki komşularımızdan sadece biri 500 keçisini kaybetti” ifadelerini kullandı.
Ali, bazı bölgelerde zor yaşam koşulları nedeniyle içme suyu olarak kullanılan suların tehlike saçtığına dikkati çekerek bölgede zaten var olan salgın hastalıklara yenilerinin eklenmesinden edişe ettiklerini vurguladı.
“Türkiye’den yardım bekliyoruz”
Türk hükümetinden ve Türk halkından yer altı sularının taranması ve çıkarılması konusunda yardım beklediklerini dile getiren Ali, şöyle devam etti:
“Bazen sadece tahminle kuyu kazarak büyük ekonomik zararlar görüyoruz. Ayrıca kuyu açmak için gerekli teknik makineleri ve delici matkapları da bize göndermelerini bekliyoruz. Önümüzdeki 5 ay hayati önemde ve Türkiye’den sağlık, tarım ve hayvancılık alanında bize yardım etmesini bekliyoruz.”
Libehiya köyü yöneticisi Abdi Hassan Mohamed de köyünün kuraklıktan en fazla etkilenen yerlerden biri olduğuna dikkati çekerek “Tüm hayvanlarımız öldü. İnsanlarımızın suya, yiyeceğe ihtiyacı var. Yer altı suyumuz yok. Uluslararası toplumdan beklentimiz, bize nakit olarak da yardım etmeleri” diye konuştu.