Enerji krizi nedeniyle Avrupa Birliği’nin istikrarı tehlikede. ABD’nin ekonomi politikaları da Avrupa’daki krizi derinleştiriyor. Ayrıca, büyük yatırımcılar ve şirketlerin Avrupa’yı riskli görüp ABD’ye yönelmesi de bu ilişkiyi sert şekilde sarsıyor… ABD-AB hattında yaşanan türbülansın detaylarını inceledik.
ABD, Rusya-Ukrayna savaşını enerji ihracatı ve silah satışıyla fırsata çevirdi.
Ancak Washington’ın savaştan sağladığı kazanç bunlarla sınırlı değil.
Avrupa’da enerjinin yoğun olarak kullanıldığı sektörlerde yer alan çok sayıda şirket rotasını ABD’ye çevirdi.
SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe, konuya ilişkin TRT Haber’e değerlendirmede bulundu.
Meşe “Üretim merkezlerinin istihdamıyla birlikte Avrupa’dan bir nevi ABD’ye bir göç ettiğini görüyoruz. ABD’ye olan bu yatırımlar vesaire tabii ki diğer taraftan birilerinin hanesine eksi olarak yazıldı. Bu da Avrupa ülkeleri oldu.” İfadelerini kullandı.
Halihazırda enerji krizi ve enflasyonla mücadele eden Avrupa’da yatırımların ABD’ye kayması endişeye yol açtı.
Meşe, Avrupa’daki bu durumu “Bu tabi ikili ilişkileri çok ciddi sekteye uğratmakta. Neden, çünkü Amerika’nın bu alanda ciddi bir teşviki söz konusu. Özellikle sunduğu fırsatlarla ilgili. Ve burada Avrupa’nın karar alıcılarında, Avrupa Birliği başta olmak üzere Almanya’da, Fransa’da ciddi serzeniş söz konusu.” ifadeleriyle değerlendirdi.
“Yeniden Amerika” modeli yürürlükte mi?
Başkan Trump döneminde gerilen ABD-AB ilişkileri, Biden’ın ilk döneminde toparlanma eğilimi göstermişti. Ancak Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği krizlerde kendi ülkesini önceleyen Washington yönetimi, Avrupa’yı hayal kırıklığına uğrattı. Uzmanlar, Biden’ın politikalarının Trump’tan pek de farklı olmadığını belirtiyor.
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın, Biden’ın politikalarını “Ukrayna-Rusya savaşından sonra hem iç ekonomide rahatlatıcı hamleler geldi hem de bunun ötesinde Biden aslında Avrupa Birliği üzerinden tüm dünyada Trump’ın uygulamaya çalıştığı yeniden Amerika modelini bir şekilde kendisi uygulamış oldu.” sözleriyle değerlendirdi.
Avrupa’nın ABD’ye yönelik hayal kırıklığının ardında geçmişteki dinamikler yatıyor.
Açıkalın, “Avrupa Birliği’nin kuruluş tarihine ve Soğuk Savaş sonrası döneme baktığımız zaman aslında Avrupa bölgesinin ekonomik, siyasi ve güvenlik ilişkileri transatlantik temelli inşa edilmiştir. Baktığınızda Avrupa Birliği bir barış projesi olabilir ama bunun güvenlik noktasındaki bütün güvencesi ABD ve NATO çerçevesinde çizilmiştir” diyerek Avrupa’nın tarihi alışkanlıklarına vurgu yaptı.