Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) gelecek yıl ilk kez Olimpik E-spor Haftası düzenleneceğini duyurması, “1896’dan beri yapılan olimpiyatlarda bir gün video oyuncularına da madalya verilme ihtimali var mı?” sorusunu akla getiriyor.
İstanbul, 16-17 Aralık tarihlerinde Global E-spor Oyunları’nın 2’ncisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Global E-Spor Federasyonunun en büyük organizasyonu olan etkinliğe 70’e yakın ülkeden yarışmacı katılacak. İlki geçen yıl Singapur’da yapılan Global E-spor Oyunları, 2023’te Suudi Arabistan, 2024’te Çin, 2025’te Birleşik Arap Emirlikleri, 2026’da ise ABD’de düzenlenecek.
Küresel ölçekte 3 milyar civarı aktif oyuncu bulunduğu düşünüldüğünde uluslararası yarışmalar yapılması pek de şaşırtıcı değil. Farklı raporlara göre 2022’deki pazar büyüklüğü 185 ile 200 milyar dolar arasında olması öngörülen video oyun sektörü de “e-spor” ve “siber sporcu” gibi sözcükler türetmekten çekinmiyor.
Fakat elektronik oyun oynamak gibi neredeyse hareketsiz gerçekleştirilen, odaklanma ve el-göz koordinasyonuna dayalı bir aktivitenin yanına “spor” kelimesinin eklenmesi, tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Video oyunlarına; bağımlılık yaptığı, sosyal ilişkileri zedelediği, alternatif gerçeklik oluşturduğu gibi eleştiriler yöneltilirken IOC, 16 Kasım’da belki de spor tarihi açısından kilometre taşı niteliğinde bir karar aldı.
Kökleri milattan önce 8. yüzyıla kadar dayanan ve 1896’dan bu yana düzenlenen modern olimpiyatların organizatörü IOC, Kovid-19 salgını yüzünden 2021’e ertelenen Tokyo Olimpiyatları öncesinde Sanal Olimpiyat Serisi düzenlemişti. Etkinlikte beyzbol, bisiklet, kürek, yelken ve motor sporları dallarında simülasyon oyunlarına yer verildi.
2022’nin başında Vincent Pereira’yı Sanal Spor ve Oyun Başkanı olarak görevlendiren IOC, 16 Kasım’da bir adım daha atarak Singapur’un 2023’te ilk kez düzenlenecek Olimpik E-spor Haftası’na ev sahipliği yapacağını duyurdu.
IOC Başkanı Thomas Bach, Olimpik E-spor Haftası’nın, Sanal Olimpiyat Serisi’nin devamı niteliğinde olacağını ve 22-25 Haziran 2023 tarihlerindeki organizasyonun, sanal sporların Olimpik Hareket içinde büyümesini destekleme hedefi açısından önem arz edeceğini söyledi.
Sloganı, “Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelen Latince “Citius, Altius, Fortius” olan olimpiyatlarda, bir gün video oyuncularına da madalya verilme ihtimali var mı? sorunun yanıtı için konunun uzmanlarıyla görüştü.
“E-spor gerçeğini IOC de yadsıyamaz”
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı ve IOC Üyesi Prof. Dr. Uğur Erdener, e-sporun günün bir gerçeği haline geldiğini belirterek, “E-spor direkt bir bedensel aktivite sporu olarak görülmeyebilir ancak ciddi bir konsantrasyon, zihinsel aktivite ve hızlı refleksleri gerektirdiği açık. Belki elektronik oyun olarak da tanımlanabilir. Fakat günümüzde yaygın olarak e-spor tanımı yerleşmiş durumda. Günümüzde iki ayrı Dünya Federasyonu (Uluslararası E-Spor Federasyonu ve Global E-Spor Federasyonu) çatısı altında birçok faaliyet gerçekleştiriliyor. Özellikle ABD ve Uzak Doğu ülkelerinde çok fazla oynayanı ve izleyeni olması nedeniyle e-spor kuruluşları önemli organizasyon bütçelerine sahipler. Bu alanda yapılan teknoloji yatırımları da ciddi bütçeler içermekte. E-spor etkinliklerine olan ilginin, ABD’de Amerikan Basketbol Ligi’nin (NBA) daha üzerinde olduğunu da ifade etmeliyim.” değerlendirmesinde bulundu.
Birçok olimpik spor dalının sanal aktiviteleri geliştirmek için çaba içinde olduğunu hatırlatan Erdener, “Spor federasyonları bu alanda giderek artan bir taleple karşı karşıyalar. Bu gerçeği doğal olarak IOC de yadsıyamaz. Çeşitli toplantılar ve paneller düzenleyerek özellikle son dört yıl içinde ciddi çalışmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor.” diye konuştu.
IOC Tıp ve Bilim Kurulu Başkanı da olan Erdener, IOC Spor Departmanı içinde bir ekibin uluslararası federasyonlar ile koordineli olarak e-spor alanında çalışmalar yürüttüğünü dile getirerek, “Bu alandaki organizasyonların kabul edilebilmesi için tabii ki olimpizm felsefesine uymaları zorunlu. Örneğin Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) tüm beklentilerini karşılama gerekliliği var. Kanımca 2030 sonrası bazı e-spor etkinlikleri, Olimpiyat Oyunları içinde ayrı bir tanımla yer alabilir. Mesela gösteri etkinliği olarak. Çünkü büyük kitleleri peşinden sürüklüyor.” şeklinde görüş belirtti.
“Bilgisayar başında uzun süre oturmak, kronik hastalık riskini arttırıyor”
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Demirel ise e-sporun spor olamayacağını, hatta özendirilmesinin ileride toplumların sağlığını etkileyecek ciddi sonuçlar doğurabileceğini savundu.
Egzersiz ve spor fizyolojisi alanında uzman olan Demirel, “Bilgisayar oyunları, şiddet içermediği takdirde çocukların eğlenceli zaman geçirmesine, dikkat ve el-göz koordinasyonun gelişmesine katkıda bulunabilir. Fakat bu dikkat ve koordinasyonun yaşamın diğer alanlarına ne ölçüde transfer edilebileceği ayrı bir tartışma konusu. Ayrıca video oyununun sporla ilgili olması onu kesinlikle bir spor aktivitesi yapmaz. Özellikle çocukların bilgisayar başında uzun süre oturarak zaman geçirmeleri, onların erken dönemde kronik hastalıklara yakalanmalarına da neden olacak önemli bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Bunu söylerken e-sporun yapılmaması gerektiğini değil, düzenli fiziksel aktivite ve sporun yerini hiçbir şekilde tutmayacağının altını çiziyorum. Bu nedenlerle e-spor adı verilen oyunları spor gibi düşünmenin, bu pazarın kar payını arttırma girişimlerine destek olmanın ötesinde bir işe yaramayacağı ve sağlık açısından ciddi sorunlara yol açacağı görüşündeyim” ifadelerini kullandı.
Hareketsiz yaşamın ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Demirel, şu bilgileri paylaştı:
“Hareketsiz bir yaşam erken ölümler, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, inme, metabolik sendrom, tip2 diyabet, obezite, meme ve kolon kanseri, depresyon gibi çok sayıda patolojik koşul veya hastalığa neden olmaktadır. Hareketsiz yaşam, koroner arter hastalıkları riskini yüzde 45, inme riskini yüzde 60, tip2 diyabet riskini yüzde 50, hipertansiyon riskini yüzde 30 ve osteoporoz riskin yüzde 59 arttırmaktadır. Dünya genelindeki kronik hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde 9,4’ü fiziksel inaktiviteden kaynaklanıyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 15. Bu bulgular, ülkemizde hareketsiz yaşamın dünya ortalamasının üzerinde ciddi bir sağlık sorunu olduğunu gösteriyor.”
Demirel, spor aktivitelerinin tabana yayılması ve hareketsizlikle spor yoluyla mücadele edilmesi için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile IOC’nin 16 Mayıs 2020’de imzaladığı mutabakat metnini hatırlatarak, “DSÖ, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) gibi saygın kuruluşlarla Amerikan Spor Hekimliği Derneği, Egzersiz İlaçtır Platformu gibi uluslararası derneklerin sağlıkla ilişkili önerileri arasında fiziksel aktivite, egzersiz ve spor ana unsurlar arasındadır. Yaşa bağlı olarak değişmekle beraber ruhsal ve fiziksel sağlığın sürdürülmesi için düzenli fiziksel aktiviteler günlük yaşamın olmazsa olmaz bir parçası” yorumunu yaptı.
“Bilgisayar oyunlarına spor demek imkansız”
Prag Charles Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Fakültesi Spor Felsefesi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Jim Parry de “Video oyunları eğlence amaçlı vakit geçirildiğinde zararsız. Ayrıca doğru kullanıldığında tedavi edici ve eğitici yanları da var. Bunun yanında aşırı kullanım ve bağımlılık gibi özellikle çocuklarda yol açtığı gerçek sorunlar da var. Ben çocukken ebeveynler, televizyonla ilgili aynı endişelere sahipti. Bunun oturduğunuz yerden kalkıp spor veya egzersiz yapmaktan başka çözümü yok” değerlendirmesinde bulundu.
Parry, ekran önünde oturmanın gerçek fiziksel aktivitenin yerini tutmayacağını kaydederek, “Oturarak oynanan bilgisayar oyunlarına spor demek imkansız. Artık IOC bile ‘e-spor’ terimini kullanmaktan kaçınıyor ve ‘fiziksel olmayan sanal spor’ demeyi tercih ediyor. Sanırım bilgisayar oyunlarına e-spor demek iyi bir pazarlama hilesiydi ama anne-babalar buna aldanmasın” dedi.
Journal of Olympic Studies dergisinde yayımlanmış “E-spor Olimpiyatlarda Olmayacak” (E-sports Will Not be at the Olympics) isimli bir makalesi bulunan Parry, “IOC ve Spor Federasyonları, işin içinde para olduğu için bilgisayar oyunu şirketleriyle bağlantılarını sürdürecek. Bilgisayar oyunlarının satışının spora kar getirmesi kötü bir şey değil. Fakat bu, oyunu bir spor haline getirmez, sadece ticarettir. IOC’nin e-sporu olimpiyat programına dahil etmesi, kendi koyduğu Olimpiyat İlkeleri’ni ayaklar altına alması anlamına gelir. Belki gösteri etkinliği gibi başka bir yolla sisteme dahil edilebilir” diye konuştu.