ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görevli bilim insanları, Marmara Denizi’nde müsilajın büyük ölçüde azaldığını tespit etti. Ancak çok ciddi boyuta ulaşan oksijen azlığı probleminin yeni bir tehlike oluşturduğunu belirledi.
2017’den bu yana yürütülen Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi kapsamında çalışmalar devam ediyor.
Proje, DEKOSİM Ulusal Deniz Araştırmaları Altyapı Merkezi Projesi ve TÜBİTAK BİDEB Öncü Araştırmacılar Programı tarafından destekleniyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda yürütülüyor.
110 ayrı istasyondan alınan numuneler analiz ediliyor
Marmara Denizi’nde eylül ayı itibarıyla yeni seferine çıkan Bilim-2 Gemisi’nde araştırmalar yürüten ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görevli bilim insanları, İstanbul ve Çanakkale Boğazları dahil 110 ayrı istasyondan CTD cihazı aracılığıyla alınan numuneleri, geminin laboratuvarında analiz ediyor.
Analizler sonucunda da Marmara Denizi’ndeki kirlilik, tuzluluk, sıcaklık, klorofil, fitoplantkon, zooplankton, oksijen ve ışık miktarı ile bulanıklığın nedenlerine ilişkin bilgiler bir veri havuzunda toplanıyor.
Eylül ayında gerçekleştirilen sefer sırasında yapılan araştırma ve analizler, Marmara Denizi’nin son durumunu gözler önüne seriyor.
“Oksijen azlığı durumu kötüleşerek devam ediyor”
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, yaptıkları araştırmaları ve elde ettikleri bulguları anlattı.
Doç. Dr. Yücel, özellikle haziran ve temmuz aylarında müsilaja odaklandıkları seferlerinin olduğunu hatırlatarak, temmuz ortalarında bu seferi noktaladıktan sonra eylül ortasında Marmara’ya geri döndüklerini söyledi.
Yücel, araştırma seferine Karadeniz’den başladıklarını bir hafta önce Boğaz’ı geçerek Marmara’ya geldiklerini anlattı.
“Marmara’da müsilaja neden olan fazla azot ve fosfor yüklerinin varlığının denizin içinde birikmiş olması sorunu hala devam ediyor. Bunun dolaylı bir sonucu olarak fazla biyolojik üretkenlik ve son yıllarda bunun bir sonucu olan oksijen azlığı durumu da giderek kötüleşerek devam ediyor. Genellikle deniz ekosistemlerinde yaz ve yaz sonuna doğru oksijen azlığı durumu iyice akutlaşır, artar. Marmara’da şu an maalesef bunu görmekteyiz. Son yıllarda yaz aylarında gözlemlediğimiz oksijen değerleri ile benzer ya da daha aşağıda oksijen değerlerine sahip Marmara. Müsilaj bunu daha iyiye götürmemiş durumda.”
“Müsilajın bir bölümü Marmara’dan Ege’ye doğru taşınmış olabilir”
Çalışmalarının bu bölümüne kadar İstanbul’un güneyi ile İzmit Körfezi gibi alanlara yoğunlaştıklarını söyleyen Doç. Dr. Yücel, “Bu alanlarda müsilaj neredeyse kalmamış durumda. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Denizin içinde 15-20 metre derinlikte müsilajı oluşturan organizmalar çok aktifti haziran başında. Haziran sonuna doğru aktivitelerini biraz durdurduğunu belirtmiştik. Özellikle temmuz ve ağustos boyunca aktivitelerini iyice durdurduğu anlaşılıyor. Çünkü şu an itibarıyla ölçümlerimizde müsilaja dair bir bulanıklık verisine ulaşmadık. Aldığımız örneklerde de gözle görülür derecede bir müsilaj varlığına açıkçası rastlamadık. Bu haziran başındaki durumla epey bir karşıtlık içeriyor. Müsilajın önemli bir bölümünün ya Marmara’dan Ege’ye doğru taşınmış olduğu görülüyor ya da bakteri tarafından bozulmuş olduğu anlaşılıyor” dedi.
“Müsilajı 15-20 metrede göremiyoruz”
“Müsilajı yüzeyde, 15-20 metrede göremiyoruz. Acaba derinlere mi indi?” diye de araştırdıklarını söyleyen Doç. Dr. Yücel, “Şu ana kadar aldığımız, özellikle yüzey sedimanı örneklerinde de müsilajın depoze olduğunu gözlemlemedik, böyle bir veriye ulaşmadık. Önemli bir bölümü muhtemelen ya bakteri tarafından bozulmuş durumda ya da yüzeydeki Karadeniz’den Marmara kanalı ile Ege ve Akdeniz’e akan akıntı kanalıyla taşınmış durumda” dedi.
“Kış aylarıyla beraber suyun soğumasıyla bir artış bekliyoruz”
Doç. Dr. Mustafa Yücel, Marmara Denizi’ndeki müsilajın varlığının azalmasının yanı sıra çok daha önemli olan bir soruna işaret ederek, şunları söyledi:
“Müsilaj artık gözle görülebilir derecede değil Marmara’da ancak bu sorunun bir yere gittiği anlamına gelmiyor çok ciddi bir oksijen azlığı problemi var. Özellikle bulunduğumuz ay içinde oksijen azlığı iyice artmış durumda. Şöyle bir örnek verelim; daha önceki araştırmalarımızda yüzeydeki 25-30 metreden sonra balığın gireceği kadar oksijen kalmadığını hep aktarıyorduk. Bahar ve kış ayları için bir gözlem bu. Ama yaz sonu itibarıyla biraz da mevsimsel döngünün de etkisiyle bunun iyice arttığını görüyoruz. 20 metreden sonra oksijen o kadar azalıyor ki bir balığın girebileceği kadar oksijen yok. Kış aylarıyla beraber suyun soğumasıyla bir artış bekliyoruz ama mevsimsel döngüsü itibarıyla bu aylarda yüzey sularındaki oksijen baskısı iyice artmaya başlıyor. Şu an son durum bu şekilde.”
Öngörü modelleri geliştirmeye devam edecekler
Doç. Dr. Yücel, Bilim-2 Gemisi’nin yaklaşık 10 gün daha Marmara Denizi’nde araştırmalara devam edeceğini daha sonra Çanakkale Boğazı ile Ege’de araştırmalarını sürdüreceklerini anlattı. Ayrıca, çok değişik teknoloji ve aletler kullandıklarını, birçok örnek aldıklarını, müsilajı takip etmeye daha da önemlisi Marmara’yı bu duruma getiren koşulları araştırmaya ve incelemeye, bunları tahmin edebilecek öngörü modellerini geliştirmeye devam edeceklerini söyledi.