Mucidi bir radar mühendisiydi; tüm dünya mutfaklarına kurulup milyonlarca satılsa da ona hiç para kazandırmadı. Peki, en büyük yardımcımız mikrodalga fırınların İkinci Dünya Savaşı sırasında kazara bulunduğunu biliyor muydunuz?
Bugün tehlike saçtığına dair iddialara rağmen birçok kişi kısıtlı vaktinde yemeğini ısıtmak için mikrodalga fırınları kullanıyor.
Mikrodalga Fırın’ın bulunuşu neredeyse tümüyle kazara gerçekleşmiştir. Hatta mucidinin cebindeki çikolatanın erimesiyle bu aletin ortaya çıktığını söylesek inanır mıydınız?
Mikrodalga ışınlar, pratik şekilde yiyecekleri pişirmemizi sağlayan mikrodalga fırınlarda da kullanılır. Mikrodalga fırınların temel parçası magnetron adlı cihazdır. Magnetron mikrodalga ışık üretir. Bu ışık metal bir tüpün içinden fırının haznesine gönderilir. Tavan kısmında bulunan döner palet mikrodalga ışınların fırının her yerine eşit biçimde yayılmasını sağlar. Mikrodalga ışık tabaktaki yiyeceğin içinde bulunan su molekülleri tarafından soğurulur ve su molekülleri daha hızlı titreşmeye başlar. Su moleküllerinin mikrodalga ışıktan aldığı enerji kaptaki yiyeceğin sıcaklığının yükselmesini sağlar. Ayrıca yiyeceklerin üzerine konulduğu tabak, yiyeceğin her tarafının aynı oranda pişmesi için sürekli döner.
Çikolatanın erimesiyle hayatımız değişti
Mikrodalga fırının icadıysa 2. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin radarları üzerine yaptığı çalışmalarla ünlenen Amerikalı mühendis Percy Spencer’ın yaşadığı gerçek bir tesadüf anına dayanıyor.
1945 yılında düşman uçaklarını tespit edecek radarlar yapmak için mikrodalgalarla deneyler yapan Amerikalı mühendis Percy Spencer, magnetron ile gerçekleştirdiği bir deney sırasında cebindeki çikolatanın eridiğini fark ediyor. Hemen bu konuda araştırmalara başlayan Spencer çeşitli yiyecekleri aletin yanına koyarak nasıl tepkiler verdiğini incelemeye koyularak mikrodalgaların yiyecekler üzerinde etkili olduğunu görüyor.
Önce mısırı denedi ve mısırın patladığını gördü. Sonra bir çaydanlığa delik açıp üzerine bir yumurta yerleştirdi ve magnetronun ürettiği mikrodalga ışığı yumurtaya yöneltti. Ve beklendiği gibi yumurta da patladı. Hem de deneyi yakından izleyen yardımcısının yüzüne doğru. Böylece mikrodalgaların yiyecekleri hızlı bir şekilde pişirebildiği anlaşılmış oldu.
Spencer da deneylerin tehlikesini azaltmak için metal bir kutu tasarladı. Ardından içerisine de yüksek miktarda mikrodalga vermeye başladı.
Mucit sadece 2 dolar kazandı
Spencer mikrodalgaların dağılmasına engel olacak bu tasarımla tarihteki ilk mikrodalga fırını icat etmiş oldu. Buna elektronik fırın adını verdi. Bu fırın 180 cm boyunda 340 kilogram ağırlığında ve 5 bin dolar değerindeydi.
Spencer 1950 yılında mikrodalganın patentini aldı ilk mikrodalgayı ise 1947 yılında Radarange adıyla Raytheon üretti.
Bi silah şirketi olan Raytheon bu ürünle servetine servet kattı. Spencer ise sadece 2 dolar kazandı.
İlk olarak nükleer güçle çalışan bir yolcu ve kargo gemisine monte edildi.
Daha ucuz, daha küçük
1967 yılında ev mutfaklarında satılması için daha ucuz ve daha küçük boyutlarında mikrodalga fırın olarak yeniden üretildi.
1970 yılında 40 bin adet satan bu fırın 1975 yılına gelindiğinde 1 milyon satışa ulaşmıştı.
Spencer geliştirdiği cihazdan neredeyse hiç para kazanmadı. Endüstriyel uygulamalar için üretilen fırından zamanla her evin mutfağında görülen bir fırın haline geldi.
Teknoloji geliştikçe mikrodalga fırınlara olan ilgi arttı. Günümüzde kullanılan mikrodalga fırınlar hem çok daha küçük boyutları hem de farklı yiyecekler için ayarlanabilen pişirme seçenekleriyle birçoğumuzun hayatını kolaylaştırıyor.