Dt.Şerife Ünverdi’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu dönemde, Özel Kalem Müdürü olarak görev yaptığı sırada ön izni olmayan, ülkeye giriş yapan yabancı uyruklu kişilerle ilgili yasaya aykırı işlem yaptığı iddiasıyla hakkında açılan davalardan beraat eden Aytaç Çaluda, ‘ben zaten kendime güveniyordum ve dokunulmazlığımın kaldırılması için ben de evet oyu verdim’ dedi, dokunulmazlığının kaldırıldığı dönem hükümette olan Halkın Partisini ise topa tuttu.
ÇALUDA: “SİYASETİN KİRLİ ELLERİNİN HUKUK DAİRESİNİN İÇERİSİNE GİRDİĞİNİ APAÇIK GÖRDÜM”
UBP Lefke Milletvekili Aytaç Çaluda, Gazeteci Hüseyin Turan’ın hazırlayıp sunduğu Hakikat Manşet programında, beraatına ilişkin şunlara yer verdi: “Kendime inanıyor ve güveniyordum. Çünkü ben temiz olduğumu biliyordum. Getirilen suçlamalar incir çekirdeğini doldurmayan, yüz kızartıcı olmayan, yıllar önce ortaya atılan suçlamalardı. Üstelik bu şikayetler tamamen siyasiydi. Siyasetin kirli ellerinin hukuk dairesinin içerisine girdiğini apaçık gördüm. Zaten bunun sebebi olduğu da ortaya çıktı. Ben önce kendime sonra da Kıbrıs Türk yargısına ve mahkemelerine de yürekten inanıyordum. O yüzden ben de kendi aleyhime evet oyu verdim. Çünkü temiz olduğumu biliyordum. Ben orada hayır oyu verseydim 34 evet çıkmazdı. Dörtlü hükümet 27’yle kurulmuştu, o gün 26 oyu vardı. Ben oylamadan bir gün önce kulis yaptım ve dokunulmazlığımın kaldırılması için evet oyu vereceğimi söyledim. “
“DAĞ FARE DOĞURDU, SİZİN USULSÜZLÜK KONUSUNDAKİ İDDİANIZ ÇALUDA MIYDI?”
UBP Lefke Milletvekili Aytaç Çaluda, hakkında dokunulmaz kararı alınmasını isteyen o dönemin hükümet ortağı olan Halkın Partisi’ni de topa tuttu. Dağ fare doğurdu, sizin usulsüzlük konusundaki iddianız Çaluda mıydı diyen UBP Milletvekili, devamında ise şunlara yer verdi: “Dokunulmazlık kararının verilmesi için ben de kendim için evet oyu verdim. Evet dememin bir diğer esas nedeni de özellikle şu an Meclis’te olan ve o dönemin dörtlü hükümeti muhalefetteyken, usulsüzlükler ve yolsuzluklarla ilgili çok vaatlerde bulunmuşlardı. Ben TDP’den, CTP’den ya da DP’den bir şey beklemiyordum. Özellikle Halkın Partisi çok iddialıydı bu yolsuzluklar ve usulsüzlükler konusunda. Halktan da o yüzden çok destek gördüler. Ama dağ fare doğurdu. Toplumu şaşkınlığa uğrattılar. Sizin bu yolsuzluk ve usulsüzlük konusundaki iddianız, hesap sormanız Aytaç Çaluda’ya mıydı? Bugün yolsuzluğu mu buldunuz, usulsüzlüğü mü getirdiniz topluma sunmuşsunuz diye. Çok tepkiler aldılar ama süreç içerisinde halktan aldıkları değer de bugün ortada”
ÇALUDA: “SİYASİ YOLSUZLUKLARIN ÜZERİNE NEDEN GİDİLMİYOR”
UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, yolsuzlukların üzerine gidilmesi konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. “Hiçbir siyasi parti gözetmeden her partiden milletvekili olsun, bir özel komite kuralım, hiç ayrım yapmadan. Halkın benliğinde var olan ciddi yolsuzluklar vardır, savcılıkta dosyalar var. Bu ülkede bankalar hortumlandı, yıllarca kimi yargıladılar? Bu ülkede sadece Salih Boyacı’yı ve Tekin Birinci diğerlerine bir şey oldu mu? PEYAK batırıldı bir şey oldu mu? Everest Bank batırıldı bir şey oldu mu? Kimdir bunların yöneticileri, hepsini toplum biliyor..! İşte bu dörtlü hükümeti yapanlar o partilerin mensuplarıydı. Ama bunlara dokunan olmadı. Veya söz verdikleri Ercan’la ilgili neler topluma vaat ettiler. Yapılan yolsuzluklar vardı. CTP Başkanı basın toplantısı düzenlemişti o zaman muhalefette iken, bağırmaktan meclisin çatısı sallanıyordu, hesap sorulacak, devlet 20 yıl kadar zarara uğratıldı. 4 yıl sözleşmesi uzatılmıştı ne yaptılar? Kamu arazilerini yandaşlarına peşkeş çekenler geri alacaklarını söylediler çünkü bunlar anayasaya aykırı verilen arazilerdi. Eşdeğerciler beklerken Limasol, Baf, Larnaka göçmenleri, malının değerini almayan insanlar vardı ve bu eşdeğer konuları çözülmeden, sıfırlanmadan sen kamu arazileri her ne olursa olsun kamu yararı dışında kimseye veremezsin. Bunların geri alınacak hesabı sorulacaktı ne yaptılar? Kendileri de yaptılar…”
HALKA, GARİBANA YARDIM ELİ UZATAN YARGILANDI. HORTUMLAYAN, HIRSIZLIK YAPANDAN BAHSETMEDİLER
2004-2009 yılları yolsuzlukların kara bir dönemidir. Bunları hiç gündeme getirmediler ve toplumuna, halkına, gariban insanlara yardımcı olmaya çalışan bir bakan, bir bürokrat, bir yönetici ile ilgili bu raddeye kadar getirdiler. Suçladılar, ağır cezaya gönderdiler. Yardım eden ile toplumu hortumlayan, hırsızlık yapanı başka bir kenara koydular ve hiç onunla ilgili bir kelime edilmedi.
SİYASETİN KİRLİ ELLERİ
Yargılanma sürecimin başında savcılığa giden dosyamız orada kıdemli bir Savcı, dörtlü hükümeti ile işbirliği yapmıştır. Çünkü o dönemlerde atamalar vardı ve şirin gözükmek için siyasetin kirli ellerinin hukuka bulaştığına tanık olduk.
ÇALUDA:” ÜLKEMİZDE SATILIK, PARAYLA YAYIN YAPAN BASIN ORGANLARI VAR”
“Bu ülkede satılmış, para karşılığı yayın yapan basın organları vardır. Gerek internet üzerinden gerekse görsel basın bunlarda bellidir diyen Çaluda, devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Algı operasyonu yaparak en kötü ibareleri kullanarak haberler yaptılar. Ağır cezada yargılanacağımı, hapis cezası alacağımı, yolsuzluklarım varmış, siyasi hayatım bitmiş gibi başlıklar attılar. Ben her şeye rağmen kendimden emin ve temiz olduğumu bildiğim için dik durdum, bunların üzerine yürüdüm. Çünkü ben yüz kızartacak bir şey yapmadım. 13 Mart 2020 tarihinde Ağır Ceza’da ifademi verdim ve aklandım ve davayı savcılık geri çekmek zorunda kaldı. Çünkü siyasi bir baskı sonucu ben ağır cezaya gönderilmiştim.
Davalarımı yakından takip eden o gazeteciler beraat kararı verileceği günde salondaydılar. Ben dışarı çıktığımda benden açıklama alacaklar sanmıştım fakat yoktular. Neden beni manşete çeken, ağır ithamlarda bulunan o yayın organları bu beraat ettiğimin haberini duyurmadılar. Çünkü kalemi satılık ve parayla haber yapan organların mensuplarıydılar.”
“BAKAN OLARAK ATANDIĞIMDA SAYIN AKINCI BENİ BİR HAYDUT GİBİ GÖSTERDİ”
Dönemin başbakanı Sayın Ersin Tatar tarafından Çalışma Bakanlığı’na atanacağım zaman, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı beni bir haydut gibi göstererek siyaset yapmış ve toplumun önüne çıkarak ‘iki davalık bir şikâyeti, 37 ayrı davası olan bir adamı bakan yapacaklar’ gibi söylemlerde bulundu. Sayın Akıncı sen bunları söylerken lütfen davaların içeriğini de topluma söyle: Hırsızlık mı yaparım, Memleketi mi satardık, Paramı yerdik. Yüz kızartıcı suç muydu bunlar. Davanın içeriği neydi? Bakanlığa müracaat eden vatandaşın ön izinden muaf işlemi. Bu işlemler o dönemde yapılırdı. Daha önce de yapıldı. Bugün de yapılıyor. Evet, tüzüklerde biraz çiğnenme olmuş olabilir. Ama burada art niyet yoktu. Zaten bu dosya 5 yıl saklanmış. Ta ki Milletvekili olacağım dönem önüme çıkarıldı. Bu dava tamamen siyasi, kirli ellerin organizasyonuydu.
ÜLKENİN EN BÜYÜK PARTİSİ UBP’NİN KURULTAYA GİDERKEN TANSİYONUN YÜKSELMESİ NORMALDİR
UBP Lefke Milletvekili, Ekim’de yapılacak Ulusal Birlik Partisi kurultayını da değerlendirdi.: “Günler geçtikçe, kurultay yaklaştıkça tansiyonun çıkması normal. Ülkenin en büyük icraatçı bir partisi olduğu için. Başkanlık yarışı demek Başbakan demek, Cumhurbaşkanlığına giden yol demek. O yüzden atışmalar, zaman zaman tasvip etmesem de kırıcı olunması kaçınılmaz olacaktır. Ama her şeyden önemlisi Bu ülkenin kurucu partisi olan UBP kurultaya giderken yine demokratik bir çerçevede sandığa gidecektir.”