Bu sürecin uzun süredir devam ettiğini ve Güney Kıbrıs’tan istenilenin de sürecin bir parçası olduğunu belirten Aşıkoğlu, “Ancak bu durum KKTC ile Güney Kıbrıs’ın daha büyük bir sistemle enterkonnekte olma ihtiyacını kaçınılmaz hale getirdi” dedi.
2020 YILINDA AB ÜLKELERİNDEKİ ELEKTRİK ÜRETİMİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI FOSİL YAKITLARI GEÇTİ
Avrupa Birliği ülkelerinin 2020 yılının ilk yarısında kullandıkları elektriğin yüzde 40’ının yenilebilir kaynaklardan, yüzde 34’ünün ise fosil yakıtlardan geldiğini söyleyen Aşıkoğlu, ilk kez yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimin konvansiyonel metodu geçtiğini, böylece tarihte bir ilk yaşandığının altını çizdi.
Bu sürecin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Güney Kıbrıs’ı ciddi bir şekilde etkileyeceğini ifade eden Aşıkoğlu, gaz ve fuel-oil’in çok yakın bir zamanda artık alternatif olmayacağını kaydetti. Aşıkoğlu bu durumun KKTC ile Güney Kıbrıs’ın daha büyük bir sistemle enterkonnekte olma ihtiyacını kaçınılmaz hale getirdiğini vurguladı.
Avrupa Komisyonu’nun aldığı önlemler ile enerji sektöründen kaynaklanan karbondioksit salınımını da yüzde 23 azalttığını anlatan Aşıkoğlu, rakamlardaki bu gelişmelerle, yüzyılın ortasına kadar karbon ayak izinin sıfırlanmasının hedeflendiğini söyledi. Aşıkoğlu, bu hedefin de artık Adada gaz ve fuel-oil kullanımını sonlandırmak zorunda kalınacağı anlamına geldiğini belirtti.
Ayrıca fosil yakıtların çıkarılması için Fransa , Almanya gibi ülkelerin kuyu açma izinlerini artık vermeyeceklerini de anons ettiklerinin altını çizdi. Bu regülasyonların Doğu Akdeniz’deki gaz yataklarını da yakından ilgilendirdiğini söyleyen Aşıkoğlu böyle bir vizyonda ve uygulama sistematiğinde bu gazın çıkarılmasının artık çok mümkün olmadığını belirtti.
AB ülkelerinin koyduğu vizyonun doğru bir vizyon olduğunu belirten Aşıkoğlu, ancak bu noktadan sonra Kıbrıs adasında teknik, finansal ve de siyasi yeni bir problem ile karşı karşıya kalındığının altını çizdi.
Adada artık rasyonel tek alternatifin enterkonnekte olduğunu bu konuda Avrupa Komisyonunun her iki taraf için de bir makro proje çalışmasına ihtiyaç olduğunu belirtti.