Ogundipe, AA muhabirine, başta MIT olmak üzere ABD’deki üniversitelerde yapılan Filistin’e destek gösterilerinin yasaklanmasını ve öğrencilerin üniversite yönetimleri tarafından susturulmaya çalışılmasını değerlendirdi.
MIT Kimya-Biyoloji Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Ogundipe, CAA’nın geçmişte Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığına dayalı apartheid rejimine karşı bir aktivizm hareketi olarak ortaya çıktığını, bugün de İsrail’in hukuksuz müdahalelerinin karşısında pozisyon aldığını belirterek, şöyle devam etti:
“CAA ilk olarak 1980’lerin ortasında öğrenciler, öğretim üyeleri, mezunlar ve topluluk üyelerinden oluşan bir koalisyon olarak kuruldu ve MIT’nin Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığına suç ortaklığı yapan şirketlerle işbirliğini sonlandırmasını talep etti. Organizasyon 2021’de (Doğu Kudüs’teki) Şeyh Cerrah mahallesinde yapılan tahliyeler, etnik temizlik ve bunu çevreleyen küresel hareketin ardından yeniden canlandı. CAA’nın hedefleri, Güney Afrika mücadelesine paralel olarak İsrail apartheid rejimine karşı çıkmak, yerleşimci sömürgeci bir varlık olarak siyonist işgale karşı mücadele etmek şeklinde gelişti.”
“Okul yönetimi tarafından kalıcı uzaklaştırma ile tehdit edildik”
Ogundipe, Aralık 2023’ten bu yana protesto gösterileriyle Filistin’le dayanışma eylemleri yaptıklarını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
“MIT’de, İsrail Savunma Bakanlığından fon alan birkaç sponsorlu araştırma projesi var. Aralık 2023’te başlattığımız Apartheid Karşıtı Bilim İnsanları kampanyasıyla, MIT’deki öğrencileri ve çalışanları İsrail apartheid, işgal ve soykırımına suç ortaklığı yapan şirketlerden ve araştırma projelerinden çekilmeye çağırdık. Şu ana kadar 900’den fazla öğrenci ve çalışan buna dahil oldu. Siyonist işgale ideolojik ve maddi desteği zayıflatmak için elimizden geleni yapıp Filistin direnişini desteklemek görevimiz.”
Filistin’e destek, ateşkes ve boykot talebiyle yapılan eylemlerin MIT yönetimi tarafından tehditlerle engellenmeye çalışıldığını dile getiren Ogundipe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail’in soykırım kampanyasına tepki olarak protestolar düzenledik. Bu protestolardan biri 12 Şubat’ta kampüste yapıldı. Bir önceki gece, işgal güçleri Refah’ı bombalamaya başlamış ve 90 dakika içinde yüzlerce kişiyi öldürmüştü. Bunun üzerine Refah için acil bir eylem düzenlemeye ve MIT yönetimini İsrail işgal güçleriyle bağlarını kesmeye çağırdık. Ertesi gün okul yönetiminden izinsiz gösteri düzenlediğimiz için CAA’nın askıya alındığını belirten bir uyarı mektubu aldık. Organizasyon liderleri, okuldan uzaklaştırma tehditleri ve herhangi bir öğrenci organizasyonuna liderlik etmelerini yasaklayan bildiriler aldı. Bunun da ötesinde başka bir kuralı daha ihlal edersek, MIT’den atılmak da dahil ciddi cezalarla tehdit edildik.”
Ogundipe, öğrenci kulüplerinin Filistin’e destek çağrılarının üniversite yönetimi tarafından yasa dışı ilan edilmesinin ve CAA’nın lisansının askıya alınmasının siyonist rejime boyun eğmek ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmak anlamına geldiğine dikkati çekerek, şunları aktardı:
“Uyarı mektubunu almamızın üzerinden henüz 2 saat bile geçmeden MIT Rektörü Sally Kornbluth bir video yayınlayarak CAA’yı hedef gösterdi ve tüm dünyaya okuldan uzaklaştırıldığımızı ilan etti. Bildiğim kadarıyla ilk kez bir üniversite rektörü iç disiplin meselesini kamuoyuna duyurmayı tercih etti ve bu durum pek çok kişiyi şoke etti. Kornbluth’un videosunda kampüs topluluğuna değil; kendisine yöneltilen siyonist baskıya boyun eğdiğini, tabiri caizse ‘bize baskı yaptığını’ göstermeye çalışıyordu. Eğer öğrencilere vahşet karşısında eylem yapma hakkı tanınmıyorsa, hükümetimizin parasıyla Filistinlilerin katledilmesi ve açlığa mahkum edilmesine sessiz kalmamız isteniyorsa bu ifade özgürlüğü değildir.”
“Eylemlerin sonlandırılmasına yönelik baskıyı ülkenin dört bir yanında görüyoruz”
MIT’deki baskıya, ABD’deki pek çok üniversitede de rastlandığını, Filistin’e destek eylemlerine katılan öğrenci ve akademik personelin tehditlerle baskı altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Ogundipe, “Disiplin tehdidiyle yapılan bu baskı MIT’ye özgü bir olgu değil, eylemlerin sonlandırılmasına yönelik baskıyı ülkenin dört bir yanında görüyoruz. Harvard’da, Tufts’ta, Columbia’da, Rutgers’da ve daha pek çok yerde bu baskıyı görmek mümkün.” diye konuştu.
Ogundipe, MIT gibi üniversitelerin insani değerleri önceliyormuş gibi görünürken aslında siyonizm ve İsrail işgalciliğini savunduğu görüşünü paylaşarak, “MIT gibi üniversitelerin çoğu kendilerini ilerleme ve değişimin kalesi olarak, geleceğin karakterli liderlerini yetiştirmeye çalıştıklarını söyleyerek markalaştı ancak MIT gibi kurumları sadece münferit eğitim kurumları olarak değil, siyonizm ve işgali desteklemeyi de içeren pek çok karşılığıyla ABD imparatorluğu içinde iyi inşa edilmiş akademik ve teknolojik mevzi olarak düşünmeliyiz.” ifadesini kullandı.
Üniversite yönetiminin tüm baskı ve tehditlerine rağmen CAA’yı yeniden ayağa kaldırıp Filistin için protestolara devam edeceklerinin altını çizen Ogundipe, sözlerini şöyle tamamladı:
“MIT’yi MIT yapan bizleriz ve eğer örgütlenirsek değişimi gerçekleştirecek güce sahibiz. Neden mücadele ettiğimizi unutmamalı, ona bağlı kalmalıyız. CAA ve Filistin Koalisyonundaki (C4P) diğer gruplar, ateşkes, işgal güçlerinin tamamen geri çekilmesi, ablukanın sona ermesi, açlık, yerinden edilme, evlerin ve kurumların hedef alınması ve daha fazlası için çağrıda bulunarak direnişin ve soykırıma uğrayan Filistinlilerin taleplerini yinelemeye devam edecek. İşgal tamamen sona erene kadar bu soykırımı finanse eden ve düzenleyen ABD hükümetine baskıyı sürdüreceğiz. Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir vahşet ve açlıkla karşı karşıya olan kardeşlerimize kalbimizde yer vermeye devam edeceğiz.”