3 Aralık gününü engelliler farkındalık günü olarak kabul etmekteyiz.
Bu vesile ile başta Engelliler Dayanışma Derneği Başkanı Ömer Suay Başkanımız ve ekibi olmak üzere bütün Engelli kardeşlerimizin farkındalık çalışmalarını tebrik eder kolaylıklar dileriz.
Engelli kardeşlerimizin sorunlarını dile getirmek ve çözümler üretmek hepimizin en ulvi görevleri arasında yer almaktadır. Bu sorunları sadece 3 Aralık’ta değil Rabbinizin bize verdiği her nefeste dile getirip çözümler aramak hepimizin olmazsa olmazı olmalıdır.
İslam Dinin kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’in Tin süresinde de “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yarattık”. Diyor Allah’u Teala.
Dini Ritüellere göre İnsan, eşref-i mahlûkattır. Yaratılmışların en şereflisi ve en mükemmelidir.
Üstün niteliklerle ve güzel vasıflarla donatılmıştır. Bununla birlikte insanın Rabbimiz katındaki değeri; renginde, cinsiyetinde, engelli veya engelsiz oluşunda değildir.
Allah katında en değerli insan, O’na hakkıyla kulluk eden ve emirlerine karşı gelmekten en çok sakınandır.
İmtihan için yaratıldığımızı kabul ettiğimiz bu dünyada, nasıl ki engelsiz olmak bir üstünlük sebebi değilse, engelli olmak da bir eksiklik veya kusur değildir.
Önemli olan, ruh ve gönüllerimizin engelli olmamasıdır.
Tüm hak inanışlarda olduğu gibi İslam dininde de engelli bireylerin yeri çok ayrıdır.
Nitekim Hz Muhammed yine başka bir hadisinde de bu konu ile ilgili şöyle buyurmaktadır:
“Allah sizin bedenlerinize ve dış görünüşlerinize değil, kalplerinize bakar.
Allah Resulünün, her konuşmasında engellilere ayrı bir değer verdiği ve onlarla her zaman bizzat ilgilendiği hadis Râvileri tarafından defalarca aktarılmıştır.
Bunlara örnek olarak, görme engelli bir sahâbi olan Abdullah B. Ümmi Mektûm’un oturacağı yere Hz Muhammed’in kendi cübbesini serecek kadar hassas davrandığı gibi birçok yaşanmış olayları aktarılmaktadır. Engellilere öğretmenlik, müezzinlik, Medine dışına çıktığında şehrin idaresine vekil bırakmak gibi çok önemli görevler verdiği de yine Hz Muhammed’in hayatından aktarılan örnek davranışlarındandır.
Yine Peygamberimizin inşa ettiği İslam medeniyetine baktığımızda da sözü ve sanatı, bilgisi ve keşfi, tecrübe ve birikimiyle insanlığa hizmet sunmuş, tarihe adını yazdırmış nice engelli kardeşimiz olduğunu görürüz.
Bugün hepimize düşen, engelli kardeşlerimizi doğru anlamak ve onlara saygı göstermektir.
Sorunlarına ortak olmak, hayatlarını kolaylaştırmaktır. Bütün imkânlardan faydalanabilmeleri için seferber olmaktır.
Kardeşlerimizi üzecek sözlerden, hayatlarını zorlaştıracak davranışlardan kaçınmaktır.
Unutmayalım ki hayatı birbirimize kolaylaştırdığımız ölçüde kâmil insan olabiliriz.
Son olarak yine Hz Muhammed’in
“Görme engelli bir insana yol göstermen sadakadır. Güçsüz birine yardım etmen sadakadır. Konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade etmen sadakadır.” Sözlerini İslam Dininin engellilere verdiği değeri aktarmak için örnek olarak göstermek mümkündür…